Anlamak çok güç ama çoğumuz anlıyor (1)
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Süheyl BATUM :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Anlamak çok güç ama çoğumuz anlıyor (1)
İnanılmaz
olaylar oluyor. Ancak neden oluyor, bir plan mı var; anlamak için bir
bakmak gerek. Örneğin “Erzurum Savcısı’nın talimatı ile, Başsavcı
Cihaner’in evi ve Adliye’deki bürosu arandı, kendisi gözaltına alındı ve
sonra tutuklandı. Saat 12.35’te, HSYK, Erzurum Savcısı’nın yetkisini
kaldırdı. Herkesin öğrendiği bu bilgi, nedense Erzurum Savcısı
tarafından öğrenilemedi. Ve tebligat yapılmadı bahanesiyle, dosya
İstanbul’a gönderildi.”
Şimdi görelim bakalım takke düşmüş mü?
Türkiye’de
onurlu, dürüst kişilerin; içlerinde HSYK üyelerinin, YARSAV’ın, başta
İstanbul olmak üzere eski ve yeni baro başkanlarının, T. Barolar Birliği
yöneticilerinin, eski başkan Av. Turgut Kazan’ın, Doç. Dr. Ümit
Kocasakal’ın da bulunduğu bir kısım akademisyen, hukukçu ve aydın
gazetecinin, “Erzincan olayının” başından itibaren yılmadan savundukları
tüm gerçekler, geçen pazar Ruhat Mengi’nin Her Açıdan programında da
tüm açıklığı ile ortaya kondu. Daha önce hiçbir şeyi anlamamış, ne
olduğunu çözememiş olsanız dahi, o programa katılan o dürüst ve gerçek
hukukçuların söylediklerini anlamamanız mümkün değildi. Hâkimler ve
Savcılar Kanunu’nu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250 ve 251. maddelerini
açıkça anlattılar. Erzurum Savcı’sının neden yetkili olmadığını, nasıl
yetki gaspı yaptığını, HSYK’nın neden yetkili olduğunu, iktidarın niçin
haksız olduğunu, Adalet Bakanı Ergin’in “HSYK yetki gaspı yaptı”
demesinin neden tamamen yanlış olduğunu, neden “Bülent Arınç’ın tamamen
hatalı olduğunu” açıkça ortaya koydular.
***
Evet
açıkça ortaya çıktı ki, “yapılanların hukuksal olduğunu” ya da “hukuka
uygun olduğunu” söylemek kesinlikle mümkün değil... Tüm sürece
baktığınızda bunu kolaylıkla görebiliyorsunuz. Van Rektörü hakkında
“ihaleye fesat karıştırdığı” iddiası ile açılan soruşturmayla başlayan,
tutuklanması, tutuklamanın 66 gün sürmesi ile devam eden bir süreç.
Ardından Türkan Saylan’a reva görülen ve “72 milyon kişinin evinin
aranabileceği” türde, inanılmaz geniş arama kararları ile devam eden bir
süreç... Sonra 33 ay süren, 18 ay süren, 13 ay süren tutukluluk
kararları ile devam eden bir süreç... “Kozmik oda”nın iki isimsiz
telefonla aranması ve İlhan Cihaner’le devam eden bir süreç. Ve bu
sürecin bir tek amacı ve hedefi var. Bu tür sindirme yöntemleri ile
“hukuk devleti yerine tamamen iktidara bağlı bir yargının ve giderek
sistemin oluşturulması...”
Ama bir şeyi gerçekten anlamıyorum.
Bir tarafta Kanunun 88. maddesi, öbür tarafta bu açık hükme karşın,
Başsavcı’yı aratan, gözaltına aldıran bir diğer savcı. Bir tarafta aynı
yasanın “1. sınıf hâkim ve savcıları kimin tutuklayabileceğine” ilişkin
85. maddesi, diğer tarafta onu tutuklayan bir hâkim. Bir tarafta Anayasa
ve HSYK Kanunu’ndaki açık yetkisini kullanan HSYK, diğer tarafta buna
“yetki gasbı, hukuk cinayeti” diyen bir Adalet Bakanı. Bir tarafta tüm
bu “hukuka aykırı süreç” diğer tarafta da bu hukuksuzlukları görmezden
gelmeye devam eden siyasetçi, aydın(!) ve gazeteciler. Haydi Adalet
Bakanı’nı, Bülent Arınç’ı, Bekir Bozdağ’ı ve diğerlerini anlıyorum.
Çünkü onlar siyasetçi ve zaten bunları yapmaları, söylemeleri için oraya
getirildiler. O mevkilerde bulunmalarının tek nedeni bu. İktidar
aydınlarını, liberal(!) aydınları(!) ve akademisyenleri de anlıyorum...
Başbakan’ın yanağını sıkan, “o kadar çok iş yapıyorsunuz ki
yetişemiyoruz” diyen gazeteciyi de anlıyorum. Dün solcu, sonra neo
Osmanlıcı, sonra Özal’cı, bugün AKP’ci olan liberalleri(!) de. Onların
da geçim yolu bu, yaşamlarını sürdürmelerinin yolu bu.
Ama tüm bu
süreç ve yasalar da ortada iken ve önce bir Başsavcı’yı hukuka aykırı
biçimde arama, tutuklama ve dosyayı kaçırma, sonra “Türkiye’nin
generallerinin” bir plan(!) dahilinde gözaltına alınması ortada iken,
“mutlaka iki taraftan birinin haklı mı olsa gerek” diyen ya da “evet
Başsavcı tutuklanmayabilirdi ama silahlar bulunmadı mı” diye sözüm ona
anlamayan tarafsızlar(!) yok mu? Esas anlamadığım onlar.
olaylar oluyor. Ancak neden oluyor, bir plan mı var; anlamak için bir
bakmak gerek. Örneğin “Erzurum Savcısı’nın talimatı ile, Başsavcı
Cihaner’in evi ve Adliye’deki bürosu arandı, kendisi gözaltına alındı ve
sonra tutuklandı. Saat 12.35’te, HSYK, Erzurum Savcısı’nın yetkisini
kaldırdı. Herkesin öğrendiği bu bilgi, nedense Erzurum Savcısı
tarafından öğrenilemedi. Ve tebligat yapılmadı bahanesiyle, dosya
İstanbul’a gönderildi.”
Şimdi görelim bakalım takke düşmüş mü?
Türkiye’de
onurlu, dürüst kişilerin; içlerinde HSYK üyelerinin, YARSAV’ın, başta
İstanbul olmak üzere eski ve yeni baro başkanlarının, T. Barolar Birliği
yöneticilerinin, eski başkan Av. Turgut Kazan’ın, Doç. Dr. Ümit
Kocasakal’ın da bulunduğu bir kısım akademisyen, hukukçu ve aydın
gazetecinin, “Erzincan olayının” başından itibaren yılmadan savundukları
tüm gerçekler, geçen pazar Ruhat Mengi’nin Her Açıdan programında da
tüm açıklığı ile ortaya kondu. Daha önce hiçbir şeyi anlamamış, ne
olduğunu çözememiş olsanız dahi, o programa katılan o dürüst ve gerçek
hukukçuların söylediklerini anlamamanız mümkün değildi. Hâkimler ve
Savcılar Kanunu’nu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250 ve 251. maddelerini
açıkça anlattılar. Erzurum Savcı’sının neden yetkili olmadığını, nasıl
yetki gaspı yaptığını, HSYK’nın neden yetkili olduğunu, iktidarın niçin
haksız olduğunu, Adalet Bakanı Ergin’in “HSYK yetki gaspı yaptı”
demesinin neden tamamen yanlış olduğunu, neden “Bülent Arınç’ın tamamen
hatalı olduğunu” açıkça ortaya koydular.
***
Evet
açıkça ortaya çıktı ki, “yapılanların hukuksal olduğunu” ya da “hukuka
uygun olduğunu” söylemek kesinlikle mümkün değil... Tüm sürece
baktığınızda bunu kolaylıkla görebiliyorsunuz. Van Rektörü hakkında
“ihaleye fesat karıştırdığı” iddiası ile açılan soruşturmayla başlayan,
tutuklanması, tutuklamanın 66 gün sürmesi ile devam eden bir süreç.
Ardından Türkan Saylan’a reva görülen ve “72 milyon kişinin evinin
aranabileceği” türde, inanılmaz geniş arama kararları ile devam eden bir
süreç... Sonra 33 ay süren, 18 ay süren, 13 ay süren tutukluluk
kararları ile devam eden bir süreç... “Kozmik oda”nın iki isimsiz
telefonla aranması ve İlhan Cihaner’le devam eden bir süreç. Ve bu
sürecin bir tek amacı ve hedefi var. Bu tür sindirme yöntemleri ile
“hukuk devleti yerine tamamen iktidara bağlı bir yargının ve giderek
sistemin oluşturulması...”
Ama bir şeyi gerçekten anlamıyorum.
Bir tarafta Kanunun 88. maddesi, öbür tarafta bu açık hükme karşın,
Başsavcı’yı aratan, gözaltına aldıran bir diğer savcı. Bir tarafta aynı
yasanın “1. sınıf hâkim ve savcıları kimin tutuklayabileceğine” ilişkin
85. maddesi, diğer tarafta onu tutuklayan bir hâkim. Bir tarafta Anayasa
ve HSYK Kanunu’ndaki açık yetkisini kullanan HSYK, diğer tarafta buna
“yetki gasbı, hukuk cinayeti” diyen bir Adalet Bakanı. Bir tarafta tüm
bu “hukuka aykırı süreç” diğer tarafta da bu hukuksuzlukları görmezden
gelmeye devam eden siyasetçi, aydın(!) ve gazeteciler. Haydi Adalet
Bakanı’nı, Bülent Arınç’ı, Bekir Bozdağ’ı ve diğerlerini anlıyorum.
Çünkü onlar siyasetçi ve zaten bunları yapmaları, söylemeleri için oraya
getirildiler. O mevkilerde bulunmalarının tek nedeni bu. İktidar
aydınlarını, liberal(!) aydınları(!) ve akademisyenleri de anlıyorum...
Başbakan’ın yanağını sıkan, “o kadar çok iş yapıyorsunuz ki
yetişemiyoruz” diyen gazeteciyi de anlıyorum. Dün solcu, sonra neo
Osmanlıcı, sonra Özal’cı, bugün AKP’ci olan liberalleri(!) de. Onların
da geçim yolu bu, yaşamlarını sürdürmelerinin yolu bu.
Ama tüm bu
süreç ve yasalar da ortada iken ve önce bir Başsavcı’yı hukuka aykırı
biçimde arama, tutuklama ve dosyayı kaçırma, sonra “Türkiye’nin
generallerinin” bir plan(!) dahilinde gözaltına alınması ortada iken,
“mutlaka iki taraftan birinin haklı mı olsa gerek” diyen ya da “evet
Başsavcı tutuklanmayabilirdi ama silahlar bulunmadı mı” diye sözüm ona
anlamayan tarafsızlar(!) yok mu? Esas anlamadığım onlar.
Süheyl BATUM- DEMİR ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 24
Yaş : 69
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 10
Kayıt tarihi : 27/11/08
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Süheyl BATUM :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz