DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Geri sayım ve Genelkurmay'da Cemil Çiçek'e söylenenler!

Aşağa gitmek

Geri sayım ve Genelkurmay'da Cemil Çiçek'e söylenenler! Empty Geri sayım ve Genelkurmay'da Cemil Çiçek'e söylenenler!

Mesaj tarafından Sebahattin ÖNKİBAR 2010-02-26, 15:55

15 Orgeneral ve Oramiral’in apar-topar Genelkurmay Karargahında
toplanması gözdağı fotoğrafı, yani ses bombası değil!
O süreçler
çoktan aşıldı ve finale gelindi!
Finalde yaşanması muhtemel olanları
sunmadan önce durumun ciddiyetini ortaya koymak için önceki güne gidelim
ve Karargahtaki Komutanlar toplantısı esnasında
Cemil Çiçek’in
çağrılmasına dikkat çekelim.
Evet Çiçek’in Genelkurmay’a gidişi iddia
edildiği gibi Deniz Kuvvetlerindeki parola hikayesine şikayet
bildirmeye değil, Orgeneral Başbuğ’un daveti üzerinedir.
Nitekim
Cemil Çiçek’in bu görüşme sonrasındaki seyri ve temasları bunu
doğrulamaktadır. Abdullah Gül’den apar-topar randevu istemesinden, gece
yarısı Atalay ve Ergin’le beraber İspanya’dan yeni dönen Başbakan
Erdoğan’la evinde bir buçuk saat zirve yapmalarına kadar yaşanan pek çok
gelişme bunun kanıtıdır.
Hadisenin özeti şudur:
Karargahta
toplanan komutanlar kararlarını bildirmek için Başbakan vekili Cemil
Çiçek’in davetinin uygun olacağına karar verirler ve Çiçek, Başbuğ
tarafından çağrılır.
Cemil Bey’in cevabı, “Birazdan size dönerim”
olur ve hemen İspanya’ya telefon ederek Başbakan Erdoğan’a durumu
aktarır.
Erdoğan, “Git ve dinle” der.
Çiçek, Genelkurmay’a gider
ve orada komutanların mesajları ile acil talepler listesini alır.
Tablonun
ciddiyetini kavrayan Cemil Çiçek, karargahtan çıkar çıkmaz hemen
Cumhurbaşkanlığını arar ve randevu talep eder. Akabinde de Tayyip Bey’i
tekrar arayarak aldığı mesajları iletir. İlave olarak da
Cumhurbaşkanından randevu istediğini bildirir.
Başbakan, Çiçek’in
Köşk’den istediği randevu talebine hiddetlenir ve “Hayır
Cumhurbaşkanına gitmeye gerek yok, akşam ben geliyorum zaten” diyerek o
görüşmenin iptalini ister... Cemil Çiçek, “Peki basın ve kamuoyuna bunu
nasıl izah edeceğiz” deyince de Erdoğan, “Bir şeyler uydurun, mesela
şu parola konusunu ileri sürün” der.
Der ama mızrak yine de çuvala
sığmaz.
Hükümetin konuyu çarpıtma, gizleme ve manipüle etme
çabalarını tespit eden Komutanlar, Karargahta tarihte ilk olmak üzere
Orgeneral ve Oramirallerin balyoz hikayesi bağlamında ciddi bir toplantı
yaptıklarını Genelkurmay Sitesinden duyurur.
Gelelim Komutanların
neye karar verdiklerine ve geri sayımın niçin olduğuna?
AKP
iktidarına, TSK’ya yapılan psikolojik operasyonların durdurulması
bağlamında Taraf gazetesi, TRT ve bazı dinci yayın organlarına karşı
derhal tedbirler alınması başta olmak üzere atılması acil adımlar
listesi sunulmuş!
Buna Yargı ve poliste yuvalanmış TSK’yı düşman
gören dinci personelin listesi de eklenmiş ve gereği talep edilmiş!.
Ve
en sonda da, şayet bütün bunlar hemen yapılmazsa 15 Orgeneral ile
Amiral’in, gerekçeleri ayrıntılarla milletle paylaşıldıktan sonra toplu
olarak istifa edebileceği açık ve net olarak ifade edilmiş.
Evet 10’a
yakın önemli kişi ile yaptığım konuşmalardan çıkardığım kulis
bilgilerinin özeti budur.
Peki bundan sonra ne mi olur?
Tayyip
Erdoğan hâlâ “İstifa edebilirler mi, ederlerse ne olur’u” sorguluyor!..
Dahası bazı merkezlerle de istişare halinde!
Bizim hükmümüze gelince;
Çok
enerji birikti ve öyle ya da böyle bir yansıma mutlaka olacaktır.


YAKIŞMADI...
MİT
hâlâ niçin susuyor?
Devletin en önemli kurumlarından biri
olan Milli İstihbarat Teşkilatı’nın devlette uç veren kaos ve kargaşadan
sonra hâlâ susmayı sürdürmesi ve adeta durumu idare ediyor görünmesi,
kuruluş amacına ve misyonuna yakışmıyor. Diyeceksiniz ki görev ve
yetkileri yasa ile belli olan MİT ne yapabilir? Bunun cevabı şudur: MİT
Müsteşarı bir süre önce yaptığı ve takdir gördüğü üzere bir raporla var
olan vahim tabloyu adeta hakem rolünü oynayarak ortaya koyabilir.
Devletin kurumları arasında ve kurumların içinde uç veren çatışmaların
nelere sebep olacağını hatırlatarak Cumhuriyet karşıtı sızmaları deşifre
edebilir. Hayır MİT bunu yapmıyor ve enerjisini ABD projesi olan
açılıma harcıyor. Tamam bu açılım hikayesine Emre Taner’in şahsi bir
takıntısı var ancak ülkenin gündeminde bugün çok daha önemli konular var
ve MİT bütün bunların dışında kalamaz. Kalırsa misyonunu inkar eder...
MİT’in elinde devletteki dinci derin devlet kadrolaşması bağlamında
belgeler olduğuna eminiz, MİT bunları artık var oluş amacı gereği
açıklamalıdır.


ZİRVELERDEN...
Arıboğan’ı hemen al
tehdidi!

Prof. Mahir Kaynak’ın kızı olan Prof. Dr. Deniz
Ülke Arıboğan, hakkını teslim edelim, devlet ve millet nedir bilen,
uluslararası realiteleri iyi okuyabilen ve fikir namusu olan gerçek bir
münevverdir. Bazıları gibi hiçbir zaman akıntıya kapılmadı ve popülist
olmadı. Her zaman doğru bildiklerini yazıp söyledi. Bildiğiniz gibi
Arıboğan Hoca iki gün öncesine kadar Bahçeşehir Üniversitesi’nin
rektörüydü ve de çok çok başarılıydı. Derken önceki gün Prof. Arıboğan,
Enver Yücel yani Üniversitenin bağlı olduğu Vakıf’ın patronu tarafından
apansız görevinden alındı. Enver Yücel’i kovulduğum Atatürk Eğitim
Enstitüsü yıllarımdan bilirim. Ben Türkçe, o alt katımızdaki Matematik
bölümünde okuyordu. Kendisi makul bir isimdir ve Türk milliyetçisidir.
Eğer çok çok büyük bir baskı altında kalmasaydı böyle bir kararı
almazdı. Dün konuyu araştırdım ve bu hükmümü doğrulattım. Evet Enver
Yücel, AKP zirvelerinden;
“Ya o kadın, ya Üniversiten” diye tehdit
almış ve bu kararı vermiş!


SIĞINAK...
DP’de,
DYP-ANAP kavgası!
Dün yazdığım “Demokrat Parti’nin Zemini
Sarıgül’e Kayıyor” başlıklı yazım, tahmin edemeyeceğim kadar ilgi gördü.
Daha çok DP sempatizanları tarafından yoruma tabi tutulan yazıma,
haklısınız diyen olduğu gibi, haksızlık yaptın diyen de oldu. Mesela
Sarıgül’ün solda olduğunu ve DP zeminine giremeyeceğini söyleyenler
vardı. Fizik gibi siyasetin de kuralıdır, boşluk ilelebet olmaz ve
mutlaka birileri tarafından doldurulur. Maalesef DP’nin kendi
hinterlandını yeterince dolduramadığı vakıadır. Hayır bunun için
Hüsamettin Cindoruk da suçlanmamalıdır. DP’de sorun, siyaset
esnaflarının bu partiyi kullanıp mebus olma ve koltuk kapma olayıdır.
Öyle olduğu içindir ki partide hâlâ ANAP’lı DYP’li ayrışması var ve iki
ayrı teşkilat başkanı, ayrı ayrı faaliyet yapıyor. DYP-ANAP bütünleşmesi
tabanda olmadığı gibi tavanda da olmadı. Yargıtay kararından sonra
ANAP’lılar panik içinde ve DYP’lilere güvenmiyor. Öyle olunca da
dışarıya yani kamuoyuna zerre bir sinerji verilemiyor. DP’ye acil
müdahale olmazsa, bu parti ’Şemsiye Partisi’ne dönüşecek; ilgililerine
duyurulur!
Sebahattin ÖNKİBAR
Sebahattin ÖNKİBAR
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz