Böyle Atatürkçüler ve böyle muhalefet oldukça

M.Ö. 287 yılında yaşamış olan Arşimet`in o meşhur sözünü eğitim görmüş herkes bilir. Bir gün filozof, banyo yaparken, suyun bir kaldırma kuvveti olduğunu keşfeder ve Eureka ! Eurkeka- buldum ! Buldum ! “diye bağırır.
İşte bizim Atatürkçü olarak adlandırdığımız Atatürkçüler, başkanlar var ya, onlar dernekteki koltukta otururlarken, birden bire, etrafında bulunanlara “Buldum arkadaşlar ! Bir daha ki toplantımıza bir diğer Atatürkçüyü davet edeceğiz ve böylece, bize “bir iş yapmıyorsunuz” diyenlere neler yaptığımızı göstereceğiz.” Herkes sevinç çığlıkları atar ve başkanları çılgınca alkışlarlar...
Sakın bu davranışın bir hayal ürünü olduğunu düşünmeyiniz ! Gerçekten de başkan odasında böyle yapılıyor Atatürkçülğük !. Örnek mi istiyorsunuz ? Alın size bir örnek:
Almanya`daki Hamburg kentindeki bulunan Atatürkçü Düşünce Derneği etkenlik olsun diye, Prof. Dr. Anıl Çeçen`i konuşmacı olarak davet ediyor.
Konferansın adı “Türkiye`de neler oluyor ?”
Prof. Anıl Çeçen konuşmasında, Türkiye`nin bin yıllık devlet birikimiyle güçlü olduğuna ve zor bir durumdan geçtiğine dikkati çekmiş. Ve ayrıca AB konusunda da şunları söylemiş:
“Avrupa Türkiye`yi karşısına alma yerine, yanına almalıdır. Çünkü Türkiye birçok kültürün merkezidir” Galiba Avrupa Birliği`nin Türkiye`yi yanına aldığının farkında değil !...
4 saatlik bir uçak yolculuğundan sonra, Almanya`ya gelen Pror. Dr. Anıl Çeçen, toplantıda bulunanlara, Türkiye`de neler olduğunu, o bilinen klasik tümce olan “Türkiye zor bir dönemden geçiyor” diyerek genel durumu anlatıyor. Bunları anlatmak için 4 saatlik yolculuk yapmaya gerek var mı ? Bugün Almanya`da, çanak antenle haberleri izliyen, kahvehanede eline gazete alıp okuyan insanlar, zaten Türkiye`de olup bitenleri biliyor. Bilmek istemeyenler de camilerde vaaz diniyorlar...
Bir Kemalist olan Prof. Dr. Anıl Çeçen, Prof Erol Manısalı`nın kulakları çınlasın, Avrupa Birliği`nin Türkiye`yi dışında değil de, yanında görmesini tavsiye diyor. Bu nasıl bir Atatürkçülüktür ? Artık herkes biliyor ki, Avrupa Birliği, Türkiye`yi Mustafa Kemal`siz, TSK`sız olarak görmek, daha da açıkcası, bölünmüş olarak yanına almak istiyor. AB, Türkiye`nin çok kültürlü olmasına ilgi göstermiyor ki ! Öyle bir niyeti olsaydı, Almanya`da yaşayan Türkler`e bakış açısı bambaşka olurdu !
Peki, Atatürkçü Düşünce Derneği`nin bu daveti ile gelen ve konferans veren Prof. Anıl Çeçen`den toplum ne öğrendi ? Sadece kocaman bir HİÇ !...
Bugün Hamburg`da 60 bine yakın Türk yaşamaktadır. Dieylim ki, bu konferansı 200 kişi izledi. Bu demektir ki, Türkler`in yüzde 0,3`ü bu konferansa gitmiştir. Devede kulak !...
Peki, geri kalan Türkler, durumu nasıl öğrenecekler ? Onlar da Atatürkçülüğü camilerde öğrencekler herhalde...
Bu yalnız Hamburg için geçerli değildir. Almanya`nın 16 eyaletine dağılmış olan Atatürkçü Düşünce Dernekleri`nde de durum bundan farklı değildir. Yurtdışı Atatürkçü Düşünce Dernekleri`nde durum böyle iken, yurtiçi Atatürkçü Düşünce Dernekleri`nde nasıl ? Aynısının tıpkısı !...
Antalya Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Bay Durna, hem kendisini susuyor hem de “Susmak suçtur” diyor. Diyor ama, burunun dibindeki Antalya Özgür-DER Antalya şubesi, 3 Ocak günü bir basın açıklaması Antalya Özgür-Der Temsilciliği 3 Ocak 2010 Pazar günü, Kapalı Yol Havuz yanında hak ihlalleriyle ilgili bir basın açıklaması yapıyor ve açıklama “tekbir” ile kapanıyor. Acaba Atatürk devrim ve ilkelerini savunmak, halka anlatmak için kurulan Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Bay Durna bunları bilmiyor mu ? Büyük bir ihtimalle bilmiyor, çünkü dernek odasında ince belli bardakla, sunulan çayını yudumluyor, kendisini destekleyenlerle sohbet ediyordur.
Antalya`dan söz açılmışken; Biliyorsunuz, Antalya`da seçimleri CHP kazandı. CHP`li Büyükşehirbelediyesi Başkanı, sanki Antalya`da her sorun çözülümüş de, tek bir iş kalıyor. O da Türkan Saylan`nın heykelini dikmek. Kime ve ne için ?
Peki, o zaman Atatürkçüler ve muhalefet neyin savaşını veriyor ? Neyin mi ?
“Gönül ne dernek ne parti ister ne ilkeleri anlatmak gönül sohbet ister dernek bahane” Bundan daha güzel savaş olur mu ?!
Bunların ana paroları budur işte !..
Peki, bu parola yalnız bunlar için mi geçerli ? keşke !
Anamuhalefet ve yavru muhalelef parti genel başkanlarının da bu mantıkla iktidar ile mücadele (!) veriyorlar.
Olan tabi ki, Mustafa Kemal`in kurmuş olduğu laik, modern Türkiye`sine olmaktadır.
(asahaber)
Dr. Yüksel Cavlak