Aytaç Durak vergi kaçırdığını kabul etti ve sordu: olmuş yani?
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Mustafa MUTLU :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Aytaç Durak vergi kaçırdığını kabul etti ve sordu: olmuş yani?
Aytaç Durak vergi kaçırdığını kabul etti ve sordu: N’olmuş yani?
Adana’da patlak veren rüşvet, vergi kaçakçılığı ve yolsuzluk iddialarından söz ettiğim dünkü yazım, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ı rahatsız etmiş.
Telefon etti ve rüşvet alanlara karşı verdiği mücadeleyi anlattı.
Her şeyin, CHP’li Belediye Meclisi Üyesi’ne ait rüşvet bandını Belediye Meclisi toplantısında göstermesiyle başladığını anlattı. Sonra da o rüşvet olayının, kendi partisinden yani MHP’den Belediye Meclis Üyesi seçilen Mustafa Tuncel’e dokunduğunu belirtti.
Meclis’teki değişik partilere ait üyelerin; bir “imar ve rüşvet partisi” kurduklarını, yıllardır en yakınında yer alan Mustafa Tuncel’in bu partinin üyesi olduğunu söyledi.
Sonra da ekledi:
“Şimdi Mustafa Tuncel benim hakkımda iddialarda bulunuyor, amacı ‘cambaza bak’ diyerek, dikkatleri başka yere çekmek...”
***
Aytaç Durak’a sadece bir soru sordum:
“Özel okula metrekaresi 30 liraya sattığınız arsanın tapudaki değerini 18 lira göstererek vergi kaçırdığınız iddia ediliyor? Ne diyeceksiniz?”
Hiç tereddüt etmeden yanıt verdi:
“Bana değil, aile şirketimize ait bir arsaydı o... Muhasebeci öyle yapmış. Atabildikleri tek suç bu. Ne var bunda? Ne olmuş yani, büyütülecek bir şey mi? Bütün suçum buysa, cezamı çekmeye razıyım.”
***
Bu konuşmadan sonra Aytaç Durak bana, haksız servet edinmediğine ilişkin mahkeme ve Yargıtay kararlarını gönderdi.
Ama ne yalan söyleyeyim; umursamadım bile!
Çünkü yıllardır “Büyükşehir Belediye Başkanlığı” gibi çok önemli bir koltukta oturan bir kişinin bu “itirafı” ve “Ne olmuş yani?” diyerek pişkin bir tavır sergilemesi bana yetti.
Siz; Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tüm vatandaşlardan Emlak Vergisi toplayacaksınız...
Vergisini birkaç gün geciktirenin yakasına yapışıp faiz alacaksınız...
Yanlış beyanda bulunanın anasından emdiği sütü burnundan getireceksiniz...
Sonra kendi malınızı satarken ödemeniz gereken vergiyi düşürmek için, hile yapacaksınız...
Bu ortaya çıkınca da, “Ne olmuş yani, ne var bunda... Cezasını çekerim” efeliğine sığınacaksınız...
Aytaç Durak kusura bakmasın ama...
Bu “kirlilik” benim için yeter de artar!
***
İngiltere’de olanları bugünkü gazetede okumuşsunuzdur:
Dört milletvekili, kişisel masraflarını devlete fatura etmekle suçlanıyor...
Yolsuzluğun toplam boyutu ise sadece 60 bin sterlin!
Olay yargıya taşınınca bu dört milletvekili yavuz hırsızlığa soyunuyor ve “Kuvvetler ayrılığı ilkesine göre bizi yargılayamazsınız” diyor...
Ama İngiliz mahkemeleri, “Sizin dokunulmazlığınız sadece Meclis Kürsüsü’nde geçer” diyerek davayı görmeye başlıyor...
Daily Mail Gazetesi de dünkü manşetini bu olaya ayırıyor:
“Kendilerini kanunların üzerinde gören hırsızlar!”
Yoksa Aytaç Durak da İngiliz vekiller gibi, kendisini kanunlar üzerinde mi görüyor ki; vergi kaçırdığını böylesine rahatlıkla itiraf edip, “Ne var bunda” diyebiliyor?
***
Sözüm MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye:
Bu itiraf ve efelenme; Aytaç Bey’le ilişkilerinizi gözden geçirmeniz gerektiğini göstermiyor mu?
***
GÜNÜN SORUSU
Sabih Kanadoğlu’nun evinin aranacağını, Zir Vadisi’nde hangi marka ve model silah bulunacağını, 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın gözaltına alınacağını, Ankara’daki bomba yüklü kamyonda ele geçirilen bombaların seri numaralarının olmadığını önceden bilen TRT, kadrolu kâhin mi çalıştırmaya başladı?
***
Muayenehaneler kapanınca 60 bin kişi simit mi satacak?
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, birkaç gün önce bir açıklama yaparak, Tam Gün Yasası sayesinde özel muayenehanesi olan hiçbir hekim kalmayacağını açıkladı. Bir de bilgi verdi:
“Özel muayenehane sayısı 20 bindi, bu sayı şimdiden 4 bine düştü. Yakında da sıfırlanacak.”
Bu uygulamayı beğenirsiniz, beğenmezsiniz...
Ben olayın başka bir boyutuna dikkatinizi çekmek istiyorum:
Acaba Sayın Bakan, 20 bin özel muayenehanenin kapanmasıyla işsiz kalan ve kalacak olan yaklaşık 60 bin hemşireye, sekretere, diyetisyene, sağlıkçıya iş olanağı sağlamak için de bir şeyler yapmayı düşünüyor mu?
Yoksa bu 60 bin kişi; işsizliğin zirve yaptığı böyle bir ortamda kaderlerine mi terk edilecek?
Adana’da patlak veren rüşvet, vergi kaçakçılığı ve yolsuzluk iddialarından söz ettiğim dünkü yazım, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ı rahatsız etmiş.
Telefon etti ve rüşvet alanlara karşı verdiği mücadeleyi anlattı.
Her şeyin, CHP’li Belediye Meclisi Üyesi’ne ait rüşvet bandını Belediye Meclisi toplantısında göstermesiyle başladığını anlattı. Sonra da o rüşvet olayının, kendi partisinden yani MHP’den Belediye Meclis Üyesi seçilen Mustafa Tuncel’e dokunduğunu belirtti.
Meclis’teki değişik partilere ait üyelerin; bir “imar ve rüşvet partisi” kurduklarını, yıllardır en yakınında yer alan Mustafa Tuncel’in bu partinin üyesi olduğunu söyledi.
Sonra da ekledi:
“Şimdi Mustafa Tuncel benim hakkımda iddialarda bulunuyor, amacı ‘cambaza bak’ diyerek, dikkatleri başka yere çekmek...”
***
Aytaç Durak’a sadece bir soru sordum:
“Özel okula metrekaresi 30 liraya sattığınız arsanın tapudaki değerini 18 lira göstererek vergi kaçırdığınız iddia ediliyor? Ne diyeceksiniz?”
Hiç tereddüt etmeden yanıt verdi:
“Bana değil, aile şirketimize ait bir arsaydı o... Muhasebeci öyle yapmış. Atabildikleri tek suç bu. Ne var bunda? Ne olmuş yani, büyütülecek bir şey mi? Bütün suçum buysa, cezamı çekmeye razıyım.”
***
Bu konuşmadan sonra Aytaç Durak bana, haksız servet edinmediğine ilişkin mahkeme ve Yargıtay kararlarını gönderdi.
Ama ne yalan söyleyeyim; umursamadım bile!
Çünkü yıllardır “Büyükşehir Belediye Başkanlığı” gibi çok önemli bir koltukta oturan bir kişinin bu “itirafı” ve “Ne olmuş yani?” diyerek pişkin bir tavır sergilemesi bana yetti.
Siz; Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tüm vatandaşlardan Emlak Vergisi toplayacaksınız...
Vergisini birkaç gün geciktirenin yakasına yapışıp faiz alacaksınız...
Yanlış beyanda bulunanın anasından emdiği sütü burnundan getireceksiniz...
Sonra kendi malınızı satarken ödemeniz gereken vergiyi düşürmek için, hile yapacaksınız...
Bu ortaya çıkınca da, “Ne olmuş yani, ne var bunda... Cezasını çekerim” efeliğine sığınacaksınız...
Aytaç Durak kusura bakmasın ama...
Bu “kirlilik” benim için yeter de artar!
***
İngiltere’de olanları bugünkü gazetede okumuşsunuzdur:
Dört milletvekili, kişisel masraflarını devlete fatura etmekle suçlanıyor...
Yolsuzluğun toplam boyutu ise sadece 60 bin sterlin!
Olay yargıya taşınınca bu dört milletvekili yavuz hırsızlığa soyunuyor ve “Kuvvetler ayrılığı ilkesine göre bizi yargılayamazsınız” diyor...
Ama İngiliz mahkemeleri, “Sizin dokunulmazlığınız sadece Meclis Kürsüsü’nde geçer” diyerek davayı görmeye başlıyor...
Daily Mail Gazetesi de dünkü manşetini bu olaya ayırıyor:
“Kendilerini kanunların üzerinde gören hırsızlar!”
Yoksa Aytaç Durak da İngiliz vekiller gibi, kendisini kanunlar üzerinde mi görüyor ki; vergi kaçırdığını böylesine rahatlıkla itiraf edip, “Ne var bunda” diyebiliyor?
***
Sözüm MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye:
Bu itiraf ve efelenme; Aytaç Bey’le ilişkilerinizi gözden geçirmeniz gerektiğini göstermiyor mu?
***
GÜNÜN SORUSU
Sabih Kanadoğlu’nun evinin aranacağını, Zir Vadisi’nde hangi marka ve model silah bulunacağını, 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın gözaltına alınacağını, Ankara’daki bomba yüklü kamyonda ele geçirilen bombaların seri numaralarının olmadığını önceden bilen TRT, kadrolu kâhin mi çalıştırmaya başladı?
***
Muayenehaneler kapanınca 60 bin kişi simit mi satacak?
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, birkaç gün önce bir açıklama yaparak, Tam Gün Yasası sayesinde özel muayenehanesi olan hiçbir hekim kalmayacağını açıkladı. Bir de bilgi verdi:
“Özel muayenehane sayısı 20 bindi, bu sayı şimdiden 4 bine düştü. Yakında da sıfırlanacak.”
Bu uygulamayı beğenirsiniz, beğenmezsiniz...
Ben olayın başka bir boyutuna dikkatinizi çekmek istiyorum:
Acaba Sayın Bakan, 20 bin özel muayenehanenin kapanmasıyla işsiz kalan ve kalacak olan yaklaşık 60 bin hemşireye, sekretere, diyetisyene, sağlıkçıya iş olanağı sağlamak için de bir şeyler yapmayı düşünüyor mu?
Yoksa bu 60 bin kişi; işsizliğin zirve yaptığı böyle bir ortamda kaderlerine mi terk edilecek?
Mustafa MUTLU- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Mustafa MUTLU :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz