DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bombalı kamyon olayı, Tayyip-Başbuğ mutabakatını sabote için mi?

Aşağa gitmek

Bombalı kamyon olayı, Tayyip-Başbuğ mutabakatını sabote için mi? Empty Bombalı kamyon olayı, Tayyip-Başbuğ mutabakatını sabote için mi?

Mesaj tarafından Sebahattin ÖNKİBAR 2010-03-13, 19:37

Bombalı kamyon olayı, Tayyip-Başbuğ mutabakatını sabote için mi?

Bombalı kamyon hikayesinin gösterdiği şudur. Evet Tayyip Edoğan’la İlker Başbuğ, Cumhurbaşkanı Gül’ün huzurunda anlaşmış ve mutabakata varmışlardır.
Buna göre TSK, kabulü zor anlaşılır tavizler vermiştir.
Mesela ıslak imza olayını ve hatta ’Balyoz’daki darbe teşebbüsünü zımnen kabul etmiştir.
Keza general düzeyindeki muvazzafların bile tutuklanmasına rıza göstermiştir.
Buna mukabil Tayyip Erdoğan da askere takındığı menfi tutumdan vazgeçeceğinin sözünü vermiştir.
Başbakan’ın önceki gün Elazığ’da verdiği fotoğraf bunun delilidir.
Tayyip Erdoğan’ın, adı balyoz soruşturmasında geçen 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Mustafa Korkut Özarslan’ı hiç alışık olunmayan bir şekilde basının önünde kucaklaması, bilinçle verilen bir görüntüdür ve yeni bakışı yansıtmaktadır.
Belli ki Tayyip Erdoğan, 15 orgeneralin Karargahta toplanmasını askerin harekete geçmesi şeklinde okumuş ve politika değiştirme yoluna gitmiştir.
Hatırlayın, tam o süreçte Cemil Çiçek’i Genelkurmay’a göndermişti.
48 saat bu konu ile alakalı hiç konuşmayan Erdoğan, darbe ihtimalinden ziyade Başbuğ’un, bildiklerimi açıklarım ifadesinden ürkerek taviz alma yolu ile uzlaşmayı seçmiştir.
İşte bu tablo dinci grup ve cemaatler tarafından okunduğu ve mutabakat göründüğü için, o çevreler harekete geçerek bunu saboteyi amaçlıyorlar.
Bombalı kamyon tahriki bu mutabakatı bozmak yani TSK’nın sabrını taşırmak içindir. Devletin içinde yuvalanmış o güruhlara mensup olanlar, böyle bir sabotaj için bu günlerde seferber haldedir.
O malum cephenin amacı, TSK’nın Yeniçeri gibi tasfiye edilmesi ve yerine yenisinin kurulmasıdır. Dolayısı ile Tayyip Bey’in askerle uzlaşması, o çevreler için sur çalınıp kıyametin kopması gibi bir hadisedir. Öyle, çünkü o malum çevreler, TSK tamamen çökertilmezse AKP devranı bittiğinde, kendilerinin yok olacağını iyi biliyor.
Tayyip Erdoğan’ın buradaki tutumu ise çok boyutludur ve olaya kendi siyasi geleceği açısından yaklaşmasıdır. Halkın nabzını birebir tutan Erdoğan, son araştırmalarda TSK’nın mağdur, kendisinin de mağrur göründüğünü belirlemiş ve Başbuğ Paşa’nın yapacağı ifşaatları da dikkate alarak ve de tavizler alarak TSK’ya ateş-kes ilan etmiştir.
Ancak bütün bunlara rağmen bendeniz, bu mutabakatın süreceği noktasında emin değilim, çünkü benzer durum geçmişte de iki kere olmuş ve Tayyip Bey hem konjonktürün değişmesi hem de o malum grupların, “Asker seni öldürecekti, işte belgeleri” kışkırtmaları ile tutumunu değiştirmişti. İşte o malum dinci grup ve cemaatler yeni konjonktür oluşturmak ve Tayyip Bey’i bir kere daha vazgeçirmek için tezgahlara başladı, Ankara’daki bombalı kamyon hikayesinin özeti budur.


KUL HAKKI...
Başbakan’ın açıklamasına Mahşer cevabı!
Akşam’dan kovdurulmam ile ilgili olarak Başbakan’ın gönderdiği açıklamaya dün bu sütunda yasa gereği virgülüne dokunmadan yer verdim. Bugün açıklamadaki çelişkilere değineceğim. Açıklamayı okuyanlar gördüler ki Başbakan’ın beni yalanlamasının kaynağı sadece beni kendine şikayet edenlerin beyanları. Nuray Başaran ve İsmail Küçükkaya’yı tanık gösterdi... İyi de hukuk bu tanıklığı kabul etmez, zira bu hadisede Başaran, Tayyip Bey’le bir safta yani beni kendisine şikayet eden o... Keza Küçükkaya ise oyunun kuralı gereği Genel Yayın Müdürü olduğu için, patronunu savunuyor. Dolayısı ile hadisenin hukuk önünde gerçek tek tanığı Ali Coşkun’dur. Peki Ali Coşkun kim midir?Tayyip Bey’in 5 yıl beraber görev yaptığı Bakanıdır. İşte o Coşkun bu kovdurma olayını İsmail Küçükkaya’ya yaptığı açıklamada bile afişe etmiştir. Nitekim öyle olduğu için olsa gerek, Başbakan açıklamasında Ali Coşkun’u ve sözlerini yok saymak durumunda kalmıştır... Tekrar ediyorum, Sayın Coşkun benim yanımda Karamehmet’le konuşmuştur yani edilen sözlerin bire bir tanığıyım... Bakın ben inançlı biriyim ve bu söylediklerimin doğru olduğuna dair Kur’ana el basarım, peki aynı şeyi Tayyip Erdoğan yapabilir mi? Bu iş kapanmadı, kul hakkı diye bir şey var, mahşerde hesaplaşacağız...

TAKTİK...
Mustafa Sarıgül’e zemin için Kılıçdaroğlu’nu kışkırtıyorlar!
CHP’nin 12 Eylül öncesi gençlik önderi Zeki Alçın’ın bana aktardığına göre, Ali Topuz ile Erol Çevikçe, Mustafa Sarıgül’e şu taktiği vermiş: “CHP kurultayını bekle. Herkes bu kurultaydan değişim ambalajı ile kendi siyasi ikballeri adına bir şeyler bekliyor. Oyunun kuralı gereği herkes memnun edilemeyeceğine ve küskünler olabileceğine göre, kurultayı bekle ve o küsenleri yanına alarak partinin kuruluşunu açıkla...” Sarıgül bu tavsiyeyi dinlemiş olacak ki Ocak’ta kuracağını açıkladığı parti projesini ertelemiştir... Bu tabloyu sunduktan sonra gelelim Kemal Kılıçdaroğlu’nun gazlanması olayına? Hiç kuşkunuz olmasın Kemal Bey’e gaz verenler CHP’de zafiyet olsun, parti yara alsın ve Sarıgül’e zemin oluşsun hesabını yapanlardır. İlginçtir, Kılıçdaroğlu da tıpkı Haluk Koç misali bu oyuna geliyor ve Sarıgül’e dolaylı olarak arka çıkıyor... Deniz Baykal’ın önder olmadığı CHP’nin oy oranı, jakoben yekün olan yüzde 7-8’dir... Bugün hep sağa oy vermiş insanları bile CHP’ye oy verme noktasına taşıyan, Sayın Baykal’ın dik duran, tutarlı ve onurlu seyridir.


İŞARET...
AKP ile Ermeniler taarruzda!
Bu kadarı tesadüf olur mu? AKP iktidarının teslimiyetini gören Haçlı alemi Ermeni masalları bağlamında taarruza geçerek ardı ardına Parlamentolarından kararlar çıkartıyor. ABD’den sonra İsveç’de olanlar gözler önündedir. Hayır, bunlar tesadüf değil, ABD’nin bölgeyi dizayn projesinin işaret fişekleridir. Göreceksiniz, çok sürmez bu yapılanlara yeni densizlikler eklenecek ve alçaklıklara devam edilecek. Dedik ya AKP’nin teslimiyetçiliğini gören Batı alemi taarruza geçmiş durumda. Yapılması gereken acındırmak değil, meydan okumaktır. Yalvararak özgür olabilen ya da kalabilen ulus yoktur. Dolayısı ile bunun gereği olarak da protokol derhal TBMM’den çekilmelidir.
Sebahattin ÖNKİBAR
Sebahattin ÖNKİBAR
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz