DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ermeni konusunda çok sakin olmalıyız

Aşağa gitmek

Ermeni konusunda çok sakin olmalıyız Empty Ermeni konusunda çok sakin olmalıyız

Mesaj tarafından Can ATAKLI 2010-03-16, 13:24

Ermeni konusunda çok sakin olmalıyız
Cumartesi günü Bahçeşehir Üniversitesi’nin senato salonunda küçük bir grupla Ermeni konusunu konuştuk. Zeynel Abidin Erdem ve Burak Küntay’ın öncülük ettiği toplantıya Prof. Ersin Kalaycıoğlu, emekli büyükelçi Özdem Sanberk, Prof. İlter Turan ile Fehmi Koru katıldı. Bahçeşehir Üniversitesi’nde akademik çalışma yapan birkaç genç de dinleyici olarak toplantıda hazır bulundu.

Konumuz, Amerikan Temsilciler Meclisi Alt Komisyonu’nda ve İsveç Meclisi’nde birer oy farkla kabul edilen Ermeni soykırımı kararlarının üzerine yapılması gerekenlerdi.

Benim için hayli bilgi dolu ve ufuk açıcı olan mini toplantıda konuşmalar genel olarak “sağduyulu ve sakin davranılması” üzerine yapıldı.

Emekli Büyükelçi Özdem Sanberk, Türkiye’nin “dünya kamuoyunu kaybettiğini” söyleyerek “Artık dünyada eksen ülkelerin kamuoylarına kaydı. Kamuoyları hükümetlerden bile daha önemli hale gelebiliyor çoğu kez. Türkiye bunu görmek zorunda” dedi.

Sanberk klasik diplomasi ile bu sorunun çözülemeyeceğini belirterek “Soykırım, tarihi değil siyasi bir tanımdır. Türkiye’de gerçek anlamda bir fikir özgürlüğü sağlanmalı. Bu konunun dünya kamuoylarına anlatılması için uzun soluklu bir program hazırlanması ve kadroların yetiştirilmesi gerekir” diye konuştu.

Prof. İlter Turan Türkiye’nin genel bir zaaf içinde olduğunu söyleyerek “Hrant Dink’in ölümü göz göre göre geldi. Katil yakalandı belki ama sonrasında detayların içinde boğulduk ve kendimizi anlatamadık. Ne yazık ki bu detaylar nedeniyle dışarıda hükümet azınlıkların yok edilmesine çalışılan bir politika içinde görülüyor” dedi.

Turan, ABD ve İsveç’e gösterilen tepkilerin doğru olduğunun altını çizdikten sonra “Ama” dedi, “Başbakan’ın ağzına da biber sürmek gerek. İsveç’e yapılacak resmi ziyareti iptal etmek iyi de, bir daha gitmem demek ne oluyor, işte bu fazla öfke zarar verir” diye sürdürdü.

Fehmi Koru son kararların rahatsız edici olduğunu ABD’de her yıl yaşanan oylama sırasında soğuk politikaların esiri olmamızın yararı olmadığını belirtti.

Ben de bu konuda hükümetin temel politikasının ne olduğunu kamuoyunun bilmediğini, politikaların öfkelerle belirlenmesinin yanlışlığını dile getirmeye çalıştım. Ayrıca iktidarın her dış konuyu iç politikada kullanmasının da sonuç alınmasına yararı olmadığını belirttim.

Mini toplantı sırasında Türkiye’nin ABD’deki elçisini de 24 Nisan’a kadar Ankara’da tutmasının yanlış olduğu vurgulandı. Prof. Ersin Kalaycıoğlu “Namık Tan ABD’yi çok iyi bilen, yıllarını Washington’da geçirmiş. Beyaz Saray ilişkileri iyi olan bir diplomatımız. Burada olması değil orada olması çok daha yararlı. Kaçarak bir sorun çözülmez” dedi.

*****


Yıldırım Acar göndermiş: Temel soyunma odasındayken kapı çalınmış. “Cirme, çirilçiplağum” diye bağırmış Temel. Kapının arkadasındaki kadın “Afedersiniz” deyince Temel’in cevabı gecikmemiş: “Affettum, cir.”

*****


Soykırım kararı ile ilgili yanlış bildiklerimiz

Mini toplantımızın başında Burak Küntay, kısa bir sunum yaptı. Küntay her yıl Türk-Amerikan ilişkilerini geren “soykırım kararı” konusunda kamuoyunun olduğu kadar kanaat önderlerinin de yanlış bildiği bazı bilgileri sıraladı.

Örneğin “Bu karar şimdiye kadar Temsilciler Meclisi’nden hiç geçmedi” konusu yanlış. Çünkü 8 Nisan 1975’te Temsilciler Meclisi 1915 olayları konusunda “soykırım” tanımını geçirmiş.

“ABD Başkanları şimdiye kadar Ermeni soykırımı demedi” tezi de yanlışmış. Çünkü 1981’de Başkan Reagan “Yahudi soykırımından önceki Ermeni ve sonraki Kamboçya soykırımları” diyerek bu tanımı kullanmış.

10 Eylül 1984’teki Meclis kararında ise 1915 yılında 1.5 milyon Ermeni’nin soykırıma tabi tutulduğu belirtilmiş.

“Son toplantıya kadar Ermeni soykırımı kararı alt komisyondan geçmemişti” bilgisi de yanlış. Çünkü 2005, 2006 ve 2007’de karar bir oyla da değil çok daha fazlasıyla alt komisyonlardan geçmiş. Ama Temsilciler Meclisi’ne gelmemiş.

Peki bu karar geçerse ne olur? Elbette dünyanın sonu değil, ama birincisi konu tescillenmiş oluyor. Hukuken Türkiye’ye yönelik dava açılması mümkün görülmüyor ama bu kararın başka kararlarla desteklenmesi halinde bu yolun açılması kolaylaşıyor. En önemlisi Türkiye’nin itibarı zedeleniyor ve tezleri bir daha belki de dinlenmemek üzere rafa kaldırılmış oluyor.

***


Türk ve Ermeni halklarının acılarından siyasal ve parasal çıkar sağlayan bir soykırım endüstrisi var. Diaspora lobisi oldu diasPARA lobisi! (Gani Yıldız)

***


Eyvah paşa konuştu

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ iki büyük gazeteye özel demeç verdi. Dün de Ankara’da toplanan Küresel Terörizm içerikli askeri toplantıda açış konuşması yaptı. Bu konuşma neredeyse tüm haber kanalları tarafından canlı yayınlandı.

Paşa son üç günlük konuşmalarında yine önemli bir şey söylemedi. Biraz yakındı, biraz şikâyet etti. Hiçbir soruya da cevap vermedi aslında.

Örneğin, Genelkurmay’da görevli bir deniz albayının “İrtica ile mücadele eylem planı” hazırlayıp hazırlamadığını bir türlü öğrenemiyoruz. Neredeyse bir yıldır soruşturuluyor ama Genelkurmay bir şey diyemiyor. Olacak iş mi bu?

İşin şaka yanı ise şu: Paşa’nın her konuşmasından sonra orduya yönelik bir eylem yapılıyor biliyorsunuz. Üst üste yapılan son konuşmalardan sonra ordunun başına bakalım bu kez ne gelecek?

*****


Generallerin maaşı kesilmiş

Merak ettiğim bir konu vardı. Tutuklanan ya da haklarında dava açılan muvazzaf subaylarla ilgili ordudan bir destek geliyor mu? Birkaç tutuklunun ailesi ile konuştum. Hiçbir destek gelmiyormuş. Tutuklu ya da hakkında dava açılmış subaylar avukatlarını kendileri bulmuşlar.

Sınırlı maaşları olanlar için uzun sürmesi beklenen davalarda avukat tutmak çok masraflı ve zordur. Üstelik Genelkurmay, kurallar gereği “tutuklu oldukları için çalışmayan” general ve diğer subayların maaşlarında da yüzde 58’lik bir kısıntı yapmış. Dahası da var. Askerler maaşlarını peşin alıyorlar. Bu nedenle maaşını aldıktan sonra tutuklanan subaylardan bir ay önceki maaşları da hak etmedikleri için kesilmiş.

Böylelikle son dönemde tutuklanan subayların aileleri Mart ayında yüz lira bile alamamışlar. Genelkurmay Başkanı ise bu subaylara her türlü desteğin verildiğini söylüyordu gazetelere. Aileler farklı konuşuyor ama...
Can ATAKLI
Can ATAKLI
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz