Türkiye'nin gördüğü en ırkçı uygulama!
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Mustafa MUTLU :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Türkiye'nin gördüğü en ırkçı uygulama!
Türkiye’nin gördüğü en ırkçı uygulama!
Sağlık Bakanlığı yeni bir yönetmelik hazırlıyormuş... Buna göre çocuk sahibi olmak isteyen kadınların yurt dışındaki sperm bankalarından sperm almaları yasaklanıyormuş... Bu yöntemle hamile kalan kadınlar hakkında suç duyurusunda bulunulacak ve hapse atılmaları sağlanacakmış...
Ayrıca...
Çocuk sahibi olmak isteyen kadınları yurt dışındaki sperm bankalarına yönlendiren ve bu bankaların reklamını yapan sağlık kurumlarının ruhsatları iptal edilecekmiş...
Bu kararın alınmasının nedeni de belliymiş:
“Türk soyunu korumak!”
Eğer amaç gerçekten buysa, o yönetmelik hem İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne hem de Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırı...
Çünkü her ikisi de “ırkçılığı” , hele hele devletin ırkçılık yapmasını kesinlikle yasaklar.
***
İnsanın vücudu, sadece kendi kullanımındadır.
İster dövme yaptırırsınız, ister yağ aldırırsınız, isterseniz de cinsiyetinizi değiştirirsiniz.
Başka kişilerin ya da devlet başta olmak üzere kurumların, “insan vücudu” hakkında engeller ve yasaklar koyması, sadece dikta rejimlerinde olur.
“Çocuk sahibi olmak” da kadının en doğal hakkıdır.
Kimden ve nasıl isterse öyle çocuk sahibi olmak da...
Bunu genel ahlaka sığdıramasanız bile, gerçek budur...
***
Gelelim “sperm bankalarından alınan spermle hamile kalan kadınların Türk soyunu bozma” meselesine...
Bu kadar saçma...
Bu kadar ırkçı...
Bu kadar ilkel bir gerekçe daha olamaz!
İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2002-2007 yılları arasındaki beş yılda sadece Türkiye’de 88 bin 081 Türk vatandaşı, yabancı uyruklularla evlenmiş...
Yani her yıl ortalama 15 bin Türk vatandaşı, bu ülkenin sınırları içinde yabancılarla evleniyormuş...
Buna bir de diğer ülkelerde yabancılarla evlenen Türkleri ekleyin; sayı her yıl yüz bini aşıyor...
Üstelik yabancılarla evlilik; yüzlerce yıldır bizim kültürümüzdeki bir olgu...
Padişahlarımızın anneleri arasında bile yabancı kökenlilerin sayısı, Türk kökenlilere yakın!
Siz bu evlilikleri doğal olarak engelleyemeyecek, sesinizi çıkaramayacaksınız, ama bir avuç kadının, kendi vücutları üzerindeki tasarrufunu “soyumuzu bozuyorlar” diye yasaklayacaksınız...
Yetmezmiş gibi o kadınları içeri attıracaksınız!
***
Bunun adı kafatasçılıktır.
Bunun adı faşizmdir!
***
GÜNÜN SORUSU
Haksız servet edinmekle suçlanan ve vergi kaçırdığını itiraf edip, “Ne var bunda” diye efelenen Adana Büyükşehir Belediye Başkanı yolun sonuna gelmiş...
Bakalım sıra diğerlerine ne zaman gelecek?
***
Söz bu kez yakınlarda...
Dün Ergenekon davası sanıklarından Tuncay Özkan’la Emekli Albay Atilla Uğur’dan gelen mektupları yayınlamıştım...
Onlar “içeride” yaşadıklarını anlatıyordu... İşin bir de “yakınlar” boyutu var... Onlar eşlerinin, babalarının, ağabeylerinin tutuklanmalarından nasıl etkilendi? Nasıl yaşıyorlar, ne düşünüyor, ne hissediyorlar?
Bu amaçla bugün de Balyoz soruşturması kapsamında tutuklanan Donanma Kurmay Başkanı Tümamiral Semih Çetin’in çocukları Simay ve Gökçe Çetin’in mektuplarını sizinle paylaşmak istiyorum:
***
“(Babamıza) inanıyoruz çünkü bugüne kadar asker çocukları olmanın tüm zorluklarına göğüs gerdik. Aylarca babamızdan uzak kaldık, onu hiç göremedik. Okulun ilk günlerinde babamız hiç yanımızda olamadı. Bir derdimiz olduğunda onunla paylaşamadığımız anlar oldu. Zaman zaman bu zorlukların burukluğunu yaşasak da belli etmemeye çalıştık ve güçlü durmayı bildik. Çünkü biz asker çocuklarıydık. Bize daima güçlü ve dik durmak öğretilmişti.
Babamız bu vatan için senelerce şerefiyle çalıştı ve bir an olsun bile bundan şikâyet etmedi. Bugün babamız Tümamiral Semih Çetin büyük bir haksızlık ile karşı karşıya; fakat bizler onun kızları olarak ona sonuna kadar inanıyoruz. Bunca zaman onuruyla bu ülke için çalışan ve vatanını seven babamızın yanlış hiç bir şey yapmadığını biliyoruz. Bizim alnımız açık, başımız dik, ayakta duruyoruz. Onun gibi bir babaya sahip olduğumuz için her zaman gurur duyduk ve bundan sonra da duyacağız.
Simay-Gökçe ÇETİN”
Sağlık Bakanlığı yeni bir yönetmelik hazırlıyormuş... Buna göre çocuk sahibi olmak isteyen kadınların yurt dışındaki sperm bankalarından sperm almaları yasaklanıyormuş... Bu yöntemle hamile kalan kadınlar hakkında suç duyurusunda bulunulacak ve hapse atılmaları sağlanacakmış...
Ayrıca...
Çocuk sahibi olmak isteyen kadınları yurt dışındaki sperm bankalarına yönlendiren ve bu bankaların reklamını yapan sağlık kurumlarının ruhsatları iptal edilecekmiş...
Bu kararın alınmasının nedeni de belliymiş:
“Türk soyunu korumak!”
Eğer amaç gerçekten buysa, o yönetmelik hem İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne hem de Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırı...
Çünkü her ikisi de “ırkçılığı” , hele hele devletin ırkçılık yapmasını kesinlikle yasaklar.
***
İnsanın vücudu, sadece kendi kullanımındadır.
İster dövme yaptırırsınız, ister yağ aldırırsınız, isterseniz de cinsiyetinizi değiştirirsiniz.
Başka kişilerin ya da devlet başta olmak üzere kurumların, “insan vücudu” hakkında engeller ve yasaklar koyması, sadece dikta rejimlerinde olur.
“Çocuk sahibi olmak” da kadının en doğal hakkıdır.
Kimden ve nasıl isterse öyle çocuk sahibi olmak da...
Bunu genel ahlaka sığdıramasanız bile, gerçek budur...
***
Gelelim “sperm bankalarından alınan spermle hamile kalan kadınların Türk soyunu bozma” meselesine...
Bu kadar saçma...
Bu kadar ırkçı...
Bu kadar ilkel bir gerekçe daha olamaz!
İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2002-2007 yılları arasındaki beş yılda sadece Türkiye’de 88 bin 081 Türk vatandaşı, yabancı uyruklularla evlenmiş...
Yani her yıl ortalama 15 bin Türk vatandaşı, bu ülkenin sınırları içinde yabancılarla evleniyormuş...
Buna bir de diğer ülkelerde yabancılarla evlenen Türkleri ekleyin; sayı her yıl yüz bini aşıyor...
Üstelik yabancılarla evlilik; yüzlerce yıldır bizim kültürümüzdeki bir olgu...
Padişahlarımızın anneleri arasında bile yabancı kökenlilerin sayısı, Türk kökenlilere yakın!
Siz bu evlilikleri doğal olarak engelleyemeyecek, sesinizi çıkaramayacaksınız, ama bir avuç kadının, kendi vücutları üzerindeki tasarrufunu “soyumuzu bozuyorlar” diye yasaklayacaksınız...
Yetmezmiş gibi o kadınları içeri attıracaksınız!
***
Bunun adı kafatasçılıktır.
Bunun adı faşizmdir!
***
GÜNÜN SORUSU
Haksız servet edinmekle suçlanan ve vergi kaçırdığını itiraf edip, “Ne var bunda” diye efelenen Adana Büyükşehir Belediye Başkanı yolun sonuna gelmiş...
Bakalım sıra diğerlerine ne zaman gelecek?
***
Söz bu kez yakınlarda...
Dün Ergenekon davası sanıklarından Tuncay Özkan’la Emekli Albay Atilla Uğur’dan gelen mektupları yayınlamıştım...
Onlar “içeride” yaşadıklarını anlatıyordu... İşin bir de “yakınlar” boyutu var... Onlar eşlerinin, babalarının, ağabeylerinin tutuklanmalarından nasıl etkilendi? Nasıl yaşıyorlar, ne düşünüyor, ne hissediyorlar?
Bu amaçla bugün de Balyoz soruşturması kapsamında tutuklanan Donanma Kurmay Başkanı Tümamiral Semih Çetin’in çocukları Simay ve Gökçe Çetin’in mektuplarını sizinle paylaşmak istiyorum:
***
“(Babamıza) inanıyoruz çünkü bugüne kadar asker çocukları olmanın tüm zorluklarına göğüs gerdik. Aylarca babamızdan uzak kaldık, onu hiç göremedik. Okulun ilk günlerinde babamız hiç yanımızda olamadı. Bir derdimiz olduğunda onunla paylaşamadığımız anlar oldu. Zaman zaman bu zorlukların burukluğunu yaşasak da belli etmemeye çalıştık ve güçlü durmayı bildik. Çünkü biz asker çocuklarıydık. Bize daima güçlü ve dik durmak öğretilmişti.
Babamız bu vatan için senelerce şerefiyle çalıştı ve bir an olsun bile bundan şikâyet etmedi. Bugün babamız Tümamiral Semih Çetin büyük bir haksızlık ile karşı karşıya; fakat bizler onun kızları olarak ona sonuna kadar inanıyoruz. Bunca zaman onuruyla bu ülke için çalışan ve vatanını seven babamızın yanlış hiç bir şey yapmadığını biliyoruz. Bizim alnımız açık, başımız dik, ayakta duruyoruz. Onun gibi bir babaya sahip olduğumuz için her zaman gurur duyduk ve bundan sonra da duyacağız.
Simay-Gökçe ÇETİN”
Mustafa MUTLU- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Mustafa MUTLU :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz