Atatürk'e saldırılar azalırsa, işte asıl o zaman korkun!
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Mustafa MUTLU :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Atatürk'e saldırılar azalırsa, işte asıl o zaman korkun!
Atatürk’e saldırılar azalırsa, işte asıl o zaman korkun!
Dün Adapazarı’nda artık “sıradanlaşan” bir saldırı daha gerçekleşmiş...
Üniversite mezunu 26 yaşındaki bir genç, kent meydanında bulunan Atatürk Anıtı’na baltayla saldırmış...
Anıtın arkasındaki kaideye önce boya tüpüyle Nazi işareti olarak bilinen gamalı haç işareti çizmiş, sonra da elindeki baltayla heykeli tahrip etmeye kalkışmış...
***
Türkiye’nin çeşitli illerindeki yüzlerce Atatürk heykeline, bugüne kadar defalarca benzeri saldırılar düzenlendi...
Ama...
Dünkü eylemin özelliği, bu işe ilk kez bir “üniversite mezunu” nun bu kalkışması...
Hayatının en az 18 yılını okumaya, yazmaya ayıracaksın...
Cumhuriyetin sana sağladığı olanaklardan yararlanıp, her 10 Türk’ten sadece birine nasip olan “üniversitede okuma hakkı”nı yakalayacaksın...
Gel gör ki aydınlanıp, çağdaşlaşacağına, yüzlerce yıl öncesinin yobaz kafasıyla bir “heykel”den intikam almaya kalkışacaksın...
Eğitimini ve belki de varlığını borçlu olduğun adamın heykelini kırmaya kalkışacaksın...
Bunu yaparken de gamalı haç işaretini çizerek, “faşistliğini” tüm dünyaya ilan etmekte hiçbir sakınca görmeyeceksin!
***
Diyeceksiniz ki; “Canım, çok büyütmüyor musun? İstediği kadar üniversite bitirmiş olsun, sıradan bir meczup işte!”
Asıl bunu kabullenemem...
Eğer bu ülkede en az 18 yıl okuyup üniversite bitiren bir genç, o üniversiteden “meczup” olarak çıkıyorsa; o zaman suçu başkalarında aramamız gerekir...
Onu yetiştiren bütün öğretmenleri...
Üniversitedeki eğitim ve öğretimi sorgulamamız kaçınılmaz bir hal alır.
Belki de bir gencin “meczup” olarak yetişmesini engelleyemeyen eğitim sisteminin tümüyle değişmesini tartışmamız şart olur!
***
Hoş; bu “üniversiteli” arkadaş, Atatürk düşmanı olarak yetişen tek üniversiteli de değil...
Ondan biraz daha fazla mürekkep yalama şansını bulmuş olan nice tarikatçı ve liboş; aynı işi baltayla değil, “dil”le ve “kalem” le yapıyor...
Hemen her gün ekranlara çıkarak ya da köşelerinde Atatürk’e ve arkadaşlarına en ağır hakaretlerle saldırıyor; onu küçümsüyor, yerin dibine sokmaya çalışıyor...
Adapazarı’ndaki gencin onlardan tek farkı, “eski teknoloji” kullanıyor olması...
***
Sakın bunlara bakıp da öfkelenmeyin, üzülmeyin, karamsarlığa kapılmayın!
Unutmayın ki bu tür saldırılar, bu örümcek kafalı adamların Atatürk ilke ve devrimlerinden hâlâ ne kadar korktuklarının kanıtıdır...
Eğer gün gelir de bu zavallılar artık Atatürk’le uğraşmayı “gereksiz bulurlarsa” işte; asıl o zaman korkun!
***
GÜNÜN SORUSU
Anayasa değişikliği paketine son anda “12 Eylül darbecilerinin yargılanması maddesi”de eklenmiş... Oysa; zaman aşımından dolayı, bunu yapmak olanaksızmış!
Anayasa’yı değiştirmeye hazırlananlar, bu basit gerçekten habersiz olacak kadar hukuk bilgisi yoksunu mu?
***
Şiddet kurbanı kadınlar ve kadın bakanın tavrı!
Son günlerde kadına yönelik şiddet inanılmaz oranda arttı... KA-MER’in verilerine göre sadece Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da yılın ilk ayında 17 kadın şiddet kurbanı olmuş... 26 kadın da canına kıymış...
Neredeyse her gün yurdun değişik bir köşesinden, erkek şiddetine uğramış bir kadın haberi geliyor. Tıpkı dün İstanbul’un Sultançiftliği İlçesi’nden gelen üç kadının öldürüldüğü haberi gibi...
Peki devletimiz bu konuda ne yapıyor?
Bu soruya; okurlarımzdan Metin Yaykınlıoğlu’nun cümleleriyle yanıt vermeye çalışayım:
İstanbul’da yine bir vahşet. Adamın biri, aşkına karşılık alamayınca 3 kadını vurmuş, ikisi ölmüş. Sırf son günlerde öldürülen, işkence yapılan, kulağı burnu kesilen, tacize uğrayan kadın sayısına şaşırdım doğrusu.
Ancak hepsi geçti, artık bunların hepsi geride kaldı.
Çünkü Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Selma Aliye Kavaf nihayet Türkiye’ye döndü.
Son dönemde takip edebildiğim kadarıyla görevli olarak Arnavutluk’a ve ABD’ye giden Sayın Kavaf, son olarak da Sayın Cumhurbaşkanı’nın 210 kişilik heyetle birlikte, “Afrika ile ticaret hacmini artırmak” için gittiği Kongo - Kamerun gezisine katılmıştı.
Homoseksüeller konusunu ve Afrika ile ticaret işini de hallettikten sonra umarım artık kadınları kurtarmaya da zaman bulur.
Dün Adapazarı’nda artık “sıradanlaşan” bir saldırı daha gerçekleşmiş...
Üniversite mezunu 26 yaşındaki bir genç, kent meydanında bulunan Atatürk Anıtı’na baltayla saldırmış...
Anıtın arkasındaki kaideye önce boya tüpüyle Nazi işareti olarak bilinen gamalı haç işareti çizmiş, sonra da elindeki baltayla heykeli tahrip etmeye kalkışmış...
***
Türkiye’nin çeşitli illerindeki yüzlerce Atatürk heykeline, bugüne kadar defalarca benzeri saldırılar düzenlendi...
Ama...
Dünkü eylemin özelliği, bu işe ilk kez bir “üniversite mezunu” nun bu kalkışması...
Hayatının en az 18 yılını okumaya, yazmaya ayıracaksın...
Cumhuriyetin sana sağladığı olanaklardan yararlanıp, her 10 Türk’ten sadece birine nasip olan “üniversitede okuma hakkı”nı yakalayacaksın...
Gel gör ki aydınlanıp, çağdaşlaşacağına, yüzlerce yıl öncesinin yobaz kafasıyla bir “heykel”den intikam almaya kalkışacaksın...
Eğitimini ve belki de varlığını borçlu olduğun adamın heykelini kırmaya kalkışacaksın...
Bunu yaparken de gamalı haç işaretini çizerek, “faşistliğini” tüm dünyaya ilan etmekte hiçbir sakınca görmeyeceksin!
***
Diyeceksiniz ki; “Canım, çok büyütmüyor musun? İstediği kadar üniversite bitirmiş olsun, sıradan bir meczup işte!”
Asıl bunu kabullenemem...
Eğer bu ülkede en az 18 yıl okuyup üniversite bitiren bir genç, o üniversiteden “meczup” olarak çıkıyorsa; o zaman suçu başkalarında aramamız gerekir...
Onu yetiştiren bütün öğretmenleri...
Üniversitedeki eğitim ve öğretimi sorgulamamız kaçınılmaz bir hal alır.
Belki de bir gencin “meczup” olarak yetişmesini engelleyemeyen eğitim sisteminin tümüyle değişmesini tartışmamız şart olur!
***
Hoş; bu “üniversiteli” arkadaş, Atatürk düşmanı olarak yetişen tek üniversiteli de değil...
Ondan biraz daha fazla mürekkep yalama şansını bulmuş olan nice tarikatçı ve liboş; aynı işi baltayla değil, “dil”le ve “kalem” le yapıyor...
Hemen her gün ekranlara çıkarak ya da köşelerinde Atatürk’e ve arkadaşlarına en ağır hakaretlerle saldırıyor; onu küçümsüyor, yerin dibine sokmaya çalışıyor...
Adapazarı’ndaki gencin onlardan tek farkı, “eski teknoloji” kullanıyor olması...
***
Sakın bunlara bakıp da öfkelenmeyin, üzülmeyin, karamsarlığa kapılmayın!
Unutmayın ki bu tür saldırılar, bu örümcek kafalı adamların Atatürk ilke ve devrimlerinden hâlâ ne kadar korktuklarının kanıtıdır...
Eğer gün gelir de bu zavallılar artık Atatürk’le uğraşmayı “gereksiz bulurlarsa” işte; asıl o zaman korkun!
***
GÜNÜN SORUSU
Anayasa değişikliği paketine son anda “12 Eylül darbecilerinin yargılanması maddesi”de eklenmiş... Oysa; zaman aşımından dolayı, bunu yapmak olanaksızmış!
Anayasa’yı değiştirmeye hazırlananlar, bu basit gerçekten habersiz olacak kadar hukuk bilgisi yoksunu mu?
***
Şiddet kurbanı kadınlar ve kadın bakanın tavrı!
Son günlerde kadına yönelik şiddet inanılmaz oranda arttı... KA-MER’in verilerine göre sadece Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da yılın ilk ayında 17 kadın şiddet kurbanı olmuş... 26 kadın da canına kıymış...
Neredeyse her gün yurdun değişik bir köşesinden, erkek şiddetine uğramış bir kadın haberi geliyor. Tıpkı dün İstanbul’un Sultançiftliği İlçesi’nden gelen üç kadının öldürüldüğü haberi gibi...
Peki devletimiz bu konuda ne yapıyor?
Bu soruya; okurlarımzdan Metin Yaykınlıoğlu’nun cümleleriyle yanıt vermeye çalışayım:
İstanbul’da yine bir vahşet. Adamın biri, aşkına karşılık alamayınca 3 kadını vurmuş, ikisi ölmüş. Sırf son günlerde öldürülen, işkence yapılan, kulağı burnu kesilen, tacize uğrayan kadın sayısına şaşırdım doğrusu.
Ancak hepsi geçti, artık bunların hepsi geride kaldı.
Çünkü Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Selma Aliye Kavaf nihayet Türkiye’ye döndü.
Son dönemde takip edebildiğim kadarıyla görevli olarak Arnavutluk’a ve ABD’ye giden Sayın Kavaf, son olarak da Sayın Cumhurbaşkanı’nın 210 kişilik heyetle birlikte, “Afrika ile ticaret hacmini artırmak” için gittiği Kongo - Kamerun gezisine katılmıştı.
Homoseksüeller konusunu ve Afrika ile ticaret işini de hallettikten sonra umarım artık kadınları kurtarmaya da zaman bulur.
Mustafa MUTLU- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : mmutlu@gazetevatan.com
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 27/05/08
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Mustafa MUTLU :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz