İktidarın amacı hem bağcıyı dövmek, hem de üzüm yemek
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Can ATAKLI :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
İktidarın amacı hem bağcıyı dövmek, hem de üzüm yemek
İktidarın amacı hem bağcıyı dövmek hem de üzüm yemek
İktidarın anayasa paketi açıldı ve tartışılmaya başlandı. “Siviller değil, askerler yapmıştı” denilen Anayasa değiştirilerek gerçekten sivilleşiyor mu? Hayır. Sivilleşmiyor, sadece iktidarın istediği şekile büründürülüyor.
Konuya geçmeden önce bir değerlendirmemi daha yapmak istiyorum. Her konuda bilgisiz ama aklı karıştırıldığı için her konuda fikri olan halka yutturulmak istenen “sivil anayasa” tanımı palavradan ibarettir. Bu Anayasa’nın 100’e yakın maddesi zaten değiştirilmiştir. Ama sanki ilk kez “demokrat bir iktidar” Anayasa’ya el atmış havası yayılmaya çalışılıyor.
Şimdi gelelim değişikliklere. Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, “Ne değişiyor?”
“Sivil değil” diye şikâyet edilen maddeler aynen duruyor ama iktidarın kontrolüne geçiriliyor:
* ANAYASA MAHKEMESİ: Sözde demokratlar, iktidar ve yandaşları Anayasa Mahkemesi’nin bir “vesayet organı” olduğunu söylüyorlar. Buna karşın Anayasa Mahkemesi kaldırılmıyor, üye yapısı değiştiriliyor. Böylelikle muhtemel bir kapatma davasında “üyeler bizden olduğu için” tehlike ortadan kalkıyor. Aynı şekilde Meclis’ten parmak hesabı ve talimatla geçirilen yasaların artık Anayasa’ya uygun bulunmayıp iptali riski de ortadan kaldırılıyor. Nasıl olsa iptal davalarına bakacak olanlar da “bizden.”
* HSYK: Bu anayasal kurum da “vesayetin” kanıtı gibi sunuluyor. Ama kimsenin aklına yeni bir hukuki tanım gelmiyor. Yapılan, kurulun oluşumunu değiştirmek. Böylelikle yargının bir arıza çıkarmasının önüne geçiliyor.
* PARTİ KAPATMA: İktidar ve yandaşları “parti kapatmaya” hep karşılar. Ama kimsenin aklına “Bir siyasi parti kapatılamaz” demek gelmiyor. Parti kapatma yerinde dursun ama biz kapatılmayalım. Mantık bu. Ayrıca gözden kaçan ayrıntı da şu: Parti kapatma tabii ki olsun ama biz istersek kapatalım. Bu nedenle de Meclis izni getiriyorlar. Demek ki artık sadece iktidar hangi partiyi istiyorsa onu kapatabilecek.
* YAŞ KARARLARI: İktidar zihniyetinin “demokrasi” diye tutturduğu konulardan biri de ordudan çıkarılanlarla ilgili YAŞ kararları. Amaç “bizden olan” hiçbir şekilde ordudan çıkarılmasın. Ama “biz” orduya da hâkim olunca çıkarılacaklara karar verebilelim.
* YARGITAY- DANIŞTAY: İktidar ve yandaşlarının kafayı taktıkları diğer iki anayasal kurum da Yargıtay ve Danıştay. Lafa gelince “vesayet kurumları” diyorlar ama uygulamada kendilerine de lazım bunlar. O halde üye yapıları değiştirilsin ve “bizden” olanlar çoğunlukta olsun. O zaman sorun kalmayacak.
* GEÇİCİ 15. MADDE: Değişikliğin en komik maddesi. Darbelere şiddetle karşı olan ama AKP’ye hiç güvenmeyen çevreleri güya kandırmak için yapılmış bir düzenleme. Hani CHP “Getirin bu maddeyi” diyor ya. Ona karşı gösteri. İyi de o zaman maddeler neden tek tek oylanmıyor da, tek parça haline getiriliyor?
Sonuç olarak iktidar belli ki artık ortamın hazır olduğuna ve dönüşünün en büyük adımının atılması aşamasına hazır olduğunu düşünüyor. Yani hem üzüm yemek hem de bağcıyı (eşek sudan gelinceye kadar) dövmek istemektedir.
Bunu da kimi biat kültürüyle donatılan, kimi kafası karıştırılmış ve demokrasi, hukuk ahlakı yozlaştırılmış kitlelerin desteğiyle “en büyük dayatmayı” ortaya koyuyor.
Eğer “sivil” diye yutturulmaya çalışılan bu dayatmada başarılı olunursa Türkiye başka bir ülke olacaktır. Bu ülkede yaşamanın zorluklarını ise öncelikle bunlara destek verenler görecektir. Herkes aklını başına toplamak zorundadır.
*****
Kayıkçı kavgası
İktidara başından beri gururlarını bile ayaklar altına alarak destek verenlerden bazıları Başbakan’ı eleştirdi. Başbakan da sert cevap verdi. Şimdi hepsi çocuklar gibi ağlaşarak “Bu bize yapılır mı?” diyorlar ve güya “demokrasi” adına Başbakan’a hakaretler yağdırıyorlar.
Kimileri bunu “AKP cephesinde çatlama” gibi sunmak istiyor. Tabii ki yok böyle bir şey. Bu tam bir “kayıkçı kavgasıdır” o kadar. Ne bu sözde liberal maskeliler iktidarın sağladığı olanakları sırf ilkeleri (var mı ki) gereği terk ederler ne de iktidar bu takımı dilediği gibi kullanmaktan vazgeçer.
Ama bu maskelilerin tabii ki başka bir hesapları daha var. Bu iktidarın artık iyice inişe geçtiğini görüyorlar. Muhtemel bir değişiklikten sonra yine ortaya atılıp “Bizim demokrasi ve hukuk mücadelemiz sonucu oldu bu” çığlıkları atacaktır. Ve ne yazık ki bu oyuna inanan sersemler yine olacaktır ve bu takımın bir kısmı yine su üstünde kalmayı başaracaktır.
*****
ODTÜ yine öncü
Ankara’da belediye otobüsleri fiyatlarıyla ilgili en büyük mücadeleyi ODTÜ öğrencileri veriyor. Danıştay’ın bilet fiyatlarındaki zammı geri aldıran kararına uymayan Ankara Belediyesi’ni protesto eden ODTÜ öğrencileri otobüslere bilet atmadan binerek bir tür gösteri yapmışlardı. Ancak bu protesto gösterisi polisin çok sert müdahalesiyle sonuçlanmış ve 99 öğrenci dövülerek gözaltına alınmıştı.
ODTÜ öğrencileri bugün yine protesto gösterilerini sürdüreceklerini açıkladılar. Saat 13.00’te A1 kapısı önünde toplanacak öğrenciler hem yaşadıkları baskıyı hem de belediyeyi protesto edecekler.
Öğrencilerin eylemi nedeniyle öfkeye kapılan Melih Gökçek bu üniversiteye sefer yapan otobüsleri servisten kaldırmıştı.
İktidarın anayasa paketi açıldı ve tartışılmaya başlandı. “Siviller değil, askerler yapmıştı” denilen Anayasa değiştirilerek gerçekten sivilleşiyor mu? Hayır. Sivilleşmiyor, sadece iktidarın istediği şekile büründürülüyor.
Konuya geçmeden önce bir değerlendirmemi daha yapmak istiyorum. Her konuda bilgisiz ama aklı karıştırıldığı için her konuda fikri olan halka yutturulmak istenen “sivil anayasa” tanımı palavradan ibarettir. Bu Anayasa’nın 100’e yakın maddesi zaten değiştirilmiştir. Ama sanki ilk kez “demokrat bir iktidar” Anayasa’ya el atmış havası yayılmaya çalışılıyor.
Şimdi gelelim değişikliklere. Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, “Ne değişiyor?”
“Sivil değil” diye şikâyet edilen maddeler aynen duruyor ama iktidarın kontrolüne geçiriliyor:
* ANAYASA MAHKEMESİ: Sözde demokratlar, iktidar ve yandaşları Anayasa Mahkemesi’nin bir “vesayet organı” olduğunu söylüyorlar. Buna karşın Anayasa Mahkemesi kaldırılmıyor, üye yapısı değiştiriliyor. Böylelikle muhtemel bir kapatma davasında “üyeler bizden olduğu için” tehlike ortadan kalkıyor. Aynı şekilde Meclis’ten parmak hesabı ve talimatla geçirilen yasaların artık Anayasa’ya uygun bulunmayıp iptali riski de ortadan kaldırılıyor. Nasıl olsa iptal davalarına bakacak olanlar da “bizden.”
* HSYK: Bu anayasal kurum da “vesayetin” kanıtı gibi sunuluyor. Ama kimsenin aklına yeni bir hukuki tanım gelmiyor. Yapılan, kurulun oluşumunu değiştirmek. Böylelikle yargının bir arıza çıkarmasının önüne geçiliyor.
* PARTİ KAPATMA: İktidar ve yandaşları “parti kapatmaya” hep karşılar. Ama kimsenin aklına “Bir siyasi parti kapatılamaz” demek gelmiyor. Parti kapatma yerinde dursun ama biz kapatılmayalım. Mantık bu. Ayrıca gözden kaçan ayrıntı da şu: Parti kapatma tabii ki olsun ama biz istersek kapatalım. Bu nedenle de Meclis izni getiriyorlar. Demek ki artık sadece iktidar hangi partiyi istiyorsa onu kapatabilecek.
* YAŞ KARARLARI: İktidar zihniyetinin “demokrasi” diye tutturduğu konulardan biri de ordudan çıkarılanlarla ilgili YAŞ kararları. Amaç “bizden olan” hiçbir şekilde ordudan çıkarılmasın. Ama “biz” orduya da hâkim olunca çıkarılacaklara karar verebilelim.
* YARGITAY- DANIŞTAY: İktidar ve yandaşlarının kafayı taktıkları diğer iki anayasal kurum da Yargıtay ve Danıştay. Lafa gelince “vesayet kurumları” diyorlar ama uygulamada kendilerine de lazım bunlar. O halde üye yapıları değiştirilsin ve “bizden” olanlar çoğunlukta olsun. O zaman sorun kalmayacak.
* GEÇİCİ 15. MADDE: Değişikliğin en komik maddesi. Darbelere şiddetle karşı olan ama AKP’ye hiç güvenmeyen çevreleri güya kandırmak için yapılmış bir düzenleme. Hani CHP “Getirin bu maddeyi” diyor ya. Ona karşı gösteri. İyi de o zaman maddeler neden tek tek oylanmıyor da, tek parça haline getiriliyor?
Sonuç olarak iktidar belli ki artık ortamın hazır olduğuna ve dönüşünün en büyük adımının atılması aşamasına hazır olduğunu düşünüyor. Yani hem üzüm yemek hem de bağcıyı (eşek sudan gelinceye kadar) dövmek istemektedir.
Bunu da kimi biat kültürüyle donatılan, kimi kafası karıştırılmış ve demokrasi, hukuk ahlakı yozlaştırılmış kitlelerin desteğiyle “en büyük dayatmayı” ortaya koyuyor.
Eğer “sivil” diye yutturulmaya çalışılan bu dayatmada başarılı olunursa Türkiye başka bir ülke olacaktır. Bu ülkede yaşamanın zorluklarını ise öncelikle bunlara destek verenler görecektir. Herkes aklını başına toplamak zorundadır.
*****
Kayıkçı kavgası
İktidara başından beri gururlarını bile ayaklar altına alarak destek verenlerden bazıları Başbakan’ı eleştirdi. Başbakan da sert cevap verdi. Şimdi hepsi çocuklar gibi ağlaşarak “Bu bize yapılır mı?” diyorlar ve güya “demokrasi” adına Başbakan’a hakaretler yağdırıyorlar.
Kimileri bunu “AKP cephesinde çatlama” gibi sunmak istiyor. Tabii ki yok böyle bir şey. Bu tam bir “kayıkçı kavgasıdır” o kadar. Ne bu sözde liberal maskeliler iktidarın sağladığı olanakları sırf ilkeleri (var mı ki) gereği terk ederler ne de iktidar bu takımı dilediği gibi kullanmaktan vazgeçer.
Ama bu maskelilerin tabii ki başka bir hesapları daha var. Bu iktidarın artık iyice inişe geçtiğini görüyorlar. Muhtemel bir değişiklikten sonra yine ortaya atılıp “Bizim demokrasi ve hukuk mücadelemiz sonucu oldu bu” çığlıkları atacaktır. Ve ne yazık ki bu oyuna inanan sersemler yine olacaktır ve bu takımın bir kısmı yine su üstünde kalmayı başaracaktır.
*****
ODTÜ yine öncü
Ankara’da belediye otobüsleri fiyatlarıyla ilgili en büyük mücadeleyi ODTÜ öğrencileri veriyor. Danıştay’ın bilet fiyatlarındaki zammı geri aldıran kararına uymayan Ankara Belediyesi’ni protesto eden ODTÜ öğrencileri otobüslere bilet atmadan binerek bir tür gösteri yapmışlardı. Ancak bu protesto gösterisi polisin çok sert müdahalesiyle sonuçlanmış ve 99 öğrenci dövülerek gözaltına alınmıştı.
ODTÜ öğrencileri bugün yine protesto gösterilerini sürdüreceklerini açıkladılar. Saat 13.00’te A1 kapısı önünde toplanacak öğrenciler hem yaşadıkları baskıyı hem de belediyeyi protesto edecekler.
Öğrencilerin eylemi nedeniyle öfkeye kapılan Melih Gökçek bu üniversiteye sefer yapan otobüsleri servisten kaldırmıştı.
Can ATAKLI- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08
DENiZ YILDIZI :: YAZARLARIMIZ :: Can ATAKLI :: Son Yazısı
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz