Nevruz-Nevroz
“Nevruz” Türklerin yüzlerce yıllık “Bahar Bayramı”. Bu topraklarda yaşayan tüm insanların, birlikte aynı şekilde kutladıkları bir bayram. Aslında, bir beraberlik ve birlik olayı. Türklerin Ergenekon Bayramı ile eş anlamda... Kürt vatandaşlarımız bu bayrama “Nevroz” derler... Son yıllarda bölücülük yılanı aramıza sokulunca bu güzel bayram “Nevroz” - “sinir hali” oldu, kanlı olaylarla “kutlanır” oldu!
Bu yıl “olaysız geçti” diye seviniyoruz. Alınan sıkı tedbirler sayesinde ve BDP, olaylar çıkarsa siyasi hesaplarına ve APO’nun yol haritasına, Habur’daki gibi engel olur diye, işi sıkı tuttular... Ama “nevrozları” asıl amaçları gene ortaya döküldü! Eşkıya başı Apoköpeği gene kutlamaların odağı ve kahramanı idi! Halay çekilirken, “Biji Apo” evazeleri ve posterleri itsürüsü bayrakları dalgalandı... Van’daki “kutlamalarda” “işgalci TC Kürdistan’dan defol” diye pankartlar açıldı... Tabii, ortada Türk Bayrağı hiç yoktu!
Diyarbakır’daki nevruz kutlamalarında on dakika süren Abdullah Öcalan’ın (namı diğer Apoköpeği) sinevizyon gösterisi yapıldı. Öcalan’ın Nevruz mesajı alkışlarla okundu.
Eski milletvekili Leyla Zana, konuşmasını Kürtçe yaptı. Konuşmasında isim vermeden İmralı ve diğer cezaevlerinde bulunanların nevruzunu kutladı... Ve şöyle dedi: “Sizler Kürdistan’ın beynisiniz. Siz de biliyorsunuz ki, sizler bir karar verirseniz hepsini etkiler. Sizler bir adım atarsanız biliyorsunuz ki bütün Kürtler aynı yoldadır. Bütün Kürdistan sizinledir. Bugün nevruzdur. Nevruz Kürtlerin varlığıdır, Nevroz Kürdün kendisidir Kürdün rengidir... 4 parça Kürdistan’da nevruz bütün Kürdistan halkına kutlu olsun. İmralı zindanından, Mahabat zindanına kadar bütün tutuklular sizin de nevruzunuz kutlu olsun. Yüreğimizin yarası çocuklarımız, 10 yaşındaki Amed’in zindanındaki çocuklar, beyinleri büyük olan yürekleri sıcak olan ancak yaşça küçük olan çocuklarımız sizlere kurban olayım. Sizler küçüksünüz ama amacımız büyüktür... Yüreğiniz ve umutlarınız her zaman ayaktadır. Sizleri esir aldılar. Utansınlar ve Allah’tan korksunlar, 7 yaşındaki çocuklardan utansınlar. Ne kadar savaş yaşanırsa yaşansın hiç kimse, hiç bir devlet hiç bir düşmanlık 12-15 yaşındaki çocukları tutuklamışlar... Cumhurbaşkanı’ndan, Başbakan’ına, bu halktan hiç utanmıyor musunuz, Allah’tan, Peygamber’den korkmuyorsunuz? Kürt halkının başına neden çuval geçiriyorsunuz?”
Kürtçüler Nevrozlarını bütün ülkedeki “olaysız” kutlamalarında aynı tema ile ifade ettiler. İstanbul’da da, Zeytinburnu’ndaki Kazlıçeşme Meydanı’nda yapılan Nevruz kutlamasını BDP düzenledi. Alanda sık sık bölücü başı iti ve itsürüsü lehine slogan atıldı. Yüzlerini poşu ile örten bazıları iti posterleri açtı, bazıları da örgütü simgeleyen bez parçaları taşıdı.
Kapatılan DTP’nin siyasi yasaklı milletvekili Aysel Tuğluk da, Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında şöyle konuştu: “Bu coşkunuzu gördüğümüzde ’Kürt halkı kazanmıştır’diyoruz. Bekliyoruz. Bir muhatap arıyoruz, barış elimizi tutacak. Herkes bilmelidir ki, bir diyalog sağlanacaksa, barış sağlanacaksa bu onurluca olacak. Başka türlü kabul etmeyin... 2010 Nevruz’u ile yeni bir sürece giriyoruz. Önümüzdeki süreç açısından da bu halk asla onurundan özgürlüğünden vazgeçmeyecektir... Biz Sayın iti ve PKK’yı muhatap gösteriyoruz. Sayın iti bizim siyasi irademizdir!”
Bu kadınların sözlerini genişçe aldım, bu kadın ve adamların, asıl amaç ve tıynetlerini göstermek için! Emellerinin, “barış” değil, Türkiye’yi bölmek olduğunu “Büyük Kürdistan” olduğunu göstermek için!
Bazı “iyi niyetli” aydınlarımız, eğer Apoköpeği ve PKK’lılara genel af çıkarılırsa, ülkede bir “beyaz sayfa” açılırsa güllük gülistanlık olacağını sanıyorlar ama bunun için bu post-modern, çarpık “Ergenekon” efsanesinden kurtulmaktan söz etmiyorlar!
Ve bizim Ergenekon
Nevruz, Türkler için “Ergenekon” Bayramıdır... Türklerin Ergenekon vadisinden Bozkurt’un yol göstermesiyle, sıra dağları delerek çıkmalarının bayramıdır. Hatırlatayım dedim!