Mardin Fetvası ve AKP Müslümanlığı!
1 sayfadaki 1 sayfası
Mardin Fetvası ve AKP Müslümanlığı!
Mardin Fetvası ve AKP Müslümanlığı!
Önce bir soru. Mardin Fetvası’nın 700 sene sonra gündeme getirilmesi ve kaldırılmak istenmesi neden şimdi?
Yapılan bu teşebbüs Irak ve Afganistan’daki direnişlerle ne kadar alakalı?
Toplantının sponsorluğunu İngilizlerin yapması tesadüf mü?
Daha da önemlisi AKP’nin bu teşebbüse YÖK aracılığı ile yeşil ışık yakması ne anlama geliyor?
Gelelim Mardin Fetvası’nın içeriğine?
Tarihler Miladi 1300’ün başlarını gösterirken Moğollar Mardin’i işgal eder. Bunun üzerine ahali, dönemin ünlü İslam bilgini İbn-i Teymiyye’ye gidip Moğollara başkaldırı ya da mücadele etmenin caiz olup olmadığını sorar.
İbn-i Teymiyye’nin bu soru karşısında İslam adına verdiği karşılık ya da fetva şudur:
- “Mardin için iki durum söz konusu; İslam hukuku ile yönetilmediği için Darü’l-İslam denemez ama yaşayanların tamamına yakını Müslüman olduğu için Darü’l-Harp de değil. Buradan hareketle istilaya direnmek caiz ve hatta cihattır.”
İşte yüzyıllar önce İbn-i Teymiyye tarafından verilen bu fetva kimilerinin İslami terör kimilerinin cihat dediği malum hadiselere ya da başkaldırılara gerekçe olmuştur.
El Kaide’den Müslüman Kardeşlere ve hatta Hamas’a kadar pek çok radikal dinci örgüt bu fetvaya sığınarak kan akıtıyorlar.
Gelinen noktada tablo şudur:
Light ya da ılımlı İslamcılar tıpkı Paxamericana ve Britanya yayılmacıları gibi bu fetvanın İslamın özünü yansıtmadığını belirtiyor ve iptalini talep ediyor.
Peki gerekçe ne midir?
Bu konuda farklı bakışlar var ve bu bakışlar daha ziyade fetva ve cihat kavramını tarif farklılıklarına dayanıyor:
-İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Şinasi Gündüz: “Cihat terör değil zira Peygamberimiz haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır demiştir.”
-Prof. Hayri Kırbaşoğlu: “Kur’anda cihatla ilgili ayetler var. Bu tartışma ile İslamın genetiği ile oynanmak isteniyor. Bunu yapan da emperyalizmdir.”
-Prof. Hayrettin Karaman: “Afgan halkının Sovyetlerle Savaşı cihadtır.Bugünkü baş kaldırısı ise cihad istismarıdır.”
-Doç. Dr. Ahmet Özel (İsam BaşkanYardımcısı): “El Kaide ve Hizbullah’ın yaptıklarını İslam adına yapamazsınız. Gayrimeşru olursunuz.”
Görülüyor ki ünlü ilahiyatçılarımız tam zıt bakışlardadır.
Bizim bu konuda bir hükmümüz olamaz zira konu çok hassas ve bilgi ile ehliyet gerektiriyor.
Tespit olarak aktaracağımız husus ise İbn-i Teymiyyeci olarak serpilen AKP zihniyetinin bugün ılımlı İslama, yani emperyalizmin Müslümanlığına evet demesidir.
MESAJ...
Çiller: Tayyip Bey’le bir kere konuştuk!
Tansu Çiller’den neredeyse her gün
mesaj geliyor. Aldığım son mesaj şöyle:
“Sabahattin Bey, siz merkez sağ tabanda izlenen ve okunan bir yazarsınız ve dolayısı ile doğru bilgilere sahip olmanız gerekiyor. Başbakan Erdoğan’la sık sık konuştuğum ve görüştüğüm doğru değildir. Kendisiyle iddia edildiği gibi baş başa hiç görüşmedik. Sadece bir kere telefon görüşmemiz oldu ve bu görüşme de Sayın Erdoğan’ın global krizle alakalı olarak benim yaptığım çalışmalarımı sormak için, onun araması ile olmuştur.” Açıklamayı özetle sunduktan sonra geçen yazımda belirttiğim gibi Özer Çiller’in Habertürk’de yaptığı “Tayyip Bey’le Tansu Hanım, sık sık görüşüyorlar” açıklamasının ne anlama geldiğini çözmeye çalışıyorum. Yoksa Özer Bey birilerine mesaj mı veriyor ve AKP’ye iş mi gördürmek istiyor?
MAZİ...
Kürt ülkücüsüyüm diyen
Zafer Çağlayan, Ecevitçiydi!
Zafer Çağlayan’ı 20 yıla yakın bir zamandır tanırım... Irkçı olmadığım ve etnik aidiyetler umurumda olmadığı için Kürt kökenli olduğunu kendi beyanı ile yeni öğrendim. Dahası, ülkücü olduğunu da bilmiyordum. Ama çok iyi bildiğim bir şey var. Zafer Çağlayan, 1999 seçimleri ile 2002 arasında keskin bir Ecevit sevdalısıydı. Öyle ki onun lakabı Hüsam’ın (Hüsamettin Özkan) can kankasıydı. Çok yakından biliyorum DSP ile özdeş anılırdı... Keza biraz daha geriye gittiğimde ise Zafer Bey’i bu kez Yalım Erez’le ile yoldaş olması ile hatırlıyorum. Hiç unutmam Yalım Bey, Demirel’den hükümeti kurma görevini aldığında en yakın adamı Zafer Çağlayan’dı. Kısacası Zafer Bey belli ki popüler olan her fikir akımına kapıldığı gibi iktidar olan her trene de biniyor. Kürdüm, ülkücüydüm ve açılımı destekliyorum demesi ise ülkücülüğüne ayıp etmesidir.
UZUUUN...
Fiyaskolar listesi!
-AB dediler. Fiyasko!
-Kıbrıs’ta çözüm dediler. Fiyasko!
-Türban dediler. Fiyasko!
-İmam Hatip’e katsayı eşitliği dediler.Fiyasko!
-Kürt açımı dediler. Fiyasko!
-Ermeni açılımı dediler. Fiyasko!
-Alevi açılımı dediler. Fiyasko!
-Gerçek demokrasi gelecek dediler. Fiyasko!
-Kimsesizlerin kimsesi olacağız dediler. Fiyasko!
-İşsizlik sıfırlanacak dediler. Fiyasko!
-Yoksulluk bitecek dediler. Fiyasko!
-Yolsuzluk olmayacak dediler. Fiyasko!
-Ekonomi iyi olacak dediler. Fiyasko!
-Kamplaşma olmayacak, kardeşlik olacak dediler.
Fiyasko!
-Dokunulmazlık kalkacak dediler. Fiyasko!
-Kısacası AKP’nin kendisi fiyasko.
Önce bir soru. Mardin Fetvası’nın 700 sene sonra gündeme getirilmesi ve kaldırılmak istenmesi neden şimdi?
Yapılan bu teşebbüs Irak ve Afganistan’daki direnişlerle ne kadar alakalı?
Toplantının sponsorluğunu İngilizlerin yapması tesadüf mü?
Daha da önemlisi AKP’nin bu teşebbüse YÖK aracılığı ile yeşil ışık yakması ne anlama geliyor?
Gelelim Mardin Fetvası’nın içeriğine?
Tarihler Miladi 1300’ün başlarını gösterirken Moğollar Mardin’i işgal eder. Bunun üzerine ahali, dönemin ünlü İslam bilgini İbn-i Teymiyye’ye gidip Moğollara başkaldırı ya da mücadele etmenin caiz olup olmadığını sorar.
İbn-i Teymiyye’nin bu soru karşısında İslam adına verdiği karşılık ya da fetva şudur:
- “Mardin için iki durum söz konusu; İslam hukuku ile yönetilmediği için Darü’l-İslam denemez ama yaşayanların tamamına yakını Müslüman olduğu için Darü’l-Harp de değil. Buradan hareketle istilaya direnmek caiz ve hatta cihattır.”
İşte yüzyıllar önce İbn-i Teymiyye tarafından verilen bu fetva kimilerinin İslami terör kimilerinin cihat dediği malum hadiselere ya da başkaldırılara gerekçe olmuştur.
El Kaide’den Müslüman Kardeşlere ve hatta Hamas’a kadar pek çok radikal dinci örgüt bu fetvaya sığınarak kan akıtıyorlar.
Gelinen noktada tablo şudur:
Light ya da ılımlı İslamcılar tıpkı Paxamericana ve Britanya yayılmacıları gibi bu fetvanın İslamın özünü yansıtmadığını belirtiyor ve iptalini talep ediyor.
Peki gerekçe ne midir?
Bu konuda farklı bakışlar var ve bu bakışlar daha ziyade fetva ve cihat kavramını tarif farklılıklarına dayanıyor:
-İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Şinasi Gündüz: “Cihat terör değil zira Peygamberimiz haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır demiştir.”
-Prof. Hayri Kırbaşoğlu: “Kur’anda cihatla ilgili ayetler var. Bu tartışma ile İslamın genetiği ile oynanmak isteniyor. Bunu yapan da emperyalizmdir.”
-Prof. Hayrettin Karaman: “Afgan halkının Sovyetlerle Savaşı cihadtır.Bugünkü baş kaldırısı ise cihad istismarıdır.”
-Doç. Dr. Ahmet Özel (İsam BaşkanYardımcısı): “El Kaide ve Hizbullah’ın yaptıklarını İslam adına yapamazsınız. Gayrimeşru olursunuz.”
Görülüyor ki ünlü ilahiyatçılarımız tam zıt bakışlardadır.
Bizim bu konuda bir hükmümüz olamaz zira konu çok hassas ve bilgi ile ehliyet gerektiriyor.
Tespit olarak aktaracağımız husus ise İbn-i Teymiyyeci olarak serpilen AKP zihniyetinin bugün ılımlı İslama, yani emperyalizmin Müslümanlığına evet demesidir.
MESAJ...
Çiller: Tayyip Bey’le bir kere konuştuk!
Tansu Çiller’den neredeyse her gün
mesaj geliyor. Aldığım son mesaj şöyle:
“Sabahattin Bey, siz merkez sağ tabanda izlenen ve okunan bir yazarsınız ve dolayısı ile doğru bilgilere sahip olmanız gerekiyor. Başbakan Erdoğan’la sık sık konuştuğum ve görüştüğüm doğru değildir. Kendisiyle iddia edildiği gibi baş başa hiç görüşmedik. Sadece bir kere telefon görüşmemiz oldu ve bu görüşme de Sayın Erdoğan’ın global krizle alakalı olarak benim yaptığım çalışmalarımı sormak için, onun araması ile olmuştur.” Açıklamayı özetle sunduktan sonra geçen yazımda belirttiğim gibi Özer Çiller’in Habertürk’de yaptığı “Tayyip Bey’le Tansu Hanım, sık sık görüşüyorlar” açıklamasının ne anlama geldiğini çözmeye çalışıyorum. Yoksa Özer Bey birilerine mesaj mı veriyor ve AKP’ye iş mi gördürmek istiyor?
MAZİ...
Kürt ülkücüsüyüm diyen
Zafer Çağlayan, Ecevitçiydi!
Zafer Çağlayan’ı 20 yıla yakın bir zamandır tanırım... Irkçı olmadığım ve etnik aidiyetler umurumda olmadığı için Kürt kökenli olduğunu kendi beyanı ile yeni öğrendim. Dahası, ülkücü olduğunu da bilmiyordum. Ama çok iyi bildiğim bir şey var. Zafer Çağlayan, 1999 seçimleri ile 2002 arasında keskin bir Ecevit sevdalısıydı. Öyle ki onun lakabı Hüsam’ın (Hüsamettin Özkan) can kankasıydı. Çok yakından biliyorum DSP ile özdeş anılırdı... Keza biraz daha geriye gittiğimde ise Zafer Bey’i bu kez Yalım Erez’le ile yoldaş olması ile hatırlıyorum. Hiç unutmam Yalım Bey, Demirel’den hükümeti kurma görevini aldığında en yakın adamı Zafer Çağlayan’dı. Kısacası Zafer Bey belli ki popüler olan her fikir akımına kapıldığı gibi iktidar olan her trene de biniyor. Kürdüm, ülkücüydüm ve açılımı destekliyorum demesi ise ülkücülüğüne ayıp etmesidir.
UZUUUN...
Fiyaskolar listesi!
-AB dediler. Fiyasko!
-Kıbrıs’ta çözüm dediler. Fiyasko!
-Türban dediler. Fiyasko!
-İmam Hatip’e katsayı eşitliği dediler.Fiyasko!
-Kürt açımı dediler. Fiyasko!
-Ermeni açılımı dediler. Fiyasko!
-Alevi açılımı dediler. Fiyasko!
-Gerçek demokrasi gelecek dediler. Fiyasko!
-Kimsesizlerin kimsesi olacağız dediler. Fiyasko!
-İşsizlik sıfırlanacak dediler. Fiyasko!
-Yoksulluk bitecek dediler. Fiyasko!
-Yolsuzluk olmayacak dediler. Fiyasko!
-Ekonomi iyi olacak dediler. Fiyasko!
-Kamplaşma olmayacak, kardeşlik olacak dediler.
Fiyasko!
-Dokunulmazlık kalkacak dediler. Fiyasko!
-Kısacası AKP’nin kendisi fiyasko.
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz