Gülmek harikadır
1 sayfadaki 1 sayfası
Gülmek harikadır
Gülmek harikadır
İlk gençlikte Nurullah Ataç’ın denemelerini okumuştum.
O günden bu yana bazı cümleler olduğu gibi kafamda. “Süssüzlükten safi süs olmuş Japon vazoları...” gibi.
Üstadın bir denemesi de “Hiçbir hayvan gülmez!” diye başlıyordu.
Doğru mudur bilmem, belki de bazı hayvanlar gülüyordur ama gülmek dediğimiz davranışın en çok insana yakıştığı da bir gerçek.
Gülen insanı severim, kendim de çok gülerim.
Gerçi gülmediğim zamanlarda normal durduğumu sanırken yüzü asık gibi görünürüm. “Niye kızdın?” diye sorarlar bana ama bu bir yüz şeklidir.
Kaşlarımın arasındaki çizgiler yüzüme asık bir ifade verir.
Çok şükür botox falan yaptırmaya da niyetim olmadığı için, ister istemez bu ifadeyle yaşayacağım.
Elia Kazan’a da sabah kalkınca eşi sorarmış: “Yüzün niye asık?”
O da “Benim yüz şeklim böyle” dermiş.
Anadolu insanının yüzü asık görünür.
Bir de üstüne günlük yaşam dertlerini, parasızlığı, işsizliği, kavgaları eklediğinizde sokaklar asık suratlılardan geçilmez.
Belki de komedi filmlerine düşkünlüğümüzün sebebi budur.
Herkes bu öfkeli ortamdan o kadar sıkılıyor ki, bir salonda yüzlerce yurttaşıyla birlikte aynı anda kahkaha atmanın mutluluğunu yaşamak istiyor.
Ben de çok gülüyorum bu filmlerde.
En grotesk olanında dahi bize ait bir şeyler var.
Mesela Recep İvedik kütüphaneye gidiyor, kitap istiyor.
Görevli “Nasıl bir kitap!” deyince de “Okumalık. Kapağı olan, içinde yazılar olan!” diyor.
Gelin de basmayın kahkahayı şimdi.
Eleştirmenlerin bile
sinema filmiyle belgeseli ayıramadığı, her gördüğüne film dediği bir ülkede bu sahneye gülünmez mi?
Son zamanlarda iki iyi komedi daha gördüm.
“Eyvah Eyvah” ve “Ay Lav Yu”.
İkisi de çok güzel, zekice buluşlar taşıyan, eğlendiren, insanın sinema salonundan iyi bir duyguyla çıkmasını sağlayan filmler.
Grotesk komedi değil, daha incelikli işler.
İki filmin de yaratıcılarını kutluyorum.
Millet yaşam sıkıntısından, politik gerilimden, medya kavgalarından sıkıldıkça bu tip filmleri daha çok arayacaktır.
Zaten trajedi ve komedi hayatın ayrılmaz iki yüzü değil mi!
Devamı: http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=11.11.2007&Newsid=297548&Categoryid=4&wid=5#ixzz0jwwELyG2
İlk gençlikte Nurullah Ataç’ın denemelerini okumuştum.
O günden bu yana bazı cümleler olduğu gibi kafamda. “Süssüzlükten safi süs olmuş Japon vazoları...” gibi.
Üstadın bir denemesi de “Hiçbir hayvan gülmez!” diye başlıyordu.
Doğru mudur bilmem, belki de bazı hayvanlar gülüyordur ama gülmek dediğimiz davranışın en çok insana yakıştığı da bir gerçek.
Gülen insanı severim, kendim de çok gülerim.
Gerçi gülmediğim zamanlarda normal durduğumu sanırken yüzü asık gibi görünürüm. “Niye kızdın?” diye sorarlar bana ama bu bir yüz şeklidir.
Kaşlarımın arasındaki çizgiler yüzüme asık bir ifade verir.
Çok şükür botox falan yaptırmaya da niyetim olmadığı için, ister istemez bu ifadeyle yaşayacağım.
Elia Kazan’a da sabah kalkınca eşi sorarmış: “Yüzün niye asık?”
O da “Benim yüz şeklim böyle” dermiş.
Anadolu insanının yüzü asık görünür.
Bir de üstüne günlük yaşam dertlerini, parasızlığı, işsizliği, kavgaları eklediğinizde sokaklar asık suratlılardan geçilmez.
Belki de komedi filmlerine düşkünlüğümüzün sebebi budur.
Herkes bu öfkeli ortamdan o kadar sıkılıyor ki, bir salonda yüzlerce yurttaşıyla birlikte aynı anda kahkaha atmanın mutluluğunu yaşamak istiyor.
Ben de çok gülüyorum bu filmlerde.
En grotesk olanında dahi bize ait bir şeyler var.
Mesela Recep İvedik kütüphaneye gidiyor, kitap istiyor.
Görevli “Nasıl bir kitap!” deyince de “Okumalık. Kapağı olan, içinde yazılar olan!” diyor.
Gelin de basmayın kahkahayı şimdi.
Eleştirmenlerin bile
sinema filmiyle belgeseli ayıramadığı, her gördüğüne film dediği bir ülkede bu sahneye gülünmez mi?
Son zamanlarda iki iyi komedi daha gördüm.
“Eyvah Eyvah” ve “Ay Lav Yu”.
İkisi de çok güzel, zekice buluşlar taşıyan, eğlendiren, insanın sinema salonundan iyi bir duyguyla çıkmasını sağlayan filmler.
Grotesk komedi değil, daha incelikli işler.
İki filmin de yaratıcılarını kutluyorum.
Millet yaşam sıkıntısından, politik gerilimden, medya kavgalarından sıkıldıkça bu tip filmleri daha çok arayacaktır.
Zaten trajedi ve komedi hayatın ayrılmaz iki yüzü değil mi!
Devamı: http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=11.11.2007&Newsid=297548&Categoryid=4&wid=5#ixzz0jwwELyG2
Zülfü Livaneli- GÜMÜŞ ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 81
Yaş : 78
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 10
Kayıt tarihi : 25/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz