Bu konuda çok haklı

Hemen hemen bütün yazılarında, sanki Mustafa Kemal ve cumhuriyet rejiminden hınç alır gibi, O`nu yazdıklarından dolayı eleştirilen, hepimizin tanıdığı bu kişi bir hususta haklıdır. “Atatürk`ü reklamlarda “kullanmaya” utanmıyor musunuz?” başlıklı bir yazı yazmış köşesinde. O`na ve kurduğu cumhuriyet rejime olan kinini bir kenara bırakarak yazısını okuduğumuzda, bu kişiyi benimseyelim veya benimsemeyelim, ona hak vermek zorundayız.
Gerçekten de Atatürk adını kullanmak, bu adı istismar etmek bir moda oldu. İlk olarak Can Dündar “Mustafa” diye bir film çevirdi. Çok tepki aldı bu film yüzünden. Şimdi bu filmi çeviren Can Dündar, bir Atatürk sevdalısı mı ? Atatürk`e olan hayranlığından dolayı mı bu filmi yaptı ? Zannetmiyorum !
Arkasından “”Veda” adlı bir film ortaya çıktı. Bunu yapan Zülfü Livaneli`de aynen Can Dündar gibi Atatürk sevdalısı mı ? Atatürk`e olan hayranlığından dolayı mı bu filmi yaptı ? Zannetmiyorum !
Ekranlarda görüyoruz; birbiri ardına Atatürk CD`leri, Atatürk hakkında kitaplar kitapçılarda rafları dolduruyor. Ne alan var ne okuyan ne de dinleyen !
Nasıl yüce dinimiz, bir takım kişiler tarafından, kendi çıkarları doğrultusunda çarptırılarak topluma sunulup reklam ediliyorsa, aynı şekilde Atatürk`de o derece kullanılmaktadır. Aynı suistimali 20 yıl önce kurulmuş olan Atatürkçü Düşünce Dernekleri de yapmıyor mu ?
Bu kişinin dediği gibi, “Atatürk”, “Atatürkçülük”, “”Devrimler” diyenler mangalda kül bırakmıyorlar. Atatürk ve ilkeleri, alabildiğine, kendi çıkarları için acımasızca kullanılmaktadır.
Gerçekten de Ulu Önder`den nemalanan o kadar çok kişi var ki, bunların yaptıklarıyla, O ve ilkeleri aşınmaktadır, çünkü yapılanlar, söylenenler birbiriyle örtüşmemektedir. Camlara bayrak asmakla, internette adına siteler kurmakla, O`nun hakkında güzel sözler söylemekle ne Atatürkçülük yapılır ne de Atatürkçü düşünce sistemi toplumda yayılma alanı bulur. Dilimzde bir deyim vardır “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” Aynen öyle yapılanlar. İş ve söylem farklı yönlerde...
Bizde bir söz daha vardır: “Birisine 40 gün sen delisin” denildiğinde, o kişi 40`ıncı gününde deli oluyorsa, bu söylenen ne yazık ki, Atatürk konusunda geçerli olmamaktadır. Çünkü 72 yıldır söylenip duruluyor, ama hiç bir etki yaratmıyor toplum arasında. Eğer yapılanlar, söylenenler etkili olsaydı, toplumun büyük bir kesimi Atatürk düşünce sistemini benimsemiş olacaktı. Yalnız toplum mu ? Atatürk`ü savunanlarda bile bu sistem, tam yerine oturmuş değildir. Atatürkçü düşünce sistemi sadece alışkanlık haline gelmiş, kişisel amaçlar için kullanılmış ve kullanılmaktadır. İşte 500 şubeye sahip Ankara Atatürkçü Düşünce Derneği genel merkezinin ve yurtdışı 40`ın üstündeki Atatürkçü Düşünce Dernekleri`nin şimdiye kadar takındıkları tavır, en açık, seçik ispatıdır. Bir örnek verelim: Avrupa`nın bir ülkesinde yıllardır faaliyet gösteren bir Atatürkçü Düşünce Derneği yetkilisi şöyle diyor:” Ülkemiz işgal altındadır. Görevimiz, bunu en kısa zamanda vatandaşlara anlatmaktır. Üstümüze düşen bu görevi başarı ile yapacağız” Ülkemiz şimdi değil ki, 11 Kasım 1938 yılından başlamak üzere yavaş yavaş, aheste aheste işgal edilmeye başlandı. Hadi bunu geçelim; Son 8 yılda bu işgal belirli ve ürkütücü bir şekilde olmaya başladı. Bu ve buna benzer dernekler ise yeni kurulmadılar ki ! 20 yıldır faaliyet(!) gösteriyorlar…Demek “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözü çok doğru. Demek bunlar 20 yıldır iş de değil, laf da kalmışlar !...

Dedim ya, bu kişi yakınmasında çok haklıdır. Atatürk, Atatürk diye yakınıp duruyoruz, ama Atatürk Orman Çiftliği, İstanbul`da Florya`da Atatğrk Köşkü ve en son Savarona elden giderken, Atatürkçüyüm diyenlerin sesi bile çıkmıyor. Sözün kısası ne Atatürk`ü ne de O`nun ilkelerini savunabiliyoruz, ama filmini yapıp gözyaşları içinde seyredebiliyoruz !... Düşünebiliyor musunuz, O`dan kalan son hatıra Savarona Yatı, el el geziyor ve kimse sahip çıkmıyor. Değerli dostum Acunsel`in dediği gibi, eğer sözde dava arkadaşı olan İsmet İnönü, bu yatı zamanında devlete mal ettirmiş olsaydı, şimdi buna kimse el süremeyecekti. O`nun bile, dava arkadaşına sahip çıkmadığını görüyoruz !...
Bırakalım artık, Atatürk`ün filmlerini çekmeyi, hakkında kitaplar yazmayı, internette sayfalar açmayı, sevdiği yemekleri, şarkıları anlatmayı.
Bırakalım artık Atatürkçülük oynamayı.
Bırakalım artık O`nun adını reklam etmeye, kulllanmaya.
Karşıdevrimin ve bu gibi kişilerin diline düşmemek için Atatürk`ü ve ilkelerini yürekten savunalım ve koruyalım. Aksi takdirde, karşıdevrimi ve bu kişileri susturmak imkansız olduğu gibi en önemlisi de Atatürk`e olan saygı ve sevgimiz gerçekçi olmaz...

Dr. Yüksel Cavlak