Bataklık
1 sayfadaki 1 sayfası
Bataklık
Bataklık
İngilizce swamp, Almanca sumpf olarak adlandırlan bataklık, rutubetli, çamurlaşmış bir toprak alandır. Bu toprak alanını, balta girmemiş veya yağmur ormanlarında çekilen serüven filmlerinde görürüz. Kendisini herhangi bir nedenle takip edenlerden kaçarken, bilmeyerek bu bataklığa girenin, tek başına kurtulması oldukça imkansızdır, çünkü her çırpınışında biraz daha dibe doğru batmaktadır. Yapılan bütün çabalamalar fayda vermez ve bataklık düşen kişiyi bir vantuz gibi içine çeker. Kurtulması için tek çare, yakınında bulunan bir sağlam kuvvetli bir ağaç dalına tutunması ya da birisinin gelip kendisini bu bataklıktan çekerek kurtarmasıdır. Bu iki olanak olmayınca, kurtuluş imkansızdır.
Türkiye Cumhuriyeti`nin şu andaki durumu da buna benziyor; birileri 11 Kasım 1938`de bilerek veya bilmeyerek, onu bataklığa itti. Gene bilerek veya bilmeyerek, el uzatarak çıkarma zahmetine katılmadı. Türkiye Cumhuriyeti, itilen bu bataklıktan kurtulması için ne kadar çırpındıysa da, bir türlü başaramadı. Başaramadı, çünkü ona destek vermek yerine, itenler uzaktan çırpınışları seyretti.
Hatırlanacağı gibi, bu ülke, bir zamanlar düşürüldüğü bataklıktan, uzatılan güçlü bir el ve ellerin sayesinde, bataklıkta yok olmaktan kurtarıldı. Yaşadıklarımızı, yaşanmışlarla karşılaştırdığımızda görüyoruz ki, ikisi arasında pek büyük bir fark yoktur. Bataklık aynı, bataklığa sürükleyenler aynı... Tek eksiklik, bataklığa itilmiş ve her çırpınışta biraz daha dibe yaklaşan Cumhuriyetin kurtulması için uzanan ellerin yokluğu veya zayıflığıdır. El uzatıp, sürüklenen bataklıktan çıkarmak yerine, sadece bakmayı tercih edilmektedir.
Belki de finali merak ediyorlardır !...
Dr. Yüksel Cavlak
İngilizce swamp, Almanca sumpf olarak adlandırlan bataklık, rutubetli, çamurlaşmış bir toprak alandır. Bu toprak alanını, balta girmemiş veya yağmur ormanlarında çekilen serüven filmlerinde görürüz. Kendisini herhangi bir nedenle takip edenlerden kaçarken, bilmeyerek bu bataklığa girenin, tek başına kurtulması oldukça imkansızdır, çünkü her çırpınışında biraz daha dibe doğru batmaktadır. Yapılan bütün çabalamalar fayda vermez ve bataklık düşen kişiyi bir vantuz gibi içine çeker. Kurtulması için tek çare, yakınında bulunan bir sağlam kuvvetli bir ağaç dalına tutunması ya da birisinin gelip kendisini bu bataklıktan çekerek kurtarmasıdır. Bu iki olanak olmayınca, kurtuluş imkansızdır.
Türkiye Cumhuriyeti`nin şu andaki durumu da buna benziyor; birileri 11 Kasım 1938`de bilerek veya bilmeyerek, onu bataklığa itti. Gene bilerek veya bilmeyerek, el uzatarak çıkarma zahmetine katılmadı. Türkiye Cumhuriyeti, itilen bu bataklıktan kurtulması için ne kadar çırpındıysa da, bir türlü başaramadı. Başaramadı, çünkü ona destek vermek yerine, itenler uzaktan çırpınışları seyretti.
Hatırlanacağı gibi, bu ülke, bir zamanlar düşürüldüğü bataklıktan, uzatılan güçlü bir el ve ellerin sayesinde, bataklıkta yok olmaktan kurtarıldı. Yaşadıklarımızı, yaşanmışlarla karşılaştırdığımızda görüyoruz ki, ikisi arasında pek büyük bir fark yoktur. Bataklık aynı, bataklığa sürükleyenler aynı... Tek eksiklik, bataklığa itilmiş ve her çırpınışta biraz daha dibe yaklaşan Cumhuriyetin kurtulması için uzanan ellerin yokluğu veya zayıflığıdır. El uzatıp, sürüklenen bataklıktan çıkarmak yerine, sadece bakmayı tercih edilmektedir.
Belki de finali merak ediyorlardır !...
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz