Diyelim ki
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Diyelim ki
Diyelim ki
1973 yılından beri siyasetin içinde olan CHP Genel Başkanı Baykal büyük bir siyasi deneyime sahiptir. Öyle olması da gerekiyor. Geçen bu 37 yılın 29 yılını bir kenara bırakarak son 8 yılına bir bakalım. 2002 yılında iktidarı ele geçiren AKP`nin rejimi değiştirmek istediğini, cumhuriyeti içine sindiremediğini aklı başında olan, ülkesini seven, ülkesinin geleceği için kafa yoran bireyler olduğu gibi, CHP Genel Başkanı Baykal`da, bu gidişatı, büyük devlet adamı ve deneyimli siyasetçi olduğundan, bizlerden daha iyi bilmesi gerekmektedir. 8 yıldır iktidar ile, özellikle Başbakan ile söz duellosu yaptığını hepimiz biliyoruz. Ve gene biliyoruz ki, mecliste çıkan yasaları, Anayasa Mahkemesi`ne götürenin de onun önderliğinde olmaktadır. Bütün bu uğraşılara rağmen, bir türlü karşıdevrimi durdurmak imkansız olduğunu da görüyoruz. Peki, o zaman neden bu karanlığa gidiş durdurulamıyor ? Bir yerde eksiklik var ki veya yanlış yapılıyor ki, iktidar ülkeyi toz dumana katabiliyor. Burada iki ihtimal var: Birincisi, iktidar muhalefetin pasif tutumundan o kadar emin ki, dediğim dedik öttürdüğüm düdük diyebiliyor. İkincisi, muhalefet partilerinin özellikle CHP`nin tavrı, tuttuğu yol iktidara dur diyemiyor. Bence buradaki yanlışlık, CHP Genel Başkanı`nın tutumudur. Kişisel tartışmadan öteye gidemiyor 8 yıld Çözüm öretemiyor. Laiklik diyor, diğer ilkeleri ağzına almıyor. Bırakınız bunu bir tarafa, hiç bir zaman “Hedefimiz Atatürk`ün çizmiş olduğu yolda yürümektir” diyemiyor. Bunlardan daha da önemlisi, CHP`nin ve özellikle kendisinin halktan uzak oluşudur. Halk ile ne o ne de diğer parti yetkilileri yeteri kadar ilgilenemiyor. Halk ile CHP arasında kopukluk var.
Diyelim ki; bütün bunların hepsi önemsizdir ve önemli olan CHP`nin mecliste bulunması ve her yasaya karşı gelip veto etmesidir. 8 yıl boyunca ve 2007 seçimlerinde CHP başarıya ulaşamadığa göre, yapılanların yetersiz olduğunu açık seçik göstermektedir. Yapılanlar yetersiz diyorum, çünkü mücadele tek bir kişi tarafından yapılmaktadır da ondan. CHP`de mutlak surette Baykal`dan başka, siyasi deneyimi olan insanlar vardır. Ne yazık ki, parti için demokrasisi Batı ülkelerinde olduğu gibi işlemediğinden, bunlar arka planda sessiz kalmaktadırlar. Bunun böyle olduğunu, Baykal`ın istifası göstermiştir. Partinin kurmayları olarak adlandırılanlarda bir telaş göze çarpmaktadır. Herhalde başa geçecek birilerini göremediklerinden, “İllada Baykal” diyip duruyorlar. Sanki onlar Baykal`a, ana karnındaki bebeğin annesine göbek bağı ile bağlanmış gibi, bağlanmış olmalarıdır. “Baykal olmazsa CHP batar” diye feryat ediyorlar. Diyelim ki; bu düşünüş doğrudur. Baykal`sız CHP eriyip gider!
İşte işin en can alıcı noktası burasıdır. CHP Genel Başkanı, madem deneyimli büyük bir devlet adamı, neden bu 37 yıl boyunca veya son 8 yıl boyunca, kendinden sonra gelebilecek ve CHP`ni iktidara taşıyacak birisini yetiştirmedi?
Tanrı gecinden versin ! Diyelim ki, Baykal rahmetli oldu. Başsız kalan partisi, gerçek önder noksanlığından yok olup gidecektir. Suçlu kim burada ? Şüphesiz Baykal`dır. Çünkü ileriyi görmeyip, kendisi gibi olmasa da, bir önder, onun yokluğunda partiyi üstlenecek birisini yetiştirmedi. Burada yetiştirmedi yerine, yetiştirmek istemedi demek daha doğru diye düşünüyorum. Yetiştirilemediği takdirde de CHP`de kaos ortamı kaçınılmazdır. Yaşananlar da ne yazık ki, bunu doğrulamaktadır. 72 yıldır sürdürülen kişisel çıkarlar ülkeyi bu duruma getirmiştir...
İşimiz galiba Tanrı`ya kaldı...
Dr. Yüksel Cavlak
1973 yılından beri siyasetin içinde olan CHP Genel Başkanı Baykal büyük bir siyasi deneyime sahiptir. Öyle olması da gerekiyor. Geçen bu 37 yılın 29 yılını bir kenara bırakarak son 8 yılına bir bakalım. 2002 yılında iktidarı ele geçiren AKP`nin rejimi değiştirmek istediğini, cumhuriyeti içine sindiremediğini aklı başında olan, ülkesini seven, ülkesinin geleceği için kafa yoran bireyler olduğu gibi, CHP Genel Başkanı Baykal`da, bu gidişatı, büyük devlet adamı ve deneyimli siyasetçi olduğundan, bizlerden daha iyi bilmesi gerekmektedir. 8 yıldır iktidar ile, özellikle Başbakan ile söz duellosu yaptığını hepimiz biliyoruz. Ve gene biliyoruz ki, mecliste çıkan yasaları, Anayasa Mahkemesi`ne götürenin de onun önderliğinde olmaktadır. Bütün bu uğraşılara rağmen, bir türlü karşıdevrimi durdurmak imkansız olduğunu da görüyoruz. Peki, o zaman neden bu karanlığa gidiş durdurulamıyor ? Bir yerde eksiklik var ki veya yanlış yapılıyor ki, iktidar ülkeyi toz dumana katabiliyor. Burada iki ihtimal var: Birincisi, iktidar muhalefetin pasif tutumundan o kadar emin ki, dediğim dedik öttürdüğüm düdük diyebiliyor. İkincisi, muhalefet partilerinin özellikle CHP`nin tavrı, tuttuğu yol iktidara dur diyemiyor. Bence buradaki yanlışlık, CHP Genel Başkanı`nın tutumudur. Kişisel tartışmadan öteye gidemiyor 8 yıld Çözüm öretemiyor. Laiklik diyor, diğer ilkeleri ağzına almıyor. Bırakınız bunu bir tarafa, hiç bir zaman “Hedefimiz Atatürk`ün çizmiş olduğu yolda yürümektir” diyemiyor. Bunlardan daha da önemlisi, CHP`nin ve özellikle kendisinin halktan uzak oluşudur. Halk ile ne o ne de diğer parti yetkilileri yeteri kadar ilgilenemiyor. Halk ile CHP arasında kopukluk var.
Diyelim ki; bütün bunların hepsi önemsizdir ve önemli olan CHP`nin mecliste bulunması ve her yasaya karşı gelip veto etmesidir. 8 yıl boyunca ve 2007 seçimlerinde CHP başarıya ulaşamadığa göre, yapılanların yetersiz olduğunu açık seçik göstermektedir. Yapılanlar yetersiz diyorum, çünkü mücadele tek bir kişi tarafından yapılmaktadır da ondan. CHP`de mutlak surette Baykal`dan başka, siyasi deneyimi olan insanlar vardır. Ne yazık ki, parti için demokrasisi Batı ülkelerinde olduğu gibi işlemediğinden, bunlar arka planda sessiz kalmaktadırlar. Bunun böyle olduğunu, Baykal`ın istifası göstermiştir. Partinin kurmayları olarak adlandırılanlarda bir telaş göze çarpmaktadır. Herhalde başa geçecek birilerini göremediklerinden, “İllada Baykal” diyip duruyorlar. Sanki onlar Baykal`a, ana karnındaki bebeğin annesine göbek bağı ile bağlanmış gibi, bağlanmış olmalarıdır. “Baykal olmazsa CHP batar” diye feryat ediyorlar. Diyelim ki; bu düşünüş doğrudur. Baykal`sız CHP eriyip gider!
İşte işin en can alıcı noktası burasıdır. CHP Genel Başkanı, madem deneyimli büyük bir devlet adamı, neden bu 37 yıl boyunca veya son 8 yıl boyunca, kendinden sonra gelebilecek ve CHP`ni iktidara taşıyacak birisini yetiştirmedi?
Tanrı gecinden versin ! Diyelim ki, Baykal rahmetli oldu. Başsız kalan partisi, gerçek önder noksanlığından yok olup gidecektir. Suçlu kim burada ? Şüphesiz Baykal`dır. Çünkü ileriyi görmeyip, kendisi gibi olmasa da, bir önder, onun yokluğunda partiyi üstlenecek birisini yetiştirmedi. Burada yetiştirmedi yerine, yetiştirmek istemedi demek daha doğru diye düşünüyorum. Yetiştirilemediği takdirde de CHP`de kaos ortamı kaçınılmazdır. Yaşananlar da ne yazık ki, bunu doğrulamaktadır. 72 yıldır sürdürülen kişisel çıkarlar ülkeyi bu duruma getirmiştir...
İşimiz galiba Tanrı`ya kaldı...
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
Geri: Diyelim ki
İstikrar denen meziyet olmadıkça,hiç bir yerde başarı sağlanamıyacak.
Artık CHP (dolayısıyla)Türkiye zararın neresinden dönse kardır.
CHP özellikle kararsız,sağa meyilli kesime kendini anlatmadı,anlatamadı.
Üstünede bu olay,tuz,biber oldu.Yaralansada,yol almalı artık CHP.
Kılıçtaroğlu iyi bir yönetici olabilir,zaten fazlada seçenek yok belirtiğiniz gibi.
Teşekkürler Yüksel bey.
Artık CHP (dolayısıyla)Türkiye zararın neresinden dönse kardır.
CHP özellikle kararsız,sağa meyilli kesime kendini anlatmadı,anlatamadı.
Üstünede bu olay,tuz,biber oldu.Yaralansada,yol almalı artık CHP.
Kılıçtaroğlu iyi bir yönetici olabilir,zaten fazlada seçenek yok belirtiğiniz gibi.
Teşekkürler Yüksel bey.
Denizkızı- ELMAS ÜYE
- PROJE ÖDÜLÜ :
KATILIM ÖDÜLÜ :
Mesaj Sayısı : 1090
Yaş : 53
ŞEHİR : İstanbul
Meslek : Tekstil-Tasarım
Öğrenim Durumu : Lise
Aldığı Teşekkür : 411
Kayıt tarihi : 27/11/07
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz