Kendi düşen ağlamaz

Evet, kendi düşen ağlamaz. Gerçekten de çok doğru bir atasözüdür. Bir kişi kendi eylemi ile bir yanlış tavır takınırsa, bu yaptığı için kimseden yakınmamalıdır. Ülkemizde birçok parti genel başkanları bu atasözünün doğruluğu ispatlamıştır. En son örnek de CHP Genel Başkanı Baykal`dır. Kendisine atılan iddia, doğru veya değil, üzerine genel başkanlıktan istifa etti ve evine çekildi. Kendisinin tekrar geri gelmesi için, esen rüzgarlar bir anda yön değiştirmeye başlayınca, Baykal`da da yakınmalar başladı. Bu yakınmalar, boş bıraktığı koltuğa kimin oturacağı için değil, herhalde kendisi hakkında basında çıkan anketlerden kaynaklanmış olmasıdır. Yıllarca kendisi hakkında söylenenleri ciddiye almayan Baykal, gördü ki, ne halk ne de partisi kendisini başta görmek istiyor. Ne yazık ki, CHP`nin başına geçtiği günden bu yana, partisini ileriye götüremedi ve kulaktan kulağa yayılanları ciddiye almadı. Sadece bununla da kalmadı; parti içi demokrasiyi çalıştırmadı, tam tersine ortadan kaldırdı. “benim seçtiklerim bana yeter” diyerek, belki de farkında olmadan kendi kuyusunu kendisi kazmış oldu. Ve bu kuyuya da düşmesini ortaya atılan, o ne olduğu bilinmeye, iddia kolaylaştırdı. Eğer, iddia edildiği gibi, bu komployu iktidar veya başka birisi hazırladı ise, CHP yetkilleri ve CHP sempatizanları, onlara bir teşekkür borçludur da diyebiliriz ! Eğer bu durum ortaya çıkmasaydı, Baykal`ın çekilip gitmesi rüyada bile gerçek olmazdı. Her neyse !
Madem kendi isteği ile, partiye zarar vermemek için partiden istifa ettiyse, bazı köşe yazarlarının da ifade ettiği gibi, evinden konuşacağına, parti yetkililerini eleştireceğine, susması veya başkanlığa aday olmuş bir kimseyi desteklemesi gerekir. Takke düştü kel göründü misali, Baykal`ın tuttuğu yoldan ne halk ne de CHP yetkilleri memnunmuş ki, CHP`de esen bu umut rüzgarını büyük bir heyecanla karşıladılar.
Ümit ederiz ki, bu rüzgarın hızı kurultayda kesilmez veya kestirilmez !

Dr. Yüksel Cavlak