Kafamda o kadar çok soru var ki

Evet, kafamda cevap bekleyen birçok soru var, ama bunlarından birisi zihnimi durmadan kurcalıyor. İnternette bir reklamı görünce, daha da zihnim karıştı.
Geçenlerde e-postama gelen bir reklam dikkatimi çekti. Dikkatle açtığımda (virus korkusundan dolayı), bu reklamın ÇYDD`nin hazırlamış olduğunu gördüm. Kısa bir reklam. Güzel, sempatik bir kız çocuğu, ezberden değil, karşısında yazıyı okuyarak, veya ben öyle algıladım, konuşuyor. Diyor ki:
„Sen kimsen, şu anda neredeysen, ismin neyse, ne yapıyorsan seni hiç görmedim, tanımadım, nerede olduğunu bilmiyorum. Sayende okula gittim. Yarında senin sayende öğretmen olacağım. Beni okuttuğun için teşekkür ederim.“ Kısa reklamın verdiği mesaj bu. Ana konuya girmeden önce, reklama dönmek isitiyorum: Bu reklamda dikkat çeken bazı sözler var: minik küçük kız, yardımı yapanı bilmiyor, bu bir. Para yardımı yapamı görmediğini söylüyor, bu iki. Şu anda nerede olduğunu bilmiyo, bu üç. Öğretmen olacağını ifade ediyor, bu dört. Bir becincisi var ki, da reklamda konuşan kızın görünüşü. Bana şehirli, hali vakt, yerinde olan bir ailenin kız evladını hatırlatıyor !...
Şimdi art niyeti ve öküzün altında buzağı aramayı bir kenara bırakıp, hem kendime hem de sizlere soruyorum.
Çağdaş yaşamı Destekleme Derneği, kurulduğundan bu yana binlerce kız ve erkek çocuğunu okuttu, bus verdi, üniversiteye yolladı. Bir derneğin adı çağdaş yaşamı destekleme olunca elbette, bu dernekten başka bir etkinik beklenmez. Amaç, Türkiye`yi çağdaşlaştırmak. Peki, bu kimin düşüncesiydi ? Hiç şüphesiz Mustafa Kemal ve arkadaşlarının düşüncesiydi. Demekki ÇYDD, Mustafa Kemal`in hayalini gerçekleştirmek için kurulmuş bir kuruluş. ÇYDD`den başka bir dernek daha var ülkemizde. Adı da Atatürkçü Düşünce Derneği`dir. Peki, bu derneğin görevi ne ? Atatürkçü düşünceden yola çıkarak, toplumu çağdaşlaştırmak. O halde bu dernek de aynen ÇYDD`nin yaptığı gibi, Mustafa Kemal`in çağdaşlaşma arzusunu yerine getirmektir. O zaman gerek ÇYDD gerek ADD, ikiz dernekler gibi, aynı yolda aynı hedefe doğru yürümüyorlar mı ? Biri para vererek, öğrenci yetiştiriyor diğeri de fikir dağıtarak toplumu çağdaş yapmaya çalışıyor.
İşte bu noktada kafama bir soru takılıp kalıyor ve kendi kendime „Neden bunlar birlikte çalışmazlar ?“ diye soruyorum. Hedef aynı, ama yollar farklı ! Şimdiye kadar bu iki dernek bir araya gelemedi ve birbirlerini destekleyerek çalışmadılar. Neden acaba ? Bilen var mı ?
Atatürkçü Düşünce Derneğini`nin 500 şubesi olduğunu biliyoruz. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği`nin ne kadar şubesi olduğunu bilmiyorum, ama şubeleri az da olsa, yıllardır hizmet veriyor. Peki, ikisi birlikte çalışsalar da büyük bir güç olsalar daha iyi olmaz mı ? Bu iki dernek ne yurtiçinde ne de yurtdışında, aynı hedefe koşmalarına rağmen, el ele vermiyorlar. Hemen hemen ikisi de 20 yıldır, çaşdaşlaşmak için çaba harcıyorlar. Harcıyorlar, ama bu arada ne Atatürkçü düşüncede de ne de eğitim alanında bir ilerleme görülebiliyor... Dikkatimi çeken diğer husus da, yurtseverlerin, çağdaşlaşmaya destek verenlerin bu iki derneğe farklı yaklaşımlarıdır. Birisine maddi destek verirken, diğerine üvey evlat muamelesi yapmalarıdır. Belki içinizden birisi „Çocukları eğitmek daha önemlidir de ondan“ diyebilir. Bana göre doğru değil; çünkü Atatürkçü Düşünce Dernekler`i de önemli hem de çok önemli bir misyonu üstlenmişlerdir. Durum böyle olunca, yurtseverler, birine öz diğerine övey evlat muamelesi yapamazlar. Siz ne diyorsunuz bilmiyorum, ama benim kafam bu konuda iyice karışık...
İşte herhangi bir art niyet olmadan ve öküzün altında buzağı aramadan bu soruma cevap arıyorum.

Dr. Yüksel Cavlak