Her şey tamam da...
1 sayfadaki 1 sayfası
Her şey tamam da...
Her şey tamam da...
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Dr. Kenan Topal, TÜBİTAK ve Social Action For Health SAfH`ın desteği ile Londra`da yaşayan göçmen Türkler`in yaşamını aratırmaya başlamış verilen habere göre. Bu araştırma ilk kez Londra`nın doğu kesiminde yaşayan Türkler arasında yapılacakmış. Avrupa`da daha önce İsveç`te yapılmış. Dr. topal şöyle diyor:“ Göç, hem göçü veren hem de alan ülkelerde göçmenlerin sağlığı ile ilgili konularda çeşitli kaygılara yol açmaktadır. Özellikle kadın kadın sağlığı, ruh sağlığı, alkol ve sigara alışkanlığı gibi sağlıkla ilgili konularda yapılmış birçok araştırma vardır. Amacımız, Londra`daki toplumumuzun yaşam kalitesini ve bunu etkileyen faktörleri araştırmak...“
Göçmenin yaşamı araştırma konusu nereden çıktı ?
Bu araştırma neyi gösterecek?
Kime ve nasıl faydası dokunacak?
Bilmiyorum, ama olsa olsa doçentlik tezi olabilir!
Göçün başladığı 1960 yılından bu yana yarım yüzyıl geçti. Son yıllarda bu konularda birçok yazılar yazıldı, göçmelerin sorunları dile getirildi. Yetkililer bunları dikkate almadılar ve biriken sorunlar kronik hale geldi ve tedavisi zorlaştı. Sayın Topal`a araştırmasında faydalı olur diye Prof. Dr. Ali Arayıcı`nın „Türkiye`den Avrupaya Göçün 40 Yılı“ kitabını tavsiye ederim.
Esasında Göçmenlerin yaşamını Lonra`nın doğusunda yaşayan Türkler`de aramak için taa Londra`ya gitmeye gerek yok. Almanya`da 3 milyona yakın Türk yaşamaktadır. Berlin, Köln, Duisburg vs. gibi kentlerde bir araştırma yapılmaya kalksa, bir kitap değil, yüzlerce kitap yazılır. Sağlığı tehdit eden sorunlar sadece alkol ve sigara değil, ruhsal rahatsızlık ön plandadır. Ruhsal bozukluklara birçok etkenler neden olmaktadır. Bilinen bozukluklarını araştırmak, bir sonuç getirmemektedir. Her zaman yazdığımız gibi, bataklığın kurutulması gerekmektedir. Elde edilen sonuçlar, ortaya çıkan statistikler hiç bir şeyi değiştirmez... Ayrıca araştırılmış bir şeyi tekrar araştırmak da bir netice vermez. 50 yıl boyunca biriken sorunları örneğin ülkesinden uzak kalması, sorunlarıyla başbaşa bırakılması, çocuklarının eğitimi, işsizlik, genç kadınların, kızların, genç erkeklerin buralara gelip evlenmeleri, uyum sağlayamamaları, dil bilmemeleri sonucu ortaya çıkan ruh sağlığını araştırma ile nasıl düzeltilecek?
Aynı gazetenin diğer bir sayfasında bir de şu haber var: „Psikiyatri merkezine yoğun talep“ Almanya`nın Duisburg kentindeki Marien Hastanesi`ndeki psikiyatri merkezinde ruhsal sağlığı bozulmuş göçmen kökenlilere yönelik çalışmalar yapılıyormuş. Yoğun talep nedeli ile çoğu zaman başvurular beklemeye alınıyormuş. Dr. Schotki psikiyatri merkezi ruhsal sağlığı bozulmuş göçmen kökenlilere yönelik çalışmalar yapılıyormuş diyor. Yoğun talep nedeli ile çoğu zaman başvurular beklemeye alınıyormuş. Dr. Schott`a göre, müracaat eden hastaların çoğunu yüzde 85 oranında Türkler teşkil ediyormuş.
Mesleğim icabı bana gelen Türk hastalarının çoğunun, özellikle kadınların ruhsal sorunları olduğunu biliyorum. Bir çoğu kendiliğinden Türkçe konuşan psikologlara yollamamı rica ediyorlar. Maalesef eşleri bir psikatriye ve psikoloğa gitmek istemiyorlar. Diğer önemli bir sorun da, yeteri kadar psikiyatrist ve psikolog olmadığından bir randevü almak için aylarca beklemesi gerekiyor. Bütün bu çözülmemiş sorunlar ortada iken, siz kalkıyorsunuz, Londra`da Türklerìn sağlığı hakkında bir araştırma yapıyorsunuz.
Söyleyecek bir söz bulamadığım için, hayırlısı olsun der, meslektaşıma araştımasında başarılar dilerim.
Dr. Yüksel Cavlak
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Dr. Kenan Topal, TÜBİTAK ve Social Action For Health SAfH`ın desteği ile Londra`da yaşayan göçmen Türkler`in yaşamını aratırmaya başlamış verilen habere göre. Bu araştırma ilk kez Londra`nın doğu kesiminde yaşayan Türkler arasında yapılacakmış. Avrupa`da daha önce İsveç`te yapılmış. Dr. topal şöyle diyor:“ Göç, hem göçü veren hem de alan ülkelerde göçmenlerin sağlığı ile ilgili konularda çeşitli kaygılara yol açmaktadır. Özellikle kadın kadın sağlığı, ruh sağlığı, alkol ve sigara alışkanlığı gibi sağlıkla ilgili konularda yapılmış birçok araştırma vardır. Amacımız, Londra`daki toplumumuzun yaşam kalitesini ve bunu etkileyen faktörleri araştırmak...“
Göçmenin yaşamı araştırma konusu nereden çıktı ?
Bu araştırma neyi gösterecek?
Kime ve nasıl faydası dokunacak?
Bilmiyorum, ama olsa olsa doçentlik tezi olabilir!
Göçün başladığı 1960 yılından bu yana yarım yüzyıl geçti. Son yıllarda bu konularda birçok yazılar yazıldı, göçmelerin sorunları dile getirildi. Yetkililer bunları dikkate almadılar ve biriken sorunlar kronik hale geldi ve tedavisi zorlaştı. Sayın Topal`a araştırmasında faydalı olur diye Prof. Dr. Ali Arayıcı`nın „Türkiye`den Avrupaya Göçün 40 Yılı“ kitabını tavsiye ederim.
Esasında Göçmenlerin yaşamını Lonra`nın doğusunda yaşayan Türkler`de aramak için taa Londra`ya gitmeye gerek yok. Almanya`da 3 milyona yakın Türk yaşamaktadır. Berlin, Köln, Duisburg vs. gibi kentlerde bir araştırma yapılmaya kalksa, bir kitap değil, yüzlerce kitap yazılır. Sağlığı tehdit eden sorunlar sadece alkol ve sigara değil, ruhsal rahatsızlık ön plandadır. Ruhsal bozukluklara birçok etkenler neden olmaktadır. Bilinen bozukluklarını araştırmak, bir sonuç getirmemektedir. Her zaman yazdığımız gibi, bataklığın kurutulması gerekmektedir. Elde edilen sonuçlar, ortaya çıkan statistikler hiç bir şeyi değiştirmez... Ayrıca araştırılmış bir şeyi tekrar araştırmak da bir netice vermez. 50 yıl boyunca biriken sorunları örneğin ülkesinden uzak kalması, sorunlarıyla başbaşa bırakılması, çocuklarının eğitimi, işsizlik, genç kadınların, kızların, genç erkeklerin buralara gelip evlenmeleri, uyum sağlayamamaları, dil bilmemeleri sonucu ortaya çıkan ruh sağlığını araştırma ile nasıl düzeltilecek?
Aynı gazetenin diğer bir sayfasında bir de şu haber var: „Psikiyatri merkezine yoğun talep“ Almanya`nın Duisburg kentindeki Marien Hastanesi`ndeki psikiyatri merkezinde ruhsal sağlığı bozulmuş göçmen kökenlilere yönelik çalışmalar yapılıyormuş. Yoğun talep nedeli ile çoğu zaman başvurular beklemeye alınıyormuş. Dr. Schotki psikiyatri merkezi ruhsal sağlığı bozulmuş göçmen kökenlilere yönelik çalışmalar yapılıyormuş diyor. Yoğun talep nedeli ile çoğu zaman başvurular beklemeye alınıyormuş. Dr. Schott`a göre, müracaat eden hastaların çoğunu yüzde 85 oranında Türkler teşkil ediyormuş.
Mesleğim icabı bana gelen Türk hastalarının çoğunun, özellikle kadınların ruhsal sorunları olduğunu biliyorum. Bir çoğu kendiliğinden Türkçe konuşan psikologlara yollamamı rica ediyorlar. Maalesef eşleri bir psikatriye ve psikoloğa gitmek istemiyorlar. Diğer önemli bir sorun da, yeteri kadar psikiyatrist ve psikolog olmadığından bir randevü almak için aylarca beklemesi gerekiyor. Bütün bu çözülmemiş sorunlar ortada iken, siz kalkıyorsunuz, Londra`da Türklerìn sağlığı hakkında bir araştırma yapıyorsunuz.
Söyleyecek bir söz bulamadığım için, hayırlısı olsun der, meslektaşıma araştımasında başarılar dilerim.
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz