Bu kadar da traş fazla değil mi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu kadar da traş fazla değil mi
Bu kadar da traş fazla değil mi
Böyle başa böyle traş“ diye bir deyim vardır biliyorsunuz. Fakat şimdiye kadar yapılan traşlar da bu başa uymamaya başladı. 2002 yılında AKP yani Adalet ve Kalkınma Partisi, „adalet“ ve „kalkınma diye diye ülkede adalet ne de kalkınma bıraktı. Bununla kalsa iyi...
2007 yılında seçimi kazanmak için, mağdur olduğunu halka anlatmaya başladı ve Türk halkının güvenini kazanmış olan TSK`ni yıpratma operasyonu devreye soktu. Seçim kazanıldıktan sonra tutulmadık komutan kalmadı ve üstelik kozmik oda adı verilen odalara girilerek gizli dosyalar havalandırıldı!
İktidar, bir taşla iki kuş vurmak için yani önlerinde hem 2011`deki seçim hem de ondan önceki 12 Eylül referandumu kurtarmak için harekete geçti. Şunun şurasında 12 Eylül`e iki ay gibi bir zaman kaldı. Bu zamanı değerlendirmek için, Anadolu`nun yolu tutuldu. İktidar bir yanda, muhalefet öbür yanda, kılıçları çekmişler üç silahşörler gibi birbirleriyle mücadele ediyorlar. Halk da durmuş onları seyrediyor....
İktidar, 12 Eylül`le kadar aziz halkını bilgilendirmek için elinden geleni yapıyor. Bundan önce yani 30 yıl önce yapılan darebeyi ve bu darbenin getirdiği felaketi anlatmak için, örnekler verildi, duygulu anlar yaşandı. 12 Eylül`ü yapanların askerler olduğunu, askerlerin halka acı anların yaşattığını, bir daha böyle faciaların olmaması için de 12 Eylül`den „evet“ çıkması söylendi. Ne olur ne olmaz denilerek, 1920 ile 1927 yıllarında, işleyen İstiklal Mahkelemeri`nin dosyaları gün ışığına çıkarılmaya karar verildi 8 yıl sonra. Ve şimdi!..
Bunu yapmakla bir taşla iki kuş vurabileceğini düşünmüş olmalı iktidar. Böylece hem cumhuriyet rejimi hem de Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal`i eleştirme fırsatı bulacaklar... Çünkü mahkemelerde Hilafet ve saltanat yanlıları yargılanmıştı. TSK`nı halkın gözünde yıpratan iktidar, bunu yapmakla da halkın Atatürk`e olan sevgisini de yıpratmak istemektedirler. 80 yıl sonra durup dururken İstiklal Mahmemeleri`ni gündeme getirmenin başka bir anlamı olabilir mi? Bütün yapılanlar 12 Eylül`de yapılacak olan halk oylamasını kendilerinin istediği yöne çevirtmektir.
Türkiye`nin iktidarları zamanında altın devrini yaşadığını, dokunulmazlıkları kaldırmak istediklerini, ama muhalefet kendi çıkarına kullanır diye çıkarmadıklarını, yoksulluk ve yoksulluğu bir muhalefet ürünü olduğunu aziz Türk milletine meydanlarda anlatmaya başladılar.
Günden değiştime üstadı olan iktidar bakalım mu İstiklal Mahkemeleri`nden sonra nasıl bir gündem yaratılar bilinmez!...
Bakarsınız, “Atatürk Anıtkabir`de yatmıyor” diyebilirler.
Dedim ya böyler başa böyle traş, ama biraz fazla traş olmuyor mu?
Dr. Yüksel Cavlak
Böyle başa böyle traş“ diye bir deyim vardır biliyorsunuz. Fakat şimdiye kadar yapılan traşlar da bu başa uymamaya başladı. 2002 yılında AKP yani Adalet ve Kalkınma Partisi, „adalet“ ve „kalkınma diye diye ülkede adalet ne de kalkınma bıraktı. Bununla kalsa iyi...
2007 yılında seçimi kazanmak için, mağdur olduğunu halka anlatmaya başladı ve Türk halkının güvenini kazanmış olan TSK`ni yıpratma operasyonu devreye soktu. Seçim kazanıldıktan sonra tutulmadık komutan kalmadı ve üstelik kozmik oda adı verilen odalara girilerek gizli dosyalar havalandırıldı!
İktidar, bir taşla iki kuş vurmak için yani önlerinde hem 2011`deki seçim hem de ondan önceki 12 Eylül referandumu kurtarmak için harekete geçti. Şunun şurasında 12 Eylül`e iki ay gibi bir zaman kaldı. Bu zamanı değerlendirmek için, Anadolu`nun yolu tutuldu. İktidar bir yanda, muhalefet öbür yanda, kılıçları çekmişler üç silahşörler gibi birbirleriyle mücadele ediyorlar. Halk da durmuş onları seyrediyor....
İktidar, 12 Eylül`le kadar aziz halkını bilgilendirmek için elinden geleni yapıyor. Bundan önce yani 30 yıl önce yapılan darebeyi ve bu darbenin getirdiği felaketi anlatmak için, örnekler verildi, duygulu anlar yaşandı. 12 Eylül`ü yapanların askerler olduğunu, askerlerin halka acı anların yaşattığını, bir daha böyle faciaların olmaması için de 12 Eylül`den „evet“ çıkması söylendi. Ne olur ne olmaz denilerek, 1920 ile 1927 yıllarında, işleyen İstiklal Mahkelemeri`nin dosyaları gün ışığına çıkarılmaya karar verildi 8 yıl sonra. Ve şimdi!..
Bunu yapmakla bir taşla iki kuş vurabileceğini düşünmüş olmalı iktidar. Böylece hem cumhuriyet rejimi hem de Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal`i eleştirme fırsatı bulacaklar... Çünkü mahkemelerde Hilafet ve saltanat yanlıları yargılanmıştı. TSK`nı halkın gözünde yıpratan iktidar, bunu yapmakla da halkın Atatürk`e olan sevgisini de yıpratmak istemektedirler. 80 yıl sonra durup dururken İstiklal Mahmemeleri`ni gündeme getirmenin başka bir anlamı olabilir mi? Bütün yapılanlar 12 Eylül`de yapılacak olan halk oylamasını kendilerinin istediği yöne çevirtmektir.
Türkiye`nin iktidarları zamanında altın devrini yaşadığını, dokunulmazlıkları kaldırmak istediklerini, ama muhalefet kendi çıkarına kullanır diye çıkarmadıklarını, yoksulluk ve yoksulluğu bir muhalefet ürünü olduğunu aziz Türk milletine meydanlarda anlatmaya başladılar.
Günden değiştime üstadı olan iktidar bakalım mu İstiklal Mahkemeleri`nden sonra nasıl bir gündem yaratılar bilinmez!...
Bakarsınız, “Atatürk Anıtkabir`de yatmıyor” diyebilirler.
Dedim ya böyler başa böyle traş, ama biraz fazla traş olmuyor mu?
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz