Kadın ve eğitim

Bir yerde okumuştu; kadının biri, bir eğitbilimciye sorar: „Çocuğumun eğitimine ne zaman başlayabilirim?“ Eğitbilimci,“ Çocuğunuz ne zaman doğacak?“ diye sorar. Kadın,“Çocuğum 5 yaşındadır“ deyince, „5 yıl geçikmişsin“ der eğitbilimci.
Bundan çıkarılacak sonuç; annenin eğitimde ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Nedeni de çok basit; çünkü çoğu kez baba evde olmadığından, anne doğumdan başlamak üzere, çocuğu ile meşgul olmaktadır.
Fakat eğitimsiz, okuma yazma bilmeyen bir anne çocuğuna nasıl yardımcı olabilir? O halde kadının, daha doğrusu kızların eğitilmesi gerekir ki, ilerde anne olduklarında çocuklarına yardımcı olabilsinler.
Mustafa Kemal 1918`de bakınız ne demiş bu konuda:
„Bu kadın meselesinde cesur olaşım. Vesveseyi bırakalım. Açılsınlar, onların beyinlerini ciddi ilim ve fen ile süsleyelim. İffeti, fenni sağlıklı şekilde izah edelim. Şeref ve haysiyet sahibi olmalarına birinci derecede önem verelim.“
Peki, bizler şimdiye kadar ne yaptık? Kadını ve kadının eğitimdeki önemini unutup, çağdaş insan yetiştirmeye kalkıyoruz.
Onun için „Baba beni okula gönder“ kampanyası, Erbakan`nın sözüyle tam bir“ faso fiso“dur!.. Bu kampanya bile, çağdaş olarak adlandırdığımız ülkemizde kadını ikinci sınıf durumuna sokmakta, kadının söz sahibi olmadığını göstermektedir.
Onun içindir ki, yeni kurulmuş olan Toplumsal Kadın Hareketi Derneği`nin faaliyetlerini yürekten destekliyor, yönetim kuruluna başarılar diliyorum.

Dr. Yüksel Cavlak