Değerli Dostumuz Ali Eralp`ın Yazısı Üzerine
1 sayfadaki 1 sayfası
Değerli Dostumuz Ali Eralp`ın Yazısı Üzerine
Değerli Dostumuz Ali Eralp`ın Yazısı Üzerine
Her zaman olduğu gibi Mustafa Kemal`in neferi değerli dostumuz „Türkiye, AKP iktidarından nasıl kurtulur“ başlıklı yazısıyla gerçekleri göz önüne sermiştir. Yazısına, kendisine iletilen bir soru ile başlamış. Haklı olarak kendisine „Yazılarınızda çözüm ve kurtuluş yollarından söz eder misin?“ sorusu yöneltilmiş. Birçoğumuz, Türkiye`nin sokulduğu bataklığı anlatırken, satır aralarında da çözüm yollarını anlattığı gibi dostumuz da yazılarında okurlarına çözüm yollarına değinmiştir.
Bu yazısında da gerçeklerin altını çizdikten sonra çözümü anlatmaya çalışmıştır.
Bizleri üzen, düşünmeye sevkeden acı gerçeği şöyle özetlemiştir:
„Kemalist Cumhuriyet artık sona ermiştir.“
Okurların bütün yazıyı okuma yerine bu tümceye dikkat etmeleri gerekir. Bütün yazının özeti burada yatıyor. Bütün kaleleri işgal edildiğine göre, Türkiye Cumhuriyeti finale doğru yol almış durumdadır. Değerli dostumuz bu tespiti yaptıktan sonra da okurlarının istediği çözüm yolunu gösteriyor:
„Devrim“
Bu tümce ile demek isteniliyor ki, Mustafa Kemal gibi eylem insanı olmalıyız. Kurtulmanın yolu bu devrimden geçiyormuş. Yani gerisi faso fiso!..
Devrimi yapabilmek için de bir araya gelmek şarttır. Bir „a“ derse diğerinin „b“ dememesi önemlidir. Mevcut muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri aynı ağzı konuşmalıdırlar. Dayanışma içine giren bu kuruluşlar, halkı dayanışmaya çağırmalıdırlar. Karşıdevrimle ancak bir dayanışma içinde olunursa mücadele verilir. Aksi takdirde bütün yapılanlar akıntıya yürek çekmeden öteye gidemez. Gelinen nokta da maalesef bunu göstermektedir. Değerli dostumuzun ifade ettiği gibi, ne yazık ki, ne parti yetkilleri ne de sivil toplum örgüt sorumluları birleşmeyi akıllarına getiriyorlar. Yaptıkları tek iş tartışmaktır. Madem iddia edildiği gibi ülke, bir daha geri gelmemek üzere, elden gidiyor, yapılacak tek iş kaynaşmaktır. Boşuna dememişler“ Bir elin nesi var iki elin sesi var“ Hepimiz biliyoruz ki, 1919`da ülkenin kurtulması için, Kastamonu`da kadınlar miting düzenleyerek, işgalci güçlere tepkilerini göstermiştir. Bu da yetmemiş Anadolu`da ve Rumeli`de Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri kurulmuştu. Mustafa Kemal, bunları birleştirerek tek güç haline getirmiştir.
Sık sık bu sözü tekrarlar dururlar Atatürkçüler veya yurtseverler: Mevzubahis olan vatan ise gerisi teferrauttır“ Yani koltuk kavgası, genel başkanlık vs. Ve hatta teferrauttan da ötededir. TGB`nin genç genel başkanı, Ulusal Kanal`da “partilerde direniş odakları” kurulmalıdır. demişti. Çok haklıdır. Yalnız partilerde değil bütün sivil toplum örgütlerinde bu tür odaklar kurulmalıdır.
Ulusalcılar bir tümce etrafından aynı fikirdedirler: „Ülke karanlığa, bülünmeye doğru gidiyor.“ Madem bu nokta birleşiyorlar, o halde adları ne olursa olsun „ulusal cephede“ de bir araya gelmelidirler.
Esasında değerli dostumuzun bu yazısını sadece bizler değil, mevcut parti ve sivil toplum örgütlerinin yetkilleri de bir değil birkaç kez okumalıdırlar.
Sözün kısası; değerli dostumuz diyor ki, eğer devrim olmazsa AKP`den kurtulmak imkansızdır ve geriye sadece avuç yalamak kalır...
Dr. Yüksel Cavlak
Her zaman olduğu gibi Mustafa Kemal`in neferi değerli dostumuz „Türkiye, AKP iktidarından nasıl kurtulur“ başlıklı yazısıyla gerçekleri göz önüne sermiştir. Yazısına, kendisine iletilen bir soru ile başlamış. Haklı olarak kendisine „Yazılarınızda çözüm ve kurtuluş yollarından söz eder misin?“ sorusu yöneltilmiş. Birçoğumuz, Türkiye`nin sokulduğu bataklığı anlatırken, satır aralarında da çözüm yollarını anlattığı gibi dostumuz da yazılarında okurlarına çözüm yollarına değinmiştir.
Bu yazısında da gerçeklerin altını çizdikten sonra çözümü anlatmaya çalışmıştır.
Bizleri üzen, düşünmeye sevkeden acı gerçeği şöyle özetlemiştir:
„Kemalist Cumhuriyet artık sona ermiştir.“
Okurların bütün yazıyı okuma yerine bu tümceye dikkat etmeleri gerekir. Bütün yazının özeti burada yatıyor. Bütün kaleleri işgal edildiğine göre, Türkiye Cumhuriyeti finale doğru yol almış durumdadır. Değerli dostumuz bu tespiti yaptıktan sonra da okurlarının istediği çözüm yolunu gösteriyor:
„Devrim“
Bu tümce ile demek isteniliyor ki, Mustafa Kemal gibi eylem insanı olmalıyız. Kurtulmanın yolu bu devrimden geçiyormuş. Yani gerisi faso fiso!..
Devrimi yapabilmek için de bir araya gelmek şarttır. Bir „a“ derse diğerinin „b“ dememesi önemlidir. Mevcut muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri aynı ağzı konuşmalıdırlar. Dayanışma içine giren bu kuruluşlar, halkı dayanışmaya çağırmalıdırlar. Karşıdevrimle ancak bir dayanışma içinde olunursa mücadele verilir. Aksi takdirde bütün yapılanlar akıntıya yürek çekmeden öteye gidemez. Gelinen nokta da maalesef bunu göstermektedir. Değerli dostumuzun ifade ettiği gibi, ne yazık ki, ne parti yetkilleri ne de sivil toplum örgüt sorumluları birleşmeyi akıllarına getiriyorlar. Yaptıkları tek iş tartışmaktır. Madem iddia edildiği gibi ülke, bir daha geri gelmemek üzere, elden gidiyor, yapılacak tek iş kaynaşmaktır. Boşuna dememişler“ Bir elin nesi var iki elin sesi var“ Hepimiz biliyoruz ki, 1919`da ülkenin kurtulması için, Kastamonu`da kadınlar miting düzenleyerek, işgalci güçlere tepkilerini göstermiştir. Bu da yetmemiş Anadolu`da ve Rumeli`de Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri kurulmuştu. Mustafa Kemal, bunları birleştirerek tek güç haline getirmiştir.
Sık sık bu sözü tekrarlar dururlar Atatürkçüler veya yurtseverler: Mevzubahis olan vatan ise gerisi teferrauttır“ Yani koltuk kavgası, genel başkanlık vs. Ve hatta teferrauttan da ötededir. TGB`nin genç genel başkanı, Ulusal Kanal`da “partilerde direniş odakları” kurulmalıdır. demişti. Çok haklıdır. Yalnız partilerde değil bütün sivil toplum örgütlerinde bu tür odaklar kurulmalıdır.
Ulusalcılar bir tümce etrafından aynı fikirdedirler: „Ülke karanlığa, bülünmeye doğru gidiyor.“ Madem bu nokta birleşiyorlar, o halde adları ne olursa olsun „ulusal cephede“ de bir araya gelmelidirler.
Esasında değerli dostumuzun bu yazısını sadece bizler değil, mevcut parti ve sivil toplum örgütlerinin yetkilleri de bir değil birkaç kez okumalıdırlar.
Sözün kısası; değerli dostumuz diyor ki, eğer devrim olmazsa AKP`den kurtulmak imkansızdır ve geriye sadece avuç yalamak kalır...
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz