Atatürkçüyüm Diyenlere ve Onlar Gibi Düşünenlere
1 sayfadaki 1 sayfası
Atatürkçüyüm Diyenlere ve Onlar Gibi Düşünenlere
Atatürkçüyüm Diyenlere ve Onlar Gibi Düşünenlere
Sizlere düşüncelerimi ifade etmeden önce, bazı hususları hatırlatmama müsaade ediniz.
Deniliyor ki; “Türk toplumunun belleği zayıftır. Bir zaman sonra, geçmişi hatırlamaz.” Doğru bir söz değil, ama doğru olduğunu şu an için kabul edelim. Bizler yani aydınlar yani Atatürkçüler de Türk toplumunun içinde olduğundan, bizim belleklerimizin zayıf olduğu sonucuna varabiliriz. Bu yoldan çıkarak sizlere bir hatırlatma yapmak zorundayım. Atatürkçü Düşünce Dernekleri`ni eleştirdiğim içindir ki, eleştiriliyorum. Nedendir bilinmeze; Atatürkçüyüm diyenler eleştiriye gelemiyorlar. Onlardan sizlerden gelen saygınlık sınırı aşan mesajlardaki bazı tümceleri aşağıya aktarıyorum.
1. Siz kaç çocuk okuttunuz?
2. Elinizi taşın altına ne zaman koydunuz?
3. Uzaktan ahkam kesme
4. Ne yapılması gerektiğini bize anlat vs.
Şimdi bu sorulara cevap verelim:
1. Çocuk okutmayla Atatürkçülük arasında nasıl bir bağ olabilir. Eğer çocuk okutmak Atatürkçülük dersek, çoğumuzun Atatürkçü olmadı ortaya çıkar.Türk çocuklarını yabancının parasıyla yani hibe ile okutmak ne derece Atatürkçü düşünceyle bağdaşıyor? Evvela bunları cevabını verelim ve ondan sonra da, bu soruyu soralım.
2. Ne demek elini taşın altına koymak? Herkesin kendine özel yardım etme sistemi vardır. Atatürk sitesi kurmak, Atatürk derneği kurmak, güzel sözler söylemek,” Atam izindeyiz” demek taşın altına el koymak anlamına mı geliyor? Eğer öyle ise, herkesin eli taşın altındadır. Herkesin eli taşın altında olduğuna göre, Atatürkçülük yapmak imkansız hale gelmiyor mu? Gelmediği de ortada!..
3. Ne demek uzaktan ahkam kesmek? Uzak, rölatif bir kavramdır. İstanbul, Kars`a uzaktır. Ankara Avrupa`ya uzaktır hele hele Amerika kıtasına daha da uzaktır. Demek bu tümcede yanlış kullanılıyor. Mesafe ne kadar uzak olursa olsun, eğer siz yaptıklarınızla toplumu uyarıyorsanız, bilgilendiriyorsanız, doğru iş, doğru Atatürküçük yapıyorsunuz demektir.
4. Bu soru sorulmadan önce “Ben şunları yaptım, ilginize sunuyorum demek” daha mantıki olur diye düşünüyorum. Yol göstermek de bir Atatürkçülük görevidir. Yol gösteriken de kişinin altı üstüne getirilmemelidir. Maalesef sizlerde bu alışkanlık var. Eleştiriye dayanamıyorsunuz...
Ey Atatürkçüyüm diyenler ellerinizi vicdanıza koyup, değerli dostunuz yazdığı şu yazıyı bir kez daha okuyun ve benim yazımla veya ekleştirimle kıyaslayınız:
“Şimdi Van ADD nin çalışmasını eleştirelim:
Bu türden çabalar Türkiye geneline yayılmaz. Yerel olanaklarla çözülür.Türkiye'de sadece Van'daki bir okul öğrencileri botsuz değildir...
Her il ve ilçemizde milyonlarca çocuğumuzun sorunudur bu. Bu sorunu bütün örgütümüzün bir sorunuymuş ve de görülmemiş bir sorunmuş gibi anlatıp yardım istemek bir ADD şubesine yakışmaz!..
Hepimiz yapabileceğimiz kadar varız...
Bir mücadeleyi, medyada yer almak için yapıyorsak zaten dürüstçe yaptığımızı iddia bile edemeyiz...
Ve de ile her öğrenciye bot giydirmek gibi bir yardım kampanyası da olamaz...”
Öämdä hepimiz sormalıyız:
Bu mudur elini taşın altına koymak?
Bu mudur uzaktan ahkam kesmek?
Bu mudur Atatürkçülük?
Bu mudur Atatürkçülük, birisini eleştirirken, diğerini yerle bir etmek?
Son olarak sizlere benim düşüncelerimi doğrulayan, sizin de eleştirileriniz doğru olmadığını gösteren bir yazıyı ekliyorum.
“Şimdi “Atatürkçüyüm,yurtseverim diyen her insanın ADD’lere üye olarak
örgütlenme ve mücadele etme zamanıdır.Herşeyden önemlisi tüm güçlerimizi birleştirmenin zamanıdır.Kendi içimizde de Atatürkçülüğümüzü sorgulama zamanı gelmiştir.Yıllardır Avrupa’da padişahlar gibi ömür boyu yönetici kalabilme uğruna, Atatürkçülüğü dar bir aydın örgütlenmesinin ilerisine götüremeyen, halkı ve gençliği kazanma zahmetine girmeden, onları tarikatların ve bölücülerin etkisine terkeden anlayışı da mahkum etmek zorunluluk olmuştur.AADDB’nin başlattığı,ADD’leri halkevleri gibi aydınlanmanın merkezleri haline getirme çalışmalarının tüm Avrupa kentlerine yayılması çalışmalarına katkıda bulunmaları için yurtsever aydınlarımıza çağrıda bulunuyoruz “
“Kendi içimizde de Atatürkçülüğümüzü sorgulama zamanı gelmiştir.” tümcesini söyleyen, daha doğrusu gerçeği geç de olsa anlayan bir ADD kuruluşu söylüyor hem de uzaklardan AHKAM keserek!..
Bakalım buna ne cevap vereceksiniz sayın Atatürkçüler!...
Ülke almış başını gidiyor, sizler “Atam İzindeyiz” diyerek günlerinizi bu boş tümcelerle, Atatürk siteleriyle, Atatürk`ün sevdiği şarkı ve yemeklerle harcıyorsunuz La Fontain`in “Cırcır böceği ve karınca” masalında olduğu gibi...
Dr. Yüksel Cavlak
Sizlere düşüncelerimi ifade etmeden önce, bazı hususları hatırlatmama müsaade ediniz.
Deniliyor ki; “Türk toplumunun belleği zayıftır. Bir zaman sonra, geçmişi hatırlamaz.” Doğru bir söz değil, ama doğru olduğunu şu an için kabul edelim. Bizler yani aydınlar yani Atatürkçüler de Türk toplumunun içinde olduğundan, bizim belleklerimizin zayıf olduğu sonucuna varabiliriz. Bu yoldan çıkarak sizlere bir hatırlatma yapmak zorundayım. Atatürkçü Düşünce Dernekleri`ni eleştirdiğim içindir ki, eleştiriliyorum. Nedendir bilinmeze; Atatürkçüyüm diyenler eleştiriye gelemiyorlar. Onlardan sizlerden gelen saygınlık sınırı aşan mesajlardaki bazı tümceleri aşağıya aktarıyorum.
1. Siz kaç çocuk okuttunuz?
2. Elinizi taşın altına ne zaman koydunuz?
3. Uzaktan ahkam kesme
4. Ne yapılması gerektiğini bize anlat vs.
Şimdi bu sorulara cevap verelim:
1. Çocuk okutmayla Atatürkçülük arasında nasıl bir bağ olabilir. Eğer çocuk okutmak Atatürkçülük dersek, çoğumuzun Atatürkçü olmadı ortaya çıkar.Türk çocuklarını yabancının parasıyla yani hibe ile okutmak ne derece Atatürkçü düşünceyle bağdaşıyor? Evvela bunları cevabını verelim ve ondan sonra da, bu soruyu soralım.
2. Ne demek elini taşın altına koymak? Herkesin kendine özel yardım etme sistemi vardır. Atatürk sitesi kurmak, Atatürk derneği kurmak, güzel sözler söylemek,” Atam izindeyiz” demek taşın altına el koymak anlamına mı geliyor? Eğer öyle ise, herkesin eli taşın altındadır. Herkesin eli taşın altında olduğuna göre, Atatürkçülük yapmak imkansız hale gelmiyor mu? Gelmediği de ortada!..
3. Ne demek uzaktan ahkam kesmek? Uzak, rölatif bir kavramdır. İstanbul, Kars`a uzaktır. Ankara Avrupa`ya uzaktır hele hele Amerika kıtasına daha da uzaktır. Demek bu tümcede yanlış kullanılıyor. Mesafe ne kadar uzak olursa olsun, eğer siz yaptıklarınızla toplumu uyarıyorsanız, bilgilendiriyorsanız, doğru iş, doğru Atatürküçük yapıyorsunuz demektir.
4. Bu soru sorulmadan önce “Ben şunları yaptım, ilginize sunuyorum demek” daha mantıki olur diye düşünüyorum. Yol göstermek de bir Atatürkçülük görevidir. Yol gösteriken de kişinin altı üstüne getirilmemelidir. Maalesef sizlerde bu alışkanlık var. Eleştiriye dayanamıyorsunuz...
Ey Atatürkçüyüm diyenler ellerinizi vicdanıza koyup, değerli dostunuz yazdığı şu yazıyı bir kez daha okuyun ve benim yazımla veya ekleştirimle kıyaslayınız:
“Şimdi Van ADD nin çalışmasını eleştirelim:
Bu türden çabalar Türkiye geneline yayılmaz. Yerel olanaklarla çözülür.Türkiye'de sadece Van'daki bir okul öğrencileri botsuz değildir...
Her il ve ilçemizde milyonlarca çocuğumuzun sorunudur bu. Bu sorunu bütün örgütümüzün bir sorunuymuş ve de görülmemiş bir sorunmuş gibi anlatıp yardım istemek bir ADD şubesine yakışmaz!..
Hepimiz yapabileceğimiz kadar varız...
Bir mücadeleyi, medyada yer almak için yapıyorsak zaten dürüstçe yaptığımızı iddia bile edemeyiz...
Ve de ile her öğrenciye bot giydirmek gibi bir yardım kampanyası da olamaz...”
Öämdä hepimiz sormalıyız:
Bu mudur elini taşın altına koymak?
Bu mudur uzaktan ahkam kesmek?
Bu mudur Atatürkçülük?
Bu mudur Atatürkçülük, birisini eleştirirken, diğerini yerle bir etmek?
Son olarak sizlere benim düşüncelerimi doğrulayan, sizin de eleştirileriniz doğru olmadığını gösteren bir yazıyı ekliyorum.
“Şimdi “Atatürkçüyüm,yurtseverim diyen her insanın ADD’lere üye olarak
örgütlenme ve mücadele etme zamanıdır.Herşeyden önemlisi tüm güçlerimizi birleştirmenin zamanıdır.Kendi içimizde de Atatürkçülüğümüzü sorgulama zamanı gelmiştir.Yıllardır Avrupa’da padişahlar gibi ömür boyu yönetici kalabilme uğruna, Atatürkçülüğü dar bir aydın örgütlenmesinin ilerisine götüremeyen, halkı ve gençliği kazanma zahmetine girmeden, onları tarikatların ve bölücülerin etkisine terkeden anlayışı da mahkum etmek zorunluluk olmuştur.AADDB’nin başlattığı,ADD’leri halkevleri gibi aydınlanmanın merkezleri haline getirme çalışmalarının tüm Avrupa kentlerine yayılması çalışmalarına katkıda bulunmaları için yurtsever aydınlarımıza çağrıda bulunuyoruz “
“Kendi içimizde de Atatürkçülüğümüzü sorgulama zamanı gelmiştir.” tümcesini söyleyen, daha doğrusu gerçeği geç de olsa anlayan bir ADD kuruluşu söylüyor hem de uzaklardan AHKAM keserek!..
Bakalım buna ne cevap vereceksiniz sayın Atatürkçüler!...
Ülke almış başını gidiyor, sizler “Atam İzindeyiz” diyerek günlerinizi bu boş tümcelerle, Atatürk siteleriyle, Atatürk`ün sevdiği şarkı ve yemeklerle harcıyorsunuz La Fontain`in “Cırcır böceği ve karınca” masalında olduğu gibi...
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz