Tavşana Kaç Tazıya Tut Yöntemi

Kuzey Afrika ülkelerinde halk her bir tehlikeyi göze alarak başlarındaki diktatörlerden kurtulmak için günlerdir mücadele verirken, Batılı ülke yetkileri de “Ya ülke elden gider de sömüremezsek” diyerek uykusuz geceler geçirmektedirler. Şimdiye kadar gelişen olaylardan anlıyoruz ki, onların bu ülkelerdeki halkın çektikleriyle yakından uzaktan ilgileri yoktur. İşte Irak, işte Afganistan... Tutturmuşlar insan hakları, demokrasi diye... Alman Savunma Bakanı, fırsat buldukça soluğu Afganistan`da alırken, Alman Dışişleri Bakanı`da Mısır`da gelecek olan demokrasiye (!) destek vermek için iki de bir Kahire`ye gitmektedir.
İlk önce Tunus`da başlayan halk hareketi, Mısır`dan sonra Libya`ya da sıçradı. Ayaklanan halkı susturmak için Gaddafi, şiddete başvurdu ve kendi halkını öldürmeye başladı. Çöl aslanı Gaddafi, yeraltı kaynakları (petrol, doğal) açısından zengin ama, kendi halkını baskı altında tutacak olan vurucu silahlara ihtiyacı var. Onun bu ihtiyacını da Batılı ülkeler karşılamaktadırlar eksik olmasınlar!. Bu silahları hangi ülkelerin bu silahları Libya`ya gönderdiğine baktığımızda, insan halklarında, demokraside mangalde kül bırakmayan İtalya, Belçika, Malta`nın yanı sıra Almanya`nın ve İngiltere`nin olduğunu görürüz. Hatırlayacaksınız; yıllar önce Saddam, Almanya`dan ithal edilen öldürücü olan Hardal gazını kullanmıştı. İnsan hakları ve demokrasi maskesi altında batılı ülkeler, “tavşana kaç tazıya tut” yöneti ile çalıştıklarını bir türlü öğrenemedik gitti...
Batıl ülkelerin oynadıkları bu oyunu iyi bilen Mustafa Kemal, Batılaşma, Çağdaşlaşma derken, herhangi bir ülkeden konu etmemiştir. Elini uzatırken, kolunu kaptırmamak için gereken tedbiri almıştır. Ne yazık ki, ondan sonra gelenler, bu önemli noktayı dikkate almadıklarından eli ve kolu kaptırmışlardır!...
İnsan hakları ve demokrasi savunucusu olarak görünen AB`de Türkiye`ye aynı şekilde yaklaşmıyor mu? “Türkiye`yi AB üyesi yapalım” derken tersini uygulamıyor mu? Bakınız Sarkozy Türkiye`ye gelmeden önce demiş?
“Sizle tam üyelik olmaz sıkı ilişkiler devam etsin.
“Türkiye doğu ile batı arasında bir köprüdür.”
“AB üyeliği ne Türkiye`ye ne de AB`ne faydalı olur.”
Sarkozy demek istiyor ki, kaldığınız yerde kalın, sadece bizin arzularımızı yerine getiriniz.” Buna benzer sözleri Alman Başbakan`ı da söylemiyor mu?
O halde AB`de Türkiye`ye karşı “Tavşana kaç tazıya tut” yöntemini kullanmaktadır. AB`nin bu davranışını nihayet Türk halkı, tümü olmasa da, çoğu anlamış durumdadır.


Dr. Yüksel Cavlak