Rüzgarı Arkasına Alırsa
1 sayfadaki 1 sayfası
Rüzgarı Arkasına Alırsa
Rüzgarı Arkasına Alırsa
Çok eskiden insanlar deniz yolu ile bir ülkeden diğerine giderlerken, rüzgar olmadığı zaman ya kürek çekerek yol alıyorlardı ya da rüzgar çıktığında yelken kullanıyorlardı. Elbetteki yelkenle daha hızlı yol alınıyordu. Rüzgar esmeye görsün; yelkelleri şişirerek kayığın veya geminin yol almasını sağlamaktadır.
Pupa yelken.
Zaten “rüzgarı arkasına almak” demek de bu anlama gelmektedir. Yani rüzgarı arkana aldın mı, işlerin tıkırında gidiyor anlamına gelmektedir.
Belleiğimiz ne kadar zayıf da olsa, 9 yıl öncesini hatırlayabiliriz herhalde!
2002 yılında siyaset sahnesinde kendisini gösteren Adalet ve Kalkınma Partisi, kısa adıyla AKP, aynen 1950 iktidar olan Demokrat Parti gibi iktidar oldu ve bugüne kadar da iktidarlığını büyük bir başarı ile yürütüyor.
Nasıl 1950`de Demokrat Parti`nin iktidar olması için, dolaylı da olsa, CHP ön ayak olarak, demokrasi adına, DP`nin yelkenlerinin şimesini sağladı ise, aynı şekilde 2002`de de hemen bütün siyasi partiler, AKP`nin yelkenlerini üfleyiverdiler!
Eh dediğim gibi; rüzgarı arkana alırsan, pupa yelken gidersin...
Elbetteki, yelkenleri yerli üfürmeler şişirmiyor, aynı zamanda dıştan gelen rüzgarlar da yelkenlerin şişmesine ön ayak oluyorlar...
Önemli olan rüzgarı iyi kullanmak ve yelkenleri doğru kullanmak!..
Bu şişirmeler ilk kez olmuyor tarihte bildiğimiz gibi. Emperyalizim, hangi ülkeyi listesine koyduysa, o ülkede bulunan iktidarın rüzgarı arkasına almasını temin ediyor. Kuzey Afrika kıyılarındaki ülkelerin durumu bunu açık seçik göstermiyor mu? Demokrasi, ve insan hakları adı verilen rüzgar ülkede esip durmakta ve eninde sonunda da istenilen hedefe varılmaktadır.
İşte Tunus, işte Mısır, işte Suriye vs.
Ülkemizdeki siyasi partiler ve hatta sivil toplum örgütler AKP`nin yelkenlerinin şişik durması için elllerinden geleni yapmaktadırlar ne yazık ki...
Rüzgarı arkasına alan AKP`de, bu rüzgardan yararlanmakta ve hedefinde ilerlemektedir.
Muhalefet partilerine, sivil toplum örgütlerine ve pek tabi topluma da“Kendim ettim kendim buldum” şarkısını söylemek düşüyor...
Türkçemizde bir deyim daha var ki, o da çok güzel!
Biliyorsunuz “Kendi düşen ağlamaz” derler.
O biçim!
Dr. Yüksel Cavlak
Çok eskiden insanlar deniz yolu ile bir ülkeden diğerine giderlerken, rüzgar olmadığı zaman ya kürek çekerek yol alıyorlardı ya da rüzgar çıktığında yelken kullanıyorlardı. Elbetteki yelkenle daha hızlı yol alınıyordu. Rüzgar esmeye görsün; yelkelleri şişirerek kayığın veya geminin yol almasını sağlamaktadır.
Pupa yelken.
Zaten “rüzgarı arkasına almak” demek de bu anlama gelmektedir. Yani rüzgarı arkana aldın mı, işlerin tıkırında gidiyor anlamına gelmektedir.
Belleiğimiz ne kadar zayıf da olsa, 9 yıl öncesini hatırlayabiliriz herhalde!
2002 yılında siyaset sahnesinde kendisini gösteren Adalet ve Kalkınma Partisi, kısa adıyla AKP, aynen 1950 iktidar olan Demokrat Parti gibi iktidar oldu ve bugüne kadar da iktidarlığını büyük bir başarı ile yürütüyor.
Nasıl 1950`de Demokrat Parti`nin iktidar olması için, dolaylı da olsa, CHP ön ayak olarak, demokrasi adına, DP`nin yelkenlerinin şimesini sağladı ise, aynı şekilde 2002`de de hemen bütün siyasi partiler, AKP`nin yelkenlerini üfleyiverdiler!
Eh dediğim gibi; rüzgarı arkana alırsan, pupa yelken gidersin...
Elbetteki, yelkenleri yerli üfürmeler şişirmiyor, aynı zamanda dıştan gelen rüzgarlar da yelkenlerin şişmesine ön ayak oluyorlar...
Önemli olan rüzgarı iyi kullanmak ve yelkenleri doğru kullanmak!..
Bu şişirmeler ilk kez olmuyor tarihte bildiğimiz gibi. Emperyalizim, hangi ülkeyi listesine koyduysa, o ülkede bulunan iktidarın rüzgarı arkasına almasını temin ediyor. Kuzey Afrika kıyılarındaki ülkelerin durumu bunu açık seçik göstermiyor mu? Demokrasi, ve insan hakları adı verilen rüzgar ülkede esip durmakta ve eninde sonunda da istenilen hedefe varılmaktadır.
İşte Tunus, işte Mısır, işte Suriye vs.
Ülkemizdeki siyasi partiler ve hatta sivil toplum örgütler AKP`nin yelkenlerinin şişik durması için elllerinden geleni yapmaktadırlar ne yazık ki...
Rüzgarı arkasına alan AKP`de, bu rüzgardan yararlanmakta ve hedefinde ilerlemektedir.
Muhalefet partilerine, sivil toplum örgütlerine ve pek tabi topluma da“Kendim ettim kendim buldum” şarkısını söylemek düşüyor...
Türkçemizde bir deyim daha var ki, o da çok güzel!
Biliyorsunuz “Kendi düşen ağlamaz” derler.
O biçim!
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz