Bir Duyuru Üzerine
1 sayfadaki 1 sayfası
Bir Duyuru Üzerine
Bir Duyuru Üzerine
İnternetteki “İlk Kurşun Gazetesi” nde bir duyuru gözüme çarptı.
Duyuru şöyle:
“Mustafa Kemal’in Sanat Cephesi” olan Tiyatro Birileri ile “Mustafa Kemal’in Basın Cephesi”olan İlk Kurşun Gazetesi, tüm izleyicileri ve okurlarıyla o gün “HOŞ GELİŞLER OLA, MUSTAFA KEMAL PAŞA!” diye haykıracak…“
Ayrıca dikkatimi çeken daha da önemli olan bir tümce vardı bu bu duyurunun içinde, o da şudur:
„Bir mücadele, o mücadeleye gönül vermiş ve hatta baş koymuş olan kişi ve kurumların dayanışması ile kazanılır.”
Bence yukarıdaki şu tümce, ister gösteriye git ister gitme, ister cumhuriyet mitinglerini yeniden başlat ister başlatma, hepsinden önemlidir.
İşte İşin özü bu tümcede yatıyor!..
Gerisi hikaye!
Neden mi dersiniz?
Şundan derim:
Susurluk olayından sonra mumlar söndü ve yandı.
Susurluk olayından sonra tencere kapakları vuruldu.
Cumhuriyet mitingleri yapıldı, milyonlarca insan caddeleri duldurdu.
Sokaklar, denildiği gibi, bayraklarla gelincik tarlalarına çevrildi.
Eeee sonra ne oldu?
Hepsi birer saman alevi gibi birden parlayıp birden söndü!...
Hani derler ya “çorbada tuz eksik” diye.
Bütün bunlarda eksik olan işte yukarıdaki o “tümce”
Mücadele,
Mücadeleye gönül verenler ve de
Kurumların dayanışması.
1919`da tiyatro yoktu, ama bunların üçü de vardı... Ülkenin kurtuluşu için halk bir araya gelmişti. Yalnız halk mı? Kurumlarda yani kurulan Rumeli Müdafaa-i ve Anadolu Müdafaa- i Hukuk Cemiyeti bir dayanışma içindeydiler. “Birlikten güç doğar” sloganıyla 1919`da başlatılan bağımsızlık savaşı büyük bir başarı ile sonuçlanmıştı..
93 yıl sonra görüyoruz ki, böyle bir mücadele, böyle gönül verme ve böyle bir dayanışma yok!..
Diyelim ki; İzmir`de sahnelenen “HOŞ GELİŞLER OLA“ yı izleyeceğiz ve ülkemizin girdiği bataklıktan çıkma yolunu bulacağız.
Hoş bir düşünce!
Hoş bir hayal!
İşin bir de başka bir yüzü var; Türkiye demek İzmir demek mi?
Bu ülkenin güneyinde, kuzeyinde, doğusundaki kentlarde, köylerde yaşayan insanlar yok mu?
Bu insanların da bu oyunu izlemeye, gerçekleri öğrenmeye hakları yok mu?
Eğer varsa, ülkenin her yerinde bu oyun “Hoş Gelişler Ola” gösterilmelidir.
Yapılmadığına göre, gösteri sadece İzmir`de olduğuna göre İzmir İzmir olsa kaç yazar!
Sayın Nurullah Aydın bir yazısının sonuna şu tümceyi eklemiş:
“Bilgiyle donanmış, yetenekleri geliştirilmiş bireyler, en büyük güçtür.”
Yani bun tümcenin basit tercümesi şöyledir:“
bilgiyle donanmayanlar hiç bir zaman güç olamaz.
Olamadığına göre bütün yapılanlar da laga lugadan öteye gidemez. Daha başka bir deyimle , birisinin dediği, „gulu gulu dansı!.. olurverir...
Dr. Yüksel Cavlak
İnternetteki “İlk Kurşun Gazetesi” nde bir duyuru gözüme çarptı.
Duyuru şöyle:
“Mustafa Kemal’in Sanat Cephesi” olan Tiyatro Birileri ile “Mustafa Kemal’in Basın Cephesi”olan İlk Kurşun Gazetesi, tüm izleyicileri ve okurlarıyla o gün “HOŞ GELİŞLER OLA, MUSTAFA KEMAL PAŞA!” diye haykıracak…“
Ayrıca dikkatimi çeken daha da önemli olan bir tümce vardı bu bu duyurunun içinde, o da şudur:
„Bir mücadele, o mücadeleye gönül vermiş ve hatta baş koymuş olan kişi ve kurumların dayanışması ile kazanılır.”
Bence yukarıdaki şu tümce, ister gösteriye git ister gitme, ister cumhuriyet mitinglerini yeniden başlat ister başlatma, hepsinden önemlidir.
İşte İşin özü bu tümcede yatıyor!..
Gerisi hikaye!
Neden mi dersiniz?
Şundan derim:
Susurluk olayından sonra mumlar söndü ve yandı.
Susurluk olayından sonra tencere kapakları vuruldu.
Cumhuriyet mitingleri yapıldı, milyonlarca insan caddeleri duldurdu.
Sokaklar, denildiği gibi, bayraklarla gelincik tarlalarına çevrildi.
Eeee sonra ne oldu?
Hepsi birer saman alevi gibi birden parlayıp birden söndü!...
Hani derler ya “çorbada tuz eksik” diye.
Bütün bunlarda eksik olan işte yukarıdaki o “tümce”
Mücadele,
Mücadeleye gönül verenler ve de
Kurumların dayanışması.
1919`da tiyatro yoktu, ama bunların üçü de vardı... Ülkenin kurtuluşu için halk bir araya gelmişti. Yalnız halk mı? Kurumlarda yani kurulan Rumeli Müdafaa-i ve Anadolu Müdafaa- i Hukuk Cemiyeti bir dayanışma içindeydiler. “Birlikten güç doğar” sloganıyla 1919`da başlatılan bağımsızlık savaşı büyük bir başarı ile sonuçlanmıştı..
93 yıl sonra görüyoruz ki, böyle bir mücadele, böyle gönül verme ve böyle bir dayanışma yok!..
Diyelim ki; İzmir`de sahnelenen “HOŞ GELİŞLER OLA“ yı izleyeceğiz ve ülkemizin girdiği bataklıktan çıkma yolunu bulacağız.
Hoş bir düşünce!
Hoş bir hayal!
İşin bir de başka bir yüzü var; Türkiye demek İzmir demek mi?
Bu ülkenin güneyinde, kuzeyinde, doğusundaki kentlarde, köylerde yaşayan insanlar yok mu?
Bu insanların da bu oyunu izlemeye, gerçekleri öğrenmeye hakları yok mu?
Eğer varsa, ülkenin her yerinde bu oyun “Hoş Gelişler Ola” gösterilmelidir.
Yapılmadığına göre, gösteri sadece İzmir`de olduğuna göre İzmir İzmir olsa kaç yazar!
Sayın Nurullah Aydın bir yazısının sonuna şu tümceyi eklemiş:
“Bilgiyle donanmış, yetenekleri geliştirilmiş bireyler, en büyük güçtür.”
Yani bun tümcenin basit tercümesi şöyledir:“
bilgiyle donanmayanlar hiç bir zaman güç olamaz.
Olamadığına göre bütün yapılanlar da laga lugadan öteye gidemez. Daha başka bir deyimle , birisinin dediği, „gulu gulu dansı!.. olurverir...
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz