Sabreden Derviş Muradına Ermiş

Mustafa Kemal`in şu iki sözünü tekrar hatırlayalım:
1. “Bizi yanlış yola sevk eden habisler bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir...”
2. „Efendiler, ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz.En doğru ve en gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır.
Birinci sözünü 1923 ve ikinci sözünü de 1925 yılında söylemiş Mustafa Kemal.
Bu iki sözlerden de anlaşılıyor ki, derviş bu tarihlerden sonra sabretmeye başlamış!
Sabır ki ne sabır!
89 yıl bekledikten sonra sabrın mükafatını almaya başladı derviş...
Veee O`nun Türkiye Cumhuriyeti oldu dervişler ülkesi!..
Peki, “Atam izindeyiz “ diyenler bu geçen 89 yıl içinde ne yaptılar?
Ne mi yaptılar?
Aynen La Fontain` in “Cırcır böceği ve karınca” veya “tavşan ile kaplumbağa” masallarını birer birer uyguladılar. Yani aldılar ellerine sazlarını, koro halinde“Atam izindeyiz!”, “Sen rahat uyu!” diyerek hem çaldılar hem de oynadılar...
Çalıp oynarlarken de kaplumbağın (dervişlerin) yol aldığını fark edemediler.
Dervişler, müritler finalde veya finale çok yaklaştılar!
Bizimkiler de hala ellerinde bayrak, hala geçerliliğini çoktan bitirmiş olan “Atam izindeyiz”, “Sen rahat uyu” diyerek ömür tüketiyorlar.
Bırakınız ömür tüketmeyi, daha da kötüsünü yapıyorlar, işi Allah`a havale edip, hep birlikte;
“Sabredenler muratlarına ulaşır” diyorlar.
Bakalım finale ilk önce kim ulaşacak; Cırcır böceği gibi öteler mi yoksa kaplumbağa gibi yavaş yavaş yürüyenler mi?

Dr. Yüksel Cavlak