PEKİ, YA 9 MART? HATTA 10, 11, ......
1 sayfadaki 1 sayfası
PEKİ, YA 9 MART? HATTA 10, 11, ......
Böylesi bir konunun, yılda bir kutlamalarla geçiştirilmesi oldum olası bana çok ters gelir.
Bir yandan, /“hiç” olmamasından iyidir/ veya / hiç olmazsa bir gün sorunlar hatırlanıyor, tepkiler gösteriliyor/ gibi görüşler de pek yabana atılamaz belki..
Ama gene de benim içime sinmiyor bir türlü..
Hele ki, yılın 364 günü kadını, her türlü şekilde tahakküm altına almaya çalışan, fiziksel veya manevi baskı, şiddet uygulayan, kendisini karşısındaki kadınla, anlamsız bir yarış içinde görüp, kendisinden küçük bir noktada dahi üstünlüğüne tanık olduğunda, etmediğini bırakmayan bir takım “adam”ların, 8 mart günü eline gül alıp o kadına vermesi beni iyice çileden çıkartıyor..
Tüm bunları düşünürken, kusuruma bakmayın fazla duygusal bir yazı yazamayacağım..
Belki de şu sıralar ülkemin üzerinde, hatta tam göbeğinde oynanan ihanet oyunlarıyla bu denli meşgulken, içimden “kadın çiçektir” gibi sözler gelmiyor dilime.
Tam tersi, kendimi çiçek gibi değil tam bir savaşçı olarak hissediyorum..
Ülkemdeki tüm “birey”lerin de böyle olması gerektiği görüşündeyim..
Yaşamım boyunca, kadın erkek ayrımını bir türlü anlayabilmiş değilim
Elbette, fiziksel farklılıklardan söz etmiyorum..
Gerçek anlamda saygı duymayı başarabilen kişilerin hiçbir zaman böylesi bir ayrımı kabulleneceğine de inanmıyorum. Daha önceki bir yazımda saygı duymanın gerçek anlamıyla ilgili örnekler vermiştimŞimdi sadece şunu tekrarlamak istiyorum
Nedir gerçek anlamda saygı duymak?
Şudur:Karşımızdaki bir kişinin, herhangi bir başka canlının, bir fikrin, bir inancın bizden veya bize ait olandan farklı olma hakkının var olduğunu kabul etmektir
Asıl olan önce, bu saygı kavramını tam anlamıyla içimize, yaşamımıza yerleştirmek ve sonra “insan” sonra “birey” sonra da “yurttaş” olabilmektir
Bunu başaran herkese gönül dolusu sevgi saygılar..
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz