ADD`lerde neler düşünülüyor?
1 sayfadaki 1 sayfası
ADD`lerde neler düşünülüyor?
ADD`lerde neler düşünülüyor?
Bir örnek vererek yazımıza başlayalım. Temsil misal siz, “Dağcılar Derneği/Kulübü” ne üye olmak istiyorsunuz. Amacınız ne? Derneğe kayıt olmaktaki amaç, hem dünyadaki dağlar hakkında bilgi almak hem grup halinde dağlarda yürümek, hem de doğayı yakından birlikte tanımaktır. Demek ki bu dernek bu amaç için kurulmuş. Peki, siz bu dernekten beklediğinizi bulmazsanız ne yaparsınız? Eleştiriye geçersiniz. Baktınız olmadı, aidatı keser, istifayı basar, kendinize, sizin fikirlerine uygun bir dernek ararsınız. En dorğsu da bu zaten...
Türkiye`de 500`ün üstünde şubesi olan bir ADD ağı var. Aynı şekilde de Avrupa`da 40`dan fazla iki başlı ADD dernekleri ve bir de büyüüük bir federasyon var. Bu kuruluşların adı ne? ADD, yani Atatürkçü Düşüne Derneği. Peki, ne yapılır buralarda? Adı üstünde, Atatürk gibi düşünmeye, bunun dışında da topluma Atatürk ilke ve devrimleri anlatmaya çalışılır. Peki, bu dernekler böyle mi yapıyorlar? Keşke!
Gerek Türkiye`de gerekse Almanya`da ziyaret ettiğim ADD`lerde aktif bir tutum yok. Kendileri bir şeyler yapmak yerine, birilerini getirtip, konuşturuyorlar. Ve bunun adına da “etkinliklerimiz” diyorlar!
İstanbul/Beşiktaş`ta bir ADD varmış. Bu dernek, bir etkinlik düzenlemiş: “Kahvaltı ve Aslan Bulut” Konu: Belirtilmemiş. Sadece Yeniçağ Gazetesi yazarının birçok yerlerde konuşma yaptığı belirtilmiş.
Bu davet hastalığı nereden ve nasıl bulaşmışsa! ADD yöneticilerinin çoğu, bu kolay yönetimi tercih etmektedirler. Başkası konuşsun, sen dinle...
Doğu Akdeniz bölgesindeki bir ADD, bana gelen habere göre, kurdukları derneği bir kahvehane gibi kullanıyorlarmış. Çay, kahve ve aralarında sohbet! Ayıp olmasın diye de, özel günlerde konuşmalar yapılıyormuş. Ne güzel değil mi! Peki, öteki ADD`ler farklı mı hareket ediyorlar? Yooo! Almanya örneği verelim. 1 milyonlu bir kentteki ADD`de derneğe para gelsin diye, “balık akşamları” yapılıyor, televizyon seyrediliyor ve bol bol sohbet ediliyor.Gene yurtdışında federsyona bağlı bir ADD şöyle diyor: “Susma susarsan sıra sana gelecek!” iyi ama, susan biz değiliz ki! Susanlar onlar. Sustukları içindir ki, ne Türkiye`de ne yurtdışında Atatürkçülük bir arpa boyu bile yol alamıyorlar.
Susmasınlar, yuvalarından çıksınlar, Türkiye`de Anadolu`ya, yurtdışında da lüks otellerin lüks salonlarından çıkıp halk ile kucaklaşsınlar.
Her şeyden önce, çay, kahve, folklor, saz bağma, dans kursları yerine Atatürk gibi düşünmeye başlasınlar.
Dr. Yüksel Cavlak
Bir örnek vererek yazımıza başlayalım. Temsil misal siz, “Dağcılar Derneği/Kulübü” ne üye olmak istiyorsunuz. Amacınız ne? Derneğe kayıt olmaktaki amaç, hem dünyadaki dağlar hakkında bilgi almak hem grup halinde dağlarda yürümek, hem de doğayı yakından birlikte tanımaktır. Demek ki bu dernek bu amaç için kurulmuş. Peki, siz bu dernekten beklediğinizi bulmazsanız ne yaparsınız? Eleştiriye geçersiniz. Baktınız olmadı, aidatı keser, istifayı basar, kendinize, sizin fikirlerine uygun bir dernek ararsınız. En dorğsu da bu zaten...
Türkiye`de 500`ün üstünde şubesi olan bir ADD ağı var. Aynı şekilde de Avrupa`da 40`dan fazla iki başlı ADD dernekleri ve bir de büyüüük bir federasyon var. Bu kuruluşların adı ne? ADD, yani Atatürkçü Düşüne Derneği. Peki, ne yapılır buralarda? Adı üstünde, Atatürk gibi düşünmeye, bunun dışında da topluma Atatürk ilke ve devrimleri anlatmaya çalışılır. Peki, bu dernekler böyle mi yapıyorlar? Keşke!
Gerek Türkiye`de gerekse Almanya`da ziyaret ettiğim ADD`lerde aktif bir tutum yok. Kendileri bir şeyler yapmak yerine, birilerini getirtip, konuşturuyorlar. Ve bunun adına da “etkinliklerimiz” diyorlar!
İstanbul/Beşiktaş`ta bir ADD varmış. Bu dernek, bir etkinlik düzenlemiş: “Kahvaltı ve Aslan Bulut” Konu: Belirtilmemiş. Sadece Yeniçağ Gazetesi yazarının birçok yerlerde konuşma yaptığı belirtilmiş.
Bu davet hastalığı nereden ve nasıl bulaşmışsa! ADD yöneticilerinin çoğu, bu kolay yönetimi tercih etmektedirler. Başkası konuşsun, sen dinle...
Doğu Akdeniz bölgesindeki bir ADD, bana gelen habere göre, kurdukları derneği bir kahvehane gibi kullanıyorlarmış. Çay, kahve ve aralarında sohbet! Ayıp olmasın diye de, özel günlerde konuşmalar yapılıyormuş. Ne güzel değil mi! Peki, öteki ADD`ler farklı mı hareket ediyorlar? Yooo! Almanya örneği verelim. 1 milyonlu bir kentteki ADD`de derneğe para gelsin diye, “balık akşamları” yapılıyor, televizyon seyrediliyor ve bol bol sohbet ediliyor.Gene yurtdışında federsyona bağlı bir ADD şöyle diyor: “Susma susarsan sıra sana gelecek!” iyi ama, susan biz değiliz ki! Susanlar onlar. Sustukları içindir ki, ne Türkiye`de ne yurtdışında Atatürkçülük bir arpa boyu bile yol alamıyorlar.
Susmasınlar, yuvalarından çıksınlar, Türkiye`de Anadolu`ya, yurtdışında da lüks otellerin lüks salonlarından çıkıp halk ile kucaklaşsınlar.
Her şeyden önce, çay, kahve, folklor, saz bağma, dans kursları yerine Atatürk gibi düşünmeye başlasınlar.
Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak- YAKUT ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz