AKP ve medyası belgeli rüşvete neden susuyor?
1 sayfadaki 1 sayfası
AKP ve medyası belgeli rüşvete neden susuyor?
AKP ve medyası belgeli rüşvete neden susuyor?
Rüşvetin belgesi olur mu?
Olur...
Mahkemenin verdiği hüküm rüşvetin
nihai belgesidir.
Malum, birkaç gün önce Ankara’da Ağır Ceza Mahkemesi önemli
bir hüküm verdi.
Başbakan’ın sırdaşı, yoldaşı, can ciğer kuru sarması,
çocuklarının hamisi ve ABD’de okutanı işadamı Remzi Gür’e rüşvet vermeye
teşebbüs ettiği için ceza kesti.
AKP bu işte bana ne diyemez!
Niçin
mi?
Birincisi bu adam Başbakan’a kardeşinden daha yakın bir isim.
İkinci husus, rüşvetin gerekçesidir.
Remzi Gür rüşveti kime vermeye kalktıştı?
Hemşehrisi olan CHP milletvekili Mehmet Yıldırım’a!
Peki, vaadleri neyin karşılığındaydı?
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı için yapılan
birinci oylamaya katılması için!
Remzi Gür 367 bulunsun diye çırpınmış belli
ki!
Remzi Bey Mehmet Yıldırım’a bu teklifi yaparken yanında biri var
mıydı?
Var...
Kim o?
AKP Ankara milletvekili Salih Kapusuz!
Demek ki
bu iş ferdi değil, organize bir teşebbüs.
Tam bu noktada
soralım:
Londra’da yaşayan, arasıra Ankara’ya gelen, Başbakan’a çok çok yakın
olan bir işadamı kendi ile alakası olmayan böyle bir işe kankası olan Tayyip
Bey’e haber vermeden girer mi?
Soruyorum, siz Remzi Gür’ün pozisyonunda
olsaydınız böyle bir şeyi kendi başınıza yapar mıydınız?
Öyle ya, teşebbüs
sonuçta yasadışı ve hadise de duyulduğunda Tayyip bey için maliyet de
var.
Birazcık aklı ve zekâsı olan hiç kimse yapmaz değil mi?
Efendim,
yaranmak için yapmış olamaz mı demeyin, yapmaz, yapamaz zira konu yasadışı, risk
var. Hem adama sana ne derler canım. Bunu Remzi Gür de bilir...
Tamam,
hukuken biz bu işte şunlar bunlar vardır diyemiyoruz ama tablo
ortadadır.
Öyle olduğuna göre söyler misiniz Remzi Gür’ün aldığı rüşvet
cezasının AKP önderliği açısından bir anlamı yok mudur?
AKP’liler çok
şanslı, şu malum dinleme rezaleti bu konuyu örttü, ki bize göre bu olay da o
rezalet kadar önem taşımaktadır.
Peki, AKP Remzi Gür olayına ne tür bir tepki
mi verdi?
Gülün ve eğlenin biraz...
Mir Mehmet Dengir Fırat mı biri var
ya, dediği şudur: “Biz her yargı kararını değerlendirmek durumunda değiliz.”
Peki, Mir efendi, maazallah böyle bir şey CHP’li ya da MHP’linin başına
gelse de aynı mı davranırdınız?.. İşte bunların dürüstlüğe, açıklığa,
özgürlükçülüğe, şeffaflığa bakışı ya da duruşu budur sevgili okurlar.
Ortada
kapı gibi bir rüşvet belgesi var, adamlar oralı bile değil, tınmıyor!
Aynı
şey Başbakanlık Yayın Grubu’na bağlı medya için de geçerlidir.
Star’dan
Zaman’a,Yenişafak’tan Bugün’e,Vakit’ten Türkiye’ye bu haberle ilgili tek bir
satır yok iyi mi? Dürüstlük timsali geçinen kalemşörleri de görmedi bu
olayı.
Ondan sonra da hiç sıkılmadan dürüstlükten, şeffaflıktan hortumdan
dem
vururlar.
Ne diyeyim ben bunlara, ne diyeyim!..
Yine haklı çıktık
Alevi açılımı
fiyaskosu!
Hatırlayacaksınız, Tayyip Erdoğan Alevi iftarına katılmış
ve açılım sözünü vermişti. Güya Cem EvleAl gülüm, ver gÜlÜm ri’nin yapılmasında
devlet destek olacak ve Alevi Enstitüleri’nin kurulmasına yardımcı olunacaktı.
Keza Dede’lerin maaşından konferansların düzenlenmesine kadar sözde pek çok adım
vardı... Peki, aylar geçti ne mi oldu? Sıfıra sıfır elde var sıfır... Girin
arşive bakın, o gün AKP’nin yaptığı ses bombası patlatmak, yani imaj
harekâtıdır, göreceksiniz hiçbir şey yapmayacak dedim... Ne oldu, yine haklı
çıktık. Bu adamlar budur. Gürlerler de yağmazlar. Kazara yağmış olsalardı emin
olun bunu sular, sellerle duyururlardı. Adamlar olmayan şeylerin propangadasını
yapıyor, olanı gizlerler mi?Baksanıza, hiç sıkılmadan onlarca yıldır yürüyen
kendilerinin stop ettirdiği GAP’a ödenek koymayı yüzyılın yatırımı diye
sunuyorlar... Evet, AKP’nin Alevi kandırmacası da bu şekilde kanıtlanmış oldu.
Bakın, Alevi olayında basılan freni duyuran ben değilim AKP’nin Alevi kökenli
milletvekili İbrahim Yiğit’dir. Ben onun ifadelerini duyuruyorum...
Gerçek müslüman kim?
Müslüman
Müslümana karşı olur mu?
Mailler yağıyor, ben nasıl AKP’ye karşı
olurmuşum? Müslüman müslümana karşı olur muymuş! AKP Müslümanlığı ve
Müslümanları temsil ediyormuş!...Görüyorsunuz, AKP kendini adeta din gibi
sunuyor ve bunu bir ölçüde de benimsetiyor. Ee, söz konusu olan din olursa
orada sözün hükmü bitiyor iman devreye giriyor. İşte AKP’nin varlığı bunun için
tehdittir, zira AKP kendini partinin ötelerinde algılatıyor... Bugünün sefalet
tablosunda anketlerde hâlâ AKP varlığı görülüyorsa bunu tek nedeni AKP’nin
partinin ötelerinde görülmesine dayanmaktadır. Böyle bir yapı da devlet ve
demokrasi için tehdittir...Tam bu noktada bir parantez açıp AKP karşıtlığımızın
gerçek Müslümanlığımızın gereği olduğunu söylemeliyiz. Öyle, çünkü biz bazıları
gibi Amerikancı Müslüman değil, Hz. Muhammed (as)’ın müslümanıyız. Bizim
Müslümanlığımızda dini siyasallaştırmak ve çıkara göre yorumlamak yoktur. Biz
Emperyalizme Truva atı yapılan Müslümanı değil Ehli Sünnet müslümanıyız.
Al gülüm, ver gülüm
TARAF’ı kim finanse
ediyor?
Uğur Mumcu’nun ifadesi ile Çetin Altan’ın tosunlarından
büyüğüne ait olan Taraf Gazetesi 20 binin altında satmasına rağmen yüzbinler
satanlar gibi kamudan ilan alıyor. Peki, bunun anlamı ne midir? AKP iktidarı
Taraf Gazetesini fonluyor demektir.Yok, ben perde gerisinde var olduğu iddia
edilen destekleri değil, sütre önündekini söylüyorum. Devlete ait kurumlar,
okuyucusu olmayan Taraf’a ilanlar yağdırıyor. Kuşkusuz AKP böyle bir şeyi Ahmet
Altan’ın hatırına yapmaz, belli ki ortada bir alış veriş yani al gülüm ver gülüm
söz konusudur. Bahse konu alış veriş de destek ve ajitasyon haberleridir. AKP,
Taraf’ı tetikçilik yaptırmak için finanse ediyor. İyi de bu ülkede yasa varsa
bunun adı usulsüz kaynak aktarımı değil midir? İlan belli ölçü ya da kritere
göre verilir. Hele kamu ilanlarında buna uyulması olmazsa olmazdır. Tamam, bugün
belki bu görmezden geliniyor da gün gelir bunun hesabı bir bir sorulur. Yeniçağ
Gazetesi Taraf’ın 4 katı fazla satmasına rağmen onun kamudan aldığı ilanın onda
birini alamıyor iyi mi!
Rüşvetin belgesi olur mu?
Olur...
Mahkemenin verdiği hüküm rüşvetin
nihai belgesidir.
Malum, birkaç gün önce Ankara’da Ağır Ceza Mahkemesi önemli
bir hüküm verdi.
Başbakan’ın sırdaşı, yoldaşı, can ciğer kuru sarması,
çocuklarının hamisi ve ABD’de okutanı işadamı Remzi Gür’e rüşvet vermeye
teşebbüs ettiği için ceza kesti.
AKP bu işte bana ne diyemez!
Niçin
mi?
Birincisi bu adam Başbakan’a kardeşinden daha yakın bir isim.
İkinci husus, rüşvetin gerekçesidir.
Remzi Gür rüşveti kime vermeye kalktıştı?
Hemşehrisi olan CHP milletvekili Mehmet Yıldırım’a!
Peki, vaadleri neyin karşılığındaydı?
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı için yapılan
birinci oylamaya katılması için!
Remzi Gür 367 bulunsun diye çırpınmış belli
ki!
Remzi Bey Mehmet Yıldırım’a bu teklifi yaparken yanında biri var
mıydı?
Var...
Kim o?
AKP Ankara milletvekili Salih Kapusuz!
Demek ki
bu iş ferdi değil, organize bir teşebbüs.
Tam bu noktada
soralım:
Londra’da yaşayan, arasıra Ankara’ya gelen, Başbakan’a çok çok yakın
olan bir işadamı kendi ile alakası olmayan böyle bir işe kankası olan Tayyip
Bey’e haber vermeden girer mi?
Soruyorum, siz Remzi Gür’ün pozisyonunda
olsaydınız böyle bir şeyi kendi başınıza yapar mıydınız?
Öyle ya, teşebbüs
sonuçta yasadışı ve hadise de duyulduğunda Tayyip bey için maliyet de
var.
Birazcık aklı ve zekâsı olan hiç kimse yapmaz değil mi?
Efendim,
yaranmak için yapmış olamaz mı demeyin, yapmaz, yapamaz zira konu yasadışı, risk
var. Hem adama sana ne derler canım. Bunu Remzi Gür de bilir...
Tamam,
hukuken biz bu işte şunlar bunlar vardır diyemiyoruz ama tablo
ortadadır.
Öyle olduğuna göre söyler misiniz Remzi Gür’ün aldığı rüşvet
cezasının AKP önderliği açısından bir anlamı yok mudur?
AKP’liler çok
şanslı, şu malum dinleme rezaleti bu konuyu örttü, ki bize göre bu olay da o
rezalet kadar önem taşımaktadır.
Peki, AKP Remzi Gür olayına ne tür bir tepki
mi verdi?
Gülün ve eğlenin biraz...
Mir Mehmet Dengir Fırat mı biri var
ya, dediği şudur: “Biz her yargı kararını değerlendirmek durumunda değiliz.”
Peki, Mir efendi, maazallah böyle bir şey CHP’li ya da MHP’linin başına
gelse de aynı mı davranırdınız?.. İşte bunların dürüstlüğe, açıklığa,
özgürlükçülüğe, şeffaflığa bakışı ya da duruşu budur sevgili okurlar.
Ortada
kapı gibi bir rüşvet belgesi var, adamlar oralı bile değil, tınmıyor!
Aynı
şey Başbakanlık Yayın Grubu’na bağlı medya için de geçerlidir.
Star’dan
Zaman’a,Yenişafak’tan Bugün’e,Vakit’ten Türkiye’ye bu haberle ilgili tek bir
satır yok iyi mi? Dürüstlük timsali geçinen kalemşörleri de görmedi bu
olayı.
Ondan sonra da hiç sıkılmadan dürüstlükten, şeffaflıktan hortumdan
dem
vururlar.
Ne diyeyim ben bunlara, ne diyeyim!..
Yine haklı çıktık
Alevi açılımı
fiyaskosu!
Hatırlayacaksınız, Tayyip Erdoğan Alevi iftarına katılmış
ve açılım sözünü vermişti. Güya Cem EvleAl gülüm, ver gÜlÜm ri’nin yapılmasında
devlet destek olacak ve Alevi Enstitüleri’nin kurulmasına yardımcı olunacaktı.
Keza Dede’lerin maaşından konferansların düzenlenmesine kadar sözde pek çok adım
vardı... Peki, aylar geçti ne mi oldu? Sıfıra sıfır elde var sıfır... Girin
arşive bakın, o gün AKP’nin yaptığı ses bombası patlatmak, yani imaj
harekâtıdır, göreceksiniz hiçbir şey yapmayacak dedim... Ne oldu, yine haklı
çıktık. Bu adamlar budur. Gürlerler de yağmazlar. Kazara yağmış olsalardı emin
olun bunu sular, sellerle duyururlardı. Adamlar olmayan şeylerin propangadasını
yapıyor, olanı gizlerler mi?Baksanıza, hiç sıkılmadan onlarca yıldır yürüyen
kendilerinin stop ettirdiği GAP’a ödenek koymayı yüzyılın yatırımı diye
sunuyorlar... Evet, AKP’nin Alevi kandırmacası da bu şekilde kanıtlanmış oldu.
Bakın, Alevi olayında basılan freni duyuran ben değilim AKP’nin Alevi kökenli
milletvekili İbrahim Yiğit’dir. Ben onun ifadelerini duyuruyorum...
Gerçek müslüman kim?
Müslüman
Müslümana karşı olur mu?
Mailler yağıyor, ben nasıl AKP’ye karşı
olurmuşum? Müslüman müslümana karşı olur muymuş! AKP Müslümanlığı ve
Müslümanları temsil ediyormuş!...Görüyorsunuz, AKP kendini adeta din gibi
sunuyor ve bunu bir ölçüde de benimsetiyor. Ee, söz konusu olan din olursa
orada sözün hükmü bitiyor iman devreye giriyor. İşte AKP’nin varlığı bunun için
tehdittir, zira AKP kendini partinin ötelerinde algılatıyor... Bugünün sefalet
tablosunda anketlerde hâlâ AKP varlığı görülüyorsa bunu tek nedeni AKP’nin
partinin ötelerinde görülmesine dayanmaktadır. Böyle bir yapı da devlet ve
demokrasi için tehdittir...Tam bu noktada bir parantez açıp AKP karşıtlığımızın
gerçek Müslümanlığımızın gereği olduğunu söylemeliyiz. Öyle, çünkü biz bazıları
gibi Amerikancı Müslüman değil, Hz. Muhammed (as)’ın müslümanıyız. Bizim
Müslümanlığımızda dini siyasallaştırmak ve çıkara göre yorumlamak yoktur. Biz
Emperyalizme Truva atı yapılan Müslümanı değil Ehli Sünnet müslümanıyız.
Al gülüm, ver gülüm
TARAF’ı kim finanse
ediyor?
Uğur Mumcu’nun ifadesi ile Çetin Altan’ın tosunlarından
büyüğüne ait olan Taraf Gazetesi 20 binin altında satmasına rağmen yüzbinler
satanlar gibi kamudan ilan alıyor. Peki, bunun anlamı ne midir? AKP iktidarı
Taraf Gazetesini fonluyor demektir.Yok, ben perde gerisinde var olduğu iddia
edilen destekleri değil, sütre önündekini söylüyorum. Devlete ait kurumlar,
okuyucusu olmayan Taraf’a ilanlar yağdırıyor. Kuşkusuz AKP böyle bir şeyi Ahmet
Altan’ın hatırına yapmaz, belli ki ortada bir alış veriş yani al gülüm ver gülüm
söz konusudur. Bahse konu alış veriş de destek ve ajitasyon haberleridir. AKP,
Taraf’ı tetikçilik yaptırmak için finanse ediyor. İyi de bu ülkede yasa varsa
bunun adı usulsüz kaynak aktarımı değil midir? İlan belli ölçü ya da kritere
göre verilir. Hele kamu ilanlarında buna uyulması olmazsa olmazdır. Tamam, bugün
belki bu görmezden geliniyor da gün gelir bunun hesabı bir bir sorulur. Yeniçağ
Gazetesi Taraf’ın 4 katı fazla satmasına rağmen onun kamudan aldığı ilanın onda
birini alamıyor iyi mi!
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz