Türkiye’nin ulusal haber alma kuruluşu Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT)...

Ama biz bugünlerde “Dinci İstihbarat Teşkilatı (DİT)”nın, “dinci ve liboş medya”ya sızdırdığı “çok özel” istihbaratlarla yatıp kalkıyoruz!

Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili’nin “izlenme” kuşkusu dün kanıtlandı... “Birilerinin” gerçekten Osman Paksüt’ü izlediği belgelendi...

Sorossever bir gazetenin manşetine taşınan haber, Paksüt’ün Kara Kuvvetleri Komutanı’nı ziyareti üzerine kurgulanmıştı...

Osman Bey dün bu ziyareti doğruladı ve gerekçelerini açıkladı...

Ama ne söylese nafile! Çünkü DİT’in yaymaya çalıştığı hava belli:

“Anayasa Mahkemesi üyeleri, askerden emir alıyor...”

Yersen!

***

Dün yine biri liboş diğeri dinci iki gazete de, CHP Genel Başkanı ile AKP hakkında kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın “çok gizli buluşması”nı haberleştirdi...

Peki, nerede gerçekleşmiş bu buluşma?

Danıştay’da...

İkisi de yeni Danıştay Başkanı’nı kutlamak bahanesiyle (!) Danıştay binasına gitmişler... Tam 5 dakika (!) ayak üstü “hain planları”nı konuşmuşlar...

Tabii; kimse “Yargıtay Başsavcısı da CHP’den emir alıyor” demeye getiren bu dangalak DİT’çilere, “İyi de arkadaş, bu kadar hain bir planı neden ayak üstü yapsınlar ki” demiyor!

***

Aynı DİT’in Genelkurmay Karargâhı’nı da dinlediği, birkaç ay önce internette yayınladığı ses kayıtlarından anlaşılmıştı...

Bu servis, birkaç gün önce de diğer “cuntacılar”ın (!), yani 10. Cumhurbaşkanı’nın, Eski Meclis Başkanı’nın ve iki üniversite rektörünün bir yemek davetinde buluşmasını sızdırdı emrindeki gazetelere!

Yani demeye çalıştı ki, “AKP’nin altını oymak için bir araya geldiler!”

***

Bu “istihbarat terörü”nün hafife alınacak, dalga geçilecek bir yanı kalmadı!

Dinci İstihbarat Teşkilatı’nın amacı belli:

Bilgi kirliliği yaratıp, vatandaşın kafasını karıştırmak...

Laik, demokratik, sosyal hukuk devletinden yana tavır koyan herkesi korkutup, yıldırıp, nefes alamaz hale getirmek...

Susturmak, sindirmek!

Bu durumda insanın aklına ister istemez, “DİT bunları yaparken, MİT ne yapıyor” sorusu geliyor...

Sahi, yasa dışı yollarla insanların özel hayatlarını dahi izleyen... Edindiği saçma sapan bilgileri dinci-liboş basına sızdıran DİT’in arkasında kimin ya da kimlerin olduğunu tespit etmek bu kadar zor mu?



***



GÜNÜN SORUSU

Dinci basına göre Anayasa Mahkemesi askerden, Yargıtay Başsavcısı da CHP’den emir alıyor...

Emirle gazetecilik yapanların, yargı organlarının asla emir almayacağını bilmelerini beklemek aşırı iyimserlik mi olur?



***



Milli formanın veremediği azmi, para mı verecek?

Milli futbol takımımız yarın gece Çek Cumhuriyeti’nin karşısına çıkacak... Bütün futbolcularımızın bu maçı kazanmak için canla başla oynayacaklarından hiç kuşkum yok...

Eminim ki hiçbiri bu maçı kazanmaları durumunda alacakları primi düşünmüyor...

Çünkü ulusal takımın formasını giymek her babayiğide nasip olmaz ve hepsi bunun bilincinde...

Hâl böyleyken Futbol Federasyonu, bu maçın kazanılması durumunda futbolculara verilecek primi kişi başına 250 bin euro’ya yükseltmiş...

Yani bugünün parasıyla yaklaşık 485 bin YTL... Bu prim, futbolcularımızın maçı kazanma arzularını artırmaz, aksine azaltır...

Çünkü bu prim onlara, “Sizin milli duygularınız eksik... Para verelim de oynayın” demektir...

***

Sakın kimse bana, “Ama diğer ülkeler de futbolcularına prim veriyor” demesin...

23 kişilik kadrosunda 10’dan fazla “devşirme” futbolcu bulunduran ülkeler, motivasyonu başka türlü sağlayamıyor olabilir...

Ayrıca unutmayın ki bu ülkelerin hiçbirinin vatandaşları, bizim kadar yoksul değil...

Hiçbirinde 20 yaşındaki çocuklar cepheye sürülmüyor; onlardan “vatan uğruna” şehit ya da gazi olmaları beklenmiyor...

Türk Milli Futbol Takımı’nda forma giyen her genç, bunları bilir ve “para”yla “milli duygular”ı birbirinden ayırır...

Ayıramayan ise, “her şeyi parayla satın alabileceğini sanan” birkaç zavallı yöneticidir!