DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Darbe olma ihtimali var mı?

Aşağa gitmek

Darbe olma ihtimali var mı? Empty Darbe olma ihtimali var mı?

Mesaj tarafından Sebahattin ÖNKİBAR 2008-06-20, 05:02

Pentagon’un Türkiye raporu özetini bu sütunda üç gün önce dikkatinize sunmuştuk. Pentagon’a göre Türkiye’de şeriat da, darbe de olasılıklardan ikisiymiş.
Pentagon sallıyor demeyin, dünyanın en büyük silahlı gücü afaki bir rapor yazmaz.
Gelelim Mesut Yılmaz’ın Avrupa Parlamentosu’nda söylediklerine?
Mesut Yılmaz’ı sevmeyebilirsiniz, ama hakkını teslim edelim, Yılmaz Türkiye’yi yakından tanıyan çok iyi yetişmiş bir siyaset adamıdır.
Bakın Mesut bey iki gün önce neler söylemiş Avrupa’da:
“Ben Türkiye’de ordu ile polemiğe en çok giren siyasetcilerden biriyim. Ama şunu söyleyebilirim, Türkiye’de generallerin ülkeyi yönetmek gibi bir arzusu yok. Ancak Türkiye’de bölücülük ve irtica tehlikesi devam ettiği sürece askerin kışlaya dönmesi beklenemez.”
Bırakın diğerlerini son birkaç gün içinde ortaya konan bu iki hükmün toplamı bile bir realiteyi ortaya koyuyor.
O da Türkiye’de darbe ihtimalinin hâlâ mevcut olduğudur.
Doğru olur yanlış olur o ayrı şey, bu bir tespittir.
Gelelim böyle bir darbe için gerekçelerin olup olmadığına?
Türkiye’de darbe sosyal kaos, devlete kalkışma, irticanın kurumsallaşması ve bölücülüğün palazlanması gerekçeleriyle gündeme gelebilir.
Peki bugün ülkede sosyal bir kaos var mı?
Var...
Aynı apartmanda oturan türbanlı ve türbansızlar bile birbirini gırtlaklayacak bir cepheleşmeye itildi.
Dahası, ekonomik çöküntü ve gelir dağılımındaki uçurum toplumu infial sınırına taşıdı.
Peki devlete kalkışma ve bölücülük var mı?
terör örneğinden hareketle böyle bir şeyin varlığını kimse inkâr edemez.
Vahim olan terör kalkışmasının AKP toleransı ile beraber siyasi bir projeye dönüşmesidir.
Peki ya irticanın kurumsallaşması var mı?
Yüzde 100 var.
Öyle ki Merkez Bankası atamalarında bile türbanlı eş sahibi olmak kriter haline getirilmiştir.
Devletteki kadrolaşmalar inkâr edilemeyecek düzeydedir.
Ülkenin en önemli makamları dünün siyasal İslamcıları tarafından işgal edilmiştir.
Bugün artık Türkiye’de kurumsal irticanın medyası ve hatta burjuvazisi var.
Dahası, devletin içine sızmış çeteleri bile
mevcuttur.
En vahimi siyasal İslam belli hayat tarzlarını dayatır haldedir.
Bu satırların yazarı inanan ve inandıklarını da yaşamaya çalışan gerçekten samimi bir Müslüman’dır ama hakikat budur.
Çok çok özet olarak sunduğumuz bütün bunları toplayın ve hükmünüzü verin!
Sakın sakın ha, bu satırlar darbe özlemi diye çarpıtılmasın.
Bu satırların yazarına göre en kötü sivil idare bile en iyi askeri yönetimden evladır, ama tespit ya da hüküm budur.
Diyecekler ki darbeler artık geride kaldı. AB eşiğindeki bir ülkede darbe olur mu?
Vallahi de olur, billahi de olur.
Aslında olabileceğini onlar da biliyor da akıllarınca gündemden çıkarmak istiyorlar.
AB’yi arzulamaları da emin olun sadece bunun için, yani TSK’yı etkisizleştirmek içindir. Askere karşı Şemdinli hikâyesiyle başlatılıp art arda konan yıpratıcı kampanyaların tek amacı da budur. İrticacıların deccalı (!) laik TSK’dır.
Ama bütün bunlara rağmen bu ülkede iş şirazeden çıkarsa darbe olur ve olacaktır... Öyle, çünkü bu devleti kuran iradenin onu yaşatmak gibi ulvi bir görevi ve sorumluluğu vardır. Bu görevi ona veren de bu toprakları vatan yapan değerlerle tarihtir.
Peki bugün öyle bir ihtimal var mı sorusunun cevabıysa şudur: Bugün silahsız kuvvetlerin, yani hukukun müdahalesi var. Eğer onlar sonuç alamazsa -ki alacaklardır- o zaman o ihtimal ağırlık kazanacaktır.
Bazı türedilerin ‘ama milli irade ne olacak ‘dediğini duyar gibiyim:
Milli irade okyanus ötelerinde dikilen deli gömleğinin Türkiye’ye giydirilmesi değildir. Milli irade inanç, yani din gibi kutsalların siyasi argüman yapılıp toplumu hipnotize etmek değildir... Milli irade kömür ve erzak dağıtarak insanların aklını almak ve fiili bir dikta rejimi kurup muhaliflerin sesini kısmak değildir. Milli irade Türkiye’nin bekasıdır.

HEDEF BELLİ...
Derviş’li modeli iki gün önce yazdık!
Matbuatta Derviş mi geliyor manşetleri var. Övünmeyeceğiz ama siyaset bizim uzmanlık alanımız. İki gün önce TÜSİAD’ın Derviş ve Hisarcıklıoğlu ekseninde merkez bir oluşum için kollarını sıvadığını yazmıştık. Nitekim bayram değil seyran değil Kemal beyin birden görücüye çıkarılması ve konuşmasının TV’lerden naklen yayımlanması da bu teşebbüsü doğrular mahiyettedir. Tam bu noktada altını yine ısrarla çizeceğim husus Derviş eksenli bir yeni oluşuma Tayyip Erdoğan’la Abdullah Gül’ün de itiraz etmeyecekleri ve hatta böyle bir oluşum için dolaylı desteğini bile verecekleridir... Dün yazdık, tekrar ediyoruz, Tayyip Erdoğan üstünün çizildiğini gördü ve bunun için yeni dönemde Başbakan olmak gibi bir hedefin peşinde değil, tersine yargılanmamak gibi bir çabanın ardında koşturuyor... Dolayısıyla hesabı Derviş ve TOBB önderliğindeki siyasi yapıya dolgu malzemesi, yani koalisyon ortağı olmak istiyor. Amaç bu koalisyonla TSK ile uzlaşmak ve imaj tazelemektir.. İlginçtir bilgilerime göre TÜSİAD bu modele dünden razı ama müesses nizam değil.

BRAVO...
Altaylı’nın dehşet iddiasına teyit!
Fatih Altaylı’nın dünkü yazısı dehşet bir haberdir. Aydın Doğan’ın Avusturyalı ortağına Başbakan’ın ettiği; “Yanlış ortak seçtin. Onunla olursan değil rafineri iznini, hiçbir müsaadeyi alamazsın. Her şeyine set oluruz” mealindeki ifadeleri Türkiye’nin Tayyip Erdoğan ve AKP tarafından nasıl yönetildiğini gözler önüne seriyor. Evet Altaylı’nın yazısı Türkiye’nin adeta faşist bir sistemle yönetildiğini teyit eder mahiyettedir. Bu arada Aydın beyin o sözleri noter aracılığıyla kayda alması da bu işin bir rövanşının olacağına işaret etmektedir. İlginçtir Başbakanlık Basın Merkezi’nin yalanladığı bu haber Doğan Grubu’nun medyası tarafından yalanlanmadı. Doğan Grubu’ndaki bu suskunluk bize göre haberin o kesim tarafından doğrulanması anlamını taşımaktadır. Tersi olsaydı geçmişte hep gördük Mehmet Yılmaz’a görev verilir ve o da bu yalanlama işini hemen yapardı. Diyeceksiniz ki yalanlama olmasa da doğrulama da yok... Güldürmeyin beni, böyle bir şeyi doğrularsanız ardından gelecek sorularla güç durumda kalırsınız.. Öyle ya madem doğru niye sustun ve haber yapmadın sorusunu sormazlar mı adama?.. Bravo Fatih bey karartılan ortama adeta ışık saçıyor.


O MUAF!...
Zıkkım lafını Önder Sav etse ve Başbakan’ın durumu!
AKP’nin atadığı YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan imam-hatip okullarından bahsederken zıkkım benzetmesi ya da tanımlamasını yaptı.. Bizim şiddetle reddettiğimiz bu tanım sonrasında bakalım imam-hatip okulu mezunları bu adamı protesto edecek mi? Göreceksiniz o güruh, Yusuf bey ilmi siyaset yaptı deyip umursamayacak, ama yapılan çirkin ve de ayıptır. İmam-hatipler bu ülkenin okullarıdır, imam yetiştirir ve kılınan namazlara önderlik ederler. Dolayısıyla böylesi işlevli bir okula zıkkım demek ayıbın ötesinde bühtandır. Soruyorum böyle bir tanımlamayı Önder Sav ya da benzer biri yapsa ne olurdu?Vallahi manşetler atılır ve kıyametler koparılırdı. Ama bunu yapan Yusuf Ziya efendi olursa o bundan muaf, çünkü o onlardan.. Bir başka şey, zıkkım lafı Başbakanımızı da yaralamıyor mu? YÖK Başkanı’nın tanımına göre Tayyip bey zıkkım mezunu... Özcan bu durumu hemen düzeltmeli, yoksa biri de çıkar zıkkımdan mezun olan diye bir başlar ki önünü alamayız...
Sebahattin ÖNKİBAR
Sebahattin ÖNKİBAR
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz