Darbe olmaz, başka şeyler olacak!
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Darbe olmaz, başka şeyler olacak!
Hurşit Tolon Paşa’nın gözaltına alınış fotoğrafı mübalağasız ikinci bir çuval vak’asıdır.
Evet dün kahraman Silahlı Kuvvetlerimizin başına çuval ikinci kez geçirilmiştir.
Üstelik bu çuval birinciden daha dramatiktir, zira Hurşit Paşa’ya bu saygısızlık bizatihi Türkiye’de yapılmıştır.
Vahameti en iyi anlatan fotoğraf Sözcü gazetesinin dünkü manşetiydi: Haberde onlarca polis tarafından kordona alınmış Tolon için “Apo’yu bile böyle götürmediler” deniliyordu.
Evet yiğit bir general dün iti eşkıyasına reva görülmeyecek bir saygısızlıkla teşhire sunulup hedefe oturtuldu.
Sorarım size, o kahraman komutanı telefona çağırsaydınız gelmez miydi!
Tam bu noktada bazı türedilerin kahramanlık nitelememi hamasi bulmuş olabileceklerini düşünerek bunu bilinçli yazdığımı belirtmek istiyorum.
Evet Tolon Paşa bir kahramandır ve bunun tanıklarından biri de bu satırların yazarıdır.
Hurşit Paşa’yı 1990’ların başında Genelkurmay Genel Sekreteri iken tanıdım.
Abartmıyorum sayısız defa onunla Güneydoğu’ya ve hatta helikopterle Irak’a bile uçtum.
Uğur Mumcu’dan Oktay Ekşi’lere, Hasan Cemal’lerden Teoman Erel’lere kadar yaşayan ya da vefat eden pek çok yazarla beraber Hurşit Paşa’yı çok çok yakından tanıma imkânını buldum.
Keza Ankara’daki karargâh görevleri esnasında da ona yakın oldum.
Benim ve onu tanıyanların ortak hükmü Tolon Paşa’nın gerçek bir kahraman olduğudur. Güneydoğu’dan diğer görevlere kadar onun yaptıkları şeref belgeleridir.
Şimdi düşünün böylesine şerefli bir insanı terör eşkıyası önderine yapılmayan tarzda gözaltına alıp teşhir etmek yaralayıcı değil midir?Tolon Paşa, Pentagon’da silah alım-satım kulislerini yapan bir tacir değil, dağlarda vuruşan bir asker önderiydi.
Dün Tolon Paşa’nın avukatından gelen şu mesajla gözlerim doldu: Paşa’mız dağlara dayandı, buna da dayanır.
Dünkü Hurşit Tolon resmi; öz yurdunda garipsin, öz vatanında paryayı çağrıştırıyordu.
Neymiş efendim, Hurşit Paşa’mız darbe yapacakmış!
Dün de yazdık, biz suçu ve suçluyu övmeyiz, yanlışı olan bedel ödesin, ama suçu ispat edilmeyen herkes masumdur. Hal böyleyken o teşhir neyin nesidir?
Yoksa amaç; birilerinin arkasına AB ve ABD’yi alıp askeri darbe yapmaya kışkırtmak ve hemen akabinde de aklınca tankın üstüne çıkıp Yeltsin mi olmak istiyorlar?.. Yemezler bunu, kimse bu tezgâha gelmez..
O birileri şunu bilsin, darbe olmayacak ama bir bir hesap sorulacak.
Aslında dün yapılan çirkin psikolojik harekât ve karalamanın amacı da bu olgunun onlar tarafından görülmesi ve kabul edilmesinden başka bir şey değildir.
Ben battım, bari onları da batırayım, ya da onları bu şekilde hedef alır ve vuruşursam demokrasi kahramanı sıfatıyla imajımı diri tutarım hesabından başka bir şey değildir.
Evet dünkü o incitici görüntüye hicap duyanlara sesleniyorum, açılan kapatılma davasıyla sevinin, artık başlar yüksektedir.
Gözaltına alınsak da yüksektedir, alınmasak da!
Öyle, çünkü o dava bir hesabın görüleceği mutlak bir final olacak ve yeni bir süreç
başlayacaktır.
Bu yeni sürecin adı da ceberrutluğa karşı hukukun ve vicdanın zaferi olacaktır. Buraya not düşüyorum, kaydedin:
1) AKP’nin kapatılması kesindir.
2) Abdullah Gül’ün durumu da tartışmaya açılacaktır.
3) Tayyip Erdoğan 5 yıl içinde bırakın bağımsız milletvekilliğine aday, mahalle azalığına bile aday olamayacak, yani önü kesilecektir.
4) Kapatılma davası ile kasalardaki yolsuzluk dosyaları deşifre edilecek ve hesap günü başlayacaktır.
Bunların olacağından kuşkum yok, ancak endişem Türkiye’nin bu puslu havasından dış çıkarlarımızın etkilenme ihtimalidir. Abraham Foxman iki gün önce Erdoğan’dan İran için İncirlik’i isterken benzer şeyler devletin diğer kurumlarına başka merkezler tarafından iletiliyor. Onların hesabı bu dumanlı havada yumurtaları tokuşturma misali her iki tarafa vaatler sunarak taviz almaktır.. Ahh ki ne ahhh.. Türkiye’yi bu duruma düşürenleri tarih lanetleyecektir...
HERŞEY BEKLENİR
Sinan’ın tabancası ve okuyucu uyarıları!
Önceki günkü operasyon haberinden sonra tanıdık, tanıdık olmayan okuyucularım mesaj atıyor ve aman dikkat diyor.. Sadece onlar değil, siyaset ve medya dünyasından bile benzer mesajlar alıyoruz. Ne yalan söyleyeyim, ben böyle şeylere alışkın olduğum için zerre takmıyorum. Ben bütün bunları henüz yirmili yaşların başında 12 Eylül sürecinde üniversite öğrencisi olarak yaşadım ve her gün ve saat alınacağım anı bekledim.. Bir başka şey kendimden zerre kuşkum olmadığı ve de zerre bir açığım olmadığı için de fevkalade rahatım. Öyle ya evim camdan olsa idi, her gün, evet her gün AKP’yi taşlayabilir miydim? Ha diyeceksiniz ki komplo olabilir.. Mesela Sinan Aygün’ün bürosundaki şofbene yerleştirilmiş suikast silahı misali bir hikâye ile oyun kurulabilir. Tabii bunlar mümkündür. Sinan Aygün’e o komployu kuran alçaklar bize de silah ya da uyuşturucu veya ne bileyim benzer bir şey koyar ve çamur atabilir. Bunların bunu yapma potansiyeli var, bunu biliyorum, ama ben Yüce Yaradan’a mutlak biçimde inanan biriyim ve dolayısıyla gök kubbede hiçbir alçaklığın ilelebet gizli kalmayacağına inanırım. Onun için de aman o olur, aman bu olur diye sinmem ve geri adım atmam. Adamların amacı zaten sindirmek.. Hayır, durmak yok, AKP’yle mücadeleye devam.
MERAK KONUSU
Askeri Şûra’da neler olur?
Bugünlerde Ankara’da kaynatılan fısıltı kazanında en çok konuşulan konu ağustos başındaki Yüksek Askeri Şûra kararlarıdır. Bu bağlamda yapılan spekülasyonlar şunlardır: 1) Şûra AKP ile ilgili karar açıklanmadan yapılırsa Tayyip Erdoğan orada olacak ve başkanlık edecektir. Tahminler Erdoğan’ın şûranın bazı istemlerine şerh koymanın ötelerinde karşı çıkacağı ve hatta hadiseyi politik faydaya çevirmek için bunu meydan okumaya kadar götüreceği şeklindedir. Böyle bir şey şûra krizi olur ve her şey yine birbirine girer. 2) İddiaya göre YAŞ bu toplantıda adı dinlemelerde geçen ve darbeci olarak sunulan personeli inadına terfi ettirecektir.. 3) İkinci bir iddia ise YAŞ’ın pürüzsüz atlatılması için radikal atamalar yapılmayacak ve asıl operasyon ikinci şûraya, yani aralık ayına bırakılacaktır. 4) AKP’nin kapatılması, ancak kararın gerekçesinin açıklanmaması durumunda Erdoğan’ın şûraya başkanlık etmesi tartışılacaktır. Bunun için de Ankara’da herkes Anayasa Mahkemesi’nin kapatılma kararını şûradan sonra görüşeceğine inanıyor.
MESAJLARA DİKKAT
Başbuğ Paşa neden kızdı?
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un dün yaptığı sürpriz açıklama fevkalade önemlidir ve belli mesajları içermektedir. Başbuğ Paşa dün medyada üretilen komplo teorilerine açıklık getirirken Başbakan’la yaptığı görüşmede Ergenekon tutuklamalarından habersiz olduğunu ve kendisinin de buna onay vermediğini ısrarla belirtti, ki bu beyanı sadece bir dezenformasyonu bertaraf etmiyor, aynı zamanda Paşa’nın böyle bir şeye razı olmadığını da gözler önüne seriyor... İlker Paşa dün kendi Genelkurmay Başkanlığı makamının karşılığı olarak silah arkadaşlarının kellesini verdiği gibi alçak bir saptırmaya set olmuş ve hatta isyan etmiştir.. Sayın Başbuğ’un bu hassasiyeti onun bazılarının aksine maslahatçı olmayacağının güvencesi gibidir.
Evet dün kahraman Silahlı Kuvvetlerimizin başına çuval ikinci kez geçirilmiştir.
Üstelik bu çuval birinciden daha dramatiktir, zira Hurşit Paşa’ya bu saygısızlık bizatihi Türkiye’de yapılmıştır.
Vahameti en iyi anlatan fotoğraf Sözcü gazetesinin dünkü manşetiydi: Haberde onlarca polis tarafından kordona alınmış Tolon için “Apo’yu bile böyle götürmediler” deniliyordu.
Evet yiğit bir general dün iti eşkıyasına reva görülmeyecek bir saygısızlıkla teşhire sunulup hedefe oturtuldu.
Sorarım size, o kahraman komutanı telefona çağırsaydınız gelmez miydi!
Tam bu noktada bazı türedilerin kahramanlık nitelememi hamasi bulmuş olabileceklerini düşünerek bunu bilinçli yazdığımı belirtmek istiyorum.
Evet Tolon Paşa bir kahramandır ve bunun tanıklarından biri de bu satırların yazarıdır.
Hurşit Paşa’yı 1990’ların başında Genelkurmay Genel Sekreteri iken tanıdım.
Abartmıyorum sayısız defa onunla Güneydoğu’ya ve hatta helikopterle Irak’a bile uçtum.
Uğur Mumcu’dan Oktay Ekşi’lere, Hasan Cemal’lerden Teoman Erel’lere kadar yaşayan ya da vefat eden pek çok yazarla beraber Hurşit Paşa’yı çok çok yakından tanıma imkânını buldum.
Keza Ankara’daki karargâh görevleri esnasında da ona yakın oldum.
Benim ve onu tanıyanların ortak hükmü Tolon Paşa’nın gerçek bir kahraman olduğudur. Güneydoğu’dan diğer görevlere kadar onun yaptıkları şeref belgeleridir.
Şimdi düşünün böylesine şerefli bir insanı terör eşkıyası önderine yapılmayan tarzda gözaltına alıp teşhir etmek yaralayıcı değil midir?Tolon Paşa, Pentagon’da silah alım-satım kulislerini yapan bir tacir değil, dağlarda vuruşan bir asker önderiydi.
Dün Tolon Paşa’nın avukatından gelen şu mesajla gözlerim doldu: Paşa’mız dağlara dayandı, buna da dayanır.
Dünkü Hurşit Tolon resmi; öz yurdunda garipsin, öz vatanında paryayı çağrıştırıyordu.
Neymiş efendim, Hurşit Paşa’mız darbe yapacakmış!
Dün de yazdık, biz suçu ve suçluyu övmeyiz, yanlışı olan bedel ödesin, ama suçu ispat edilmeyen herkes masumdur. Hal böyleyken o teşhir neyin nesidir?
Yoksa amaç; birilerinin arkasına AB ve ABD’yi alıp askeri darbe yapmaya kışkırtmak ve hemen akabinde de aklınca tankın üstüne çıkıp Yeltsin mi olmak istiyorlar?.. Yemezler bunu, kimse bu tezgâha gelmez..
O birileri şunu bilsin, darbe olmayacak ama bir bir hesap sorulacak.
Aslında dün yapılan çirkin psikolojik harekât ve karalamanın amacı da bu olgunun onlar tarafından görülmesi ve kabul edilmesinden başka bir şey değildir.
Ben battım, bari onları da batırayım, ya da onları bu şekilde hedef alır ve vuruşursam demokrasi kahramanı sıfatıyla imajımı diri tutarım hesabından başka bir şey değildir.
Evet dünkü o incitici görüntüye hicap duyanlara sesleniyorum, açılan kapatılma davasıyla sevinin, artık başlar yüksektedir.
Gözaltına alınsak da yüksektedir, alınmasak da!
Öyle, çünkü o dava bir hesabın görüleceği mutlak bir final olacak ve yeni bir süreç
başlayacaktır.
Bu yeni sürecin adı da ceberrutluğa karşı hukukun ve vicdanın zaferi olacaktır. Buraya not düşüyorum, kaydedin:
1) AKP’nin kapatılması kesindir.
2) Abdullah Gül’ün durumu da tartışmaya açılacaktır.
3) Tayyip Erdoğan 5 yıl içinde bırakın bağımsız milletvekilliğine aday, mahalle azalığına bile aday olamayacak, yani önü kesilecektir.
4) Kapatılma davası ile kasalardaki yolsuzluk dosyaları deşifre edilecek ve hesap günü başlayacaktır.
Bunların olacağından kuşkum yok, ancak endişem Türkiye’nin bu puslu havasından dış çıkarlarımızın etkilenme ihtimalidir. Abraham Foxman iki gün önce Erdoğan’dan İran için İncirlik’i isterken benzer şeyler devletin diğer kurumlarına başka merkezler tarafından iletiliyor. Onların hesabı bu dumanlı havada yumurtaları tokuşturma misali her iki tarafa vaatler sunarak taviz almaktır.. Ahh ki ne ahhh.. Türkiye’yi bu duruma düşürenleri tarih lanetleyecektir...
HERŞEY BEKLENİR
Sinan’ın tabancası ve okuyucu uyarıları!
Önceki günkü operasyon haberinden sonra tanıdık, tanıdık olmayan okuyucularım mesaj atıyor ve aman dikkat diyor.. Sadece onlar değil, siyaset ve medya dünyasından bile benzer mesajlar alıyoruz. Ne yalan söyleyeyim, ben böyle şeylere alışkın olduğum için zerre takmıyorum. Ben bütün bunları henüz yirmili yaşların başında 12 Eylül sürecinde üniversite öğrencisi olarak yaşadım ve her gün ve saat alınacağım anı bekledim.. Bir başka şey kendimden zerre kuşkum olmadığı ve de zerre bir açığım olmadığı için de fevkalade rahatım. Öyle ya evim camdan olsa idi, her gün, evet her gün AKP’yi taşlayabilir miydim? Ha diyeceksiniz ki komplo olabilir.. Mesela Sinan Aygün’ün bürosundaki şofbene yerleştirilmiş suikast silahı misali bir hikâye ile oyun kurulabilir. Tabii bunlar mümkündür. Sinan Aygün’e o komployu kuran alçaklar bize de silah ya da uyuşturucu veya ne bileyim benzer bir şey koyar ve çamur atabilir. Bunların bunu yapma potansiyeli var, bunu biliyorum, ama ben Yüce Yaradan’a mutlak biçimde inanan biriyim ve dolayısıyla gök kubbede hiçbir alçaklığın ilelebet gizli kalmayacağına inanırım. Onun için de aman o olur, aman bu olur diye sinmem ve geri adım atmam. Adamların amacı zaten sindirmek.. Hayır, durmak yok, AKP’yle mücadeleye devam.
MERAK KONUSU
Askeri Şûra’da neler olur?
Bugünlerde Ankara’da kaynatılan fısıltı kazanında en çok konuşulan konu ağustos başındaki Yüksek Askeri Şûra kararlarıdır. Bu bağlamda yapılan spekülasyonlar şunlardır: 1) Şûra AKP ile ilgili karar açıklanmadan yapılırsa Tayyip Erdoğan orada olacak ve başkanlık edecektir. Tahminler Erdoğan’ın şûranın bazı istemlerine şerh koymanın ötelerinde karşı çıkacağı ve hatta hadiseyi politik faydaya çevirmek için bunu meydan okumaya kadar götüreceği şeklindedir. Böyle bir şey şûra krizi olur ve her şey yine birbirine girer. 2) İddiaya göre YAŞ bu toplantıda adı dinlemelerde geçen ve darbeci olarak sunulan personeli inadına terfi ettirecektir.. 3) İkinci bir iddia ise YAŞ’ın pürüzsüz atlatılması için radikal atamalar yapılmayacak ve asıl operasyon ikinci şûraya, yani aralık ayına bırakılacaktır. 4) AKP’nin kapatılması, ancak kararın gerekçesinin açıklanmaması durumunda Erdoğan’ın şûraya başkanlık etmesi tartışılacaktır. Bunun için de Ankara’da herkes Anayasa Mahkemesi’nin kapatılma kararını şûradan sonra görüşeceğine inanıyor.
MESAJLARA DİKKAT
Başbuğ Paşa neden kızdı?
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un dün yaptığı sürpriz açıklama fevkalade önemlidir ve belli mesajları içermektedir. Başbuğ Paşa dün medyada üretilen komplo teorilerine açıklık getirirken Başbakan’la yaptığı görüşmede Ergenekon tutuklamalarından habersiz olduğunu ve kendisinin de buna onay vermediğini ısrarla belirtti, ki bu beyanı sadece bir dezenformasyonu bertaraf etmiyor, aynı zamanda Paşa’nın böyle bir şeye razı olmadığını da gözler önüne seriyor... İlker Paşa dün kendi Genelkurmay Başkanlığı makamının karşılığı olarak silah arkadaşlarının kellesini verdiği gibi alçak bir saptırmaya set olmuş ve hatta isyan etmiştir.. Sayın Başbuğ’un bu hassasiyeti onun bazılarının aksine maslahatçı olmayacağının güvencesi gibidir.
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
Geri: Darbe olmaz, başka şeyler olacak!
Ülkemizi öyle bir kaosa sürüklediler ki uzun sürede toparlanamaz ülkemiz
izmir- ALTIN ÜYE
- KATILIM ÖDÜLÜ :
Mesaj Sayısı : 194
Yaş : 54
ŞEHİR : izmir
Meslek : muhasebe
Öğrenim Durumu : lise
Kişisel Mesaj : BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR, TOPRAK; EĞER UĞRUNA ÖLEN VARSA VATANDIR.
Ruh Halim :
Aldığı Teşekkür : 5
Kayıt tarihi : 10/03/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz