Geçen gün Alanya’da, sokakta bir genç, bana meydan okurcasına
yaklaştı; “Altemur bey, ben Taraf okuyucusuyum” dedi... Ben de “Beter
ol” dedim, çekti
gitti!

TC ulus-devletine, Atatürk milliyetçiliğine, Türk ordusuna düşman
Taraf gazetesi “sıkışmış” adeta iane topluyor! Başyazısında diyor ki:
“Her taraftan sıkıştırılıyoruz. Zaten ilanlarımız azdı, şimdi en küçük
gazeteleri dahi kapsayan ilan” kampanyalarında “bile Taraf’ın adının
üstünü çiziyorlar. Gelirlerimiz çok düşük. Hiçbir para kaynağımız yok.
Arkadaşlarımızın maaşlarını ödemekte zorluk çekiyoruz...”
Vah vah!

Bu “Taraf” başka taraf! Gazete ve dergilerin mali sıkıntılarını, reklâm almak güçlüklerini ve bu yüzden
kapatılmalarını bizzat çekmiş bir kişi olarak bilirim... Ancak,
Taraf’ın sorunu başka; kendi ektikleri fesat ve tezviratı biçiyorlar!
Gazeteler taraf tutabilirler... Belli bir görüşün de organı olabilirler... Hatta
iktidarlara “yalakalık-çanakalık” yapabilirler... Bazıları yapıyor da!
Ancak Taraf bu çizgiyi çoktan aştı; bu, vatana, değerlerine,
bütünlüğüne ve de ordusuna karşı kasıtlı ve maksatlı ihanetin
“tarafgir” organı! Taraf çalışanlarına, meslek adına acırım. Ancak,
bizlerin de, bu “ihanet tarafgirlerine” “Daha da beter olun” demek
hakkımız!
Bu “Tarafgirler” hiç “düşünce, ifade ve basın
özgürlüğünden” söz etmesinler; en demokratik ülkelerde bile özgürlükler
“vatana, değerlerine ihanet” çizgisiyle sınırlıdır!
“Taraf” gazetesini şimdi “sıkıştıran” ne devlet, ne hükümet ne de başka bir
kurum! Eğer, fazla satamıyorsa, bu, amme vicdanının bu gazeteyi
“sıkıştırmasıdır”. Reklâm almamasına gelince de bu yüzden, fazla
tirajının olmamasından ve reklâm vereceklerin de, Taraf’ı desteklemek
istememelerindendir! Büyük çoğunluğu vatansever olan ülkede salyangoz
satmak güçtür!
Gazeteler, gazeteciler arasında ağız dalaşları olur.
Geçmişte Kuvvayı Milliye, “Kemalistlere” karşı çıkan Ali Kemal’lerin
vb. gazetelerine bela okunurdu ve hâlâ da okunuyor... Bugünlerdeki
benzerlerine de okunmakta! Türk halkı budala değil!

Kandil gecesinden beri
“Taraf” yayına başlar başlamaz, Ahmet Altan’la birlikte, Kandil Dağı’na giden
Yasemin Çongar, “Ortaklar arıyoruz, teslim olmayacağız” diyor! Teslim
olmak ne kelime, ortaklara ne hacet... Soros, AB ve ABD fonları ne
günlere duruyor! Taraf “değirmenine” sular kesilmez! Bu yakınmalardan
sonra, Çongar kadın, ABD’de ve Avrupa’da, cerre çıkar Taraf’ı kurtarır!
Eski “ortaklar” yalakalarını kolay gözden çıkaramazlar!
Taraf’ın Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamasından, Atatürk’ü ölüm yıldönümünde
anmasından, orduya, PKK’yla mücadelesinde destek vermemesinden
vazgeçtik! Manşet ve köşe yazılarında bütün değerlerimize, tarihimize
düşmanlık, Kürtçülük taraftarlığı, ordu düşmanlığı, Ergenekon Davası
kışkırtıcılığı o kadar açık seçik, “vatana ihanet” boyutunda!
Ordunun
içine astsubaylarla subaylar, hatta komutanlar arasına, jandarmayla
ordunun diğer sınıfları arasına nifak sokmaya çalışıyorlar, komutanlar
hakkındaki en pespaye dedikoduları manşete çıkarıyorlar... Maksat
milletin orduya olan saygısını ve güvenini sarsmak! Son olarak, ordu ve
devlet düşmanlığının canlı delili, şehit jandarma binbaşısının anasını
ve sözde topluca istifa eden jandarma uzman çavuşlarını kullanarak
yaptıkları tezvirat, bu cümleden...
Genelkurmay’daki “kaynaklarından”, yani “casuslarından” aldıklarını iftiharla yazıyorlar!
Şimdi
sıkışmış gözüküyorlar, ama susmayacaklar, tezvirata devam edecekler!
“Basın özgürlüğü” iyi de, savaş halinde bulunan hiçbir ülke bu kadar
ihanete-bozgunculuğa tahammül edemez! Güneydoğu’da gerçek bir savaş
var! Benim bildiğim, savaşta “bozgunculuğun ve casusluğun” cezası
idamdır. Bunu onlara hatırlatmak gerekir!
Eğer AKP iktidarı, kendine
has sebeplerle bu konuda ses çıkarmıyorsa, Genelkurmay’ın bu
tasallutlar kampanyası karşısında bir şeyler yapması, söylemesi
gerekiyor. Her şeyden önce, Genelkurmay içinde köstebekler ve casuslar
varsa bunları bulup, ucu nereye varırsa varsın açıklamaktan
başlayarak... Taraf gibiler kolay susmaz. Onların talimatları ve
kaynakları başka yerlerden!
* * *
İZİN: Yarın göz ameliyatı olacağımdan, yazılarıma bir süre ara vermek zorundayım. Hafta başı görüşmek üzere.