The Economist Dergisi son sayısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın izlediği politikaları eleştirdi. Erzurumlu Ello Dayı radyodaki 13.00 ajansından bu haberi duyunca kâğıdı kalemi almış eline ve The Economist editörlerine bir mektup döşenmiş...

Mektubun bir kopyasını da bana faksladı... İşte Ello Dayı’nın mektubu:

***

“Değerli gardaşlarım.

En evvela selam eder, yanagızdan öperem.

Dün ajanstan öğrenmişem ki son sayıızda bizim Tayyip Aga’ya eyice bir yöklenmişsiiz...

Ağzığıza sağlık, yöreginize möhabbet!

Herbir satırda ele içim gaynir gibin oldi ki diyemem...

Doldim, doldim, taşamadım!

Demişsiiz ki, “gerçeklerden kopti...

Doğri söylirsiiz... Kopmiştir!

Demişsiiz ki, “Garşısında güvenilir bir muhalefet olsaydi, böyle olmazdi...”

Doğri... Olmazdi!

Demişsiiz ki, “Son zemanlarda melmeketi başıboş hale getirdi...”

He babam getirdi...

Demişsiiz, “Tuhaf işler ediy...”

He ediy...

“Yargısız infazlar artiy, işkence gırlan gidiy, çarşı esnafı tek tek kaçıy... Erdoğan tek başına kaliy” demişsiiz...

Vallah, eyledir babam...

Her bir sözüüz için alnıızdan öpirem, eliize, diliize saglık...

Emme...

Gözel gardaşlarım....

Geç galmadıız mı bunları dimek için?

Biz burada avaz avaz, “Bunlar demokırat falan değil, bize şekil ediyler” diye yırtargene bi yirlerimizi, siz, bunlara, hem de daha 6 ay evveli, methiyeler düzmediiz mi?

“Hiçbir İslami parti, AK Parti kadar ılımlı ve Batı yanlısı olmadı” demidiiz mi?

Bizim Başsavcı efendiye, “Amman ha, bunları gapatma” diye telkin vermediiz mi?

“Bunları gapatırsaız, yalnız galırsız” diye soppa göstermediiz mi?

Dün yola geldiğinizi işitence iradyodan, gargışladım alayınızı...

Yazam diyirem yazamiyrem yine de yüregimden geçenleri...

Şimdi sakın heddetlenmeyin... Hırlah sesiizle uğunmayın... Gesik gesik ösgürmeyin...

Bu gadder iğneye de gatlanıverin...

Daha ne yazim, şimdilik bu geder biladerlerim...

Al yanagızdan tekrar öpirem.

Hepizi, hepizi Allah’a emanet edirem.



***



TRAFİK!

Zincirlikuyu-Söğütlüçeşme Metrobüs Hattı çalışmaları, İstanbul’da yaşamayı iyice işkence haline getirdi.

Gece-gündüz fark etmiyor tüm yollar kapalı!

İşten akşam 18.00’de çıkanlar, evlerine 21.00’de varabiliyor...

Bu kadar eziyet, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne bile aykırı.

Sözüm İstanbul Valisi Muammer Güler’e:

Önlem almak için, trafikte sıkışıp kalanların çıldırıp birbirlerini öldürmelerini mi bekliyorsunuz? “Tek-çift plaka” uygulaması mı olur, başka bir önlem mi geliştirirsiniz, bilemem... Ama tüm İstanbullular sizden en azından şu inşaat çalışmaları bitinceye kadar trafiği rahatlatacak bir çözüm bekliyor...

Bilmem farkında mısınız?



***



GÜNÜN SORUSU

MHP İzmir İl Başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Müsavat Dervişoğlu, AKP’nin İzmir’i kazanabilmek için 110 bin taşıma oy getireceğini iddia etmiş...

İzmir için 110 bin oy yeter mi?



***



‘Krizin bedelini ödemeyeceğiz...’

Bugün yine eylem günü... Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) öncülüğünde Sıhhiye Meydanı’nda düzenlenen mitingde işçiler ve memurlar, “Krizin bedelini ödemeyeceğiz” diye haykıracak.

Umarım her krizde ilk iş olarak çalışanları kapı önüne koyan bazı işverenler ve “Kriz mriz yok... Bize teğet geçecek” diyen siyasetçiler bu eylemden kendilerine pay çıkartır...

Yoksa bugün sadece Sıhhiye Meydanı’yla sınırlı olan bu gösteriler bir anda çığ gibi büyür ve muhataplarını ezip geçer!

Bugünkü mitinge gidemese de emeğine sahip çıkan herkesi yürekten kutluyorum.