DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bakan Günay içini döktü

Aşağa gitmek

Bakan Günay içini döktü Empty Bakan Günay içini döktü

Mesaj tarafından Can ATAKLI 2008-12-10, 13:51

Bakan Günay içini döktü


Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’la dün bir telefon görüşmesi yaptım.
Bakan Günay kendi cep telefonundan araya hiç kimseyi sokmadan, direkt
aradı. Konuyu tahmin edersiniz, dün yazdığım “Şimdi oldu mu Sayın
Bakan” başlıklı yazı için.

Bu yazıda Günay’ın, kendisini il
sınırında karşılamadığı için Ordu vali vekilini azarlamasını, ardından
gittiği Giresun’da ise ilin neredeyse tüm yetkililerinin etrafında
pervane olmasından duyduğu memnuniyeti yazarak eleştirmiştim.

Ertuğrul
Günay “Can Bey asıl manzara bu değil, siz de beni tanırsınız,
bakanlığımı kullanarak itibar görmeye meraklı ve hevesli biri değilim.
Bugüne kadar hemen her ile gittim, hiçbirinde karşılama uğurlama
istemedim, istemem de, ama bu farklıydı” dedikten sonra anlatmaya
başladı.

“Karadeniz Bölgesi’ndeki bazı il ve ilçe ile
beldelerdeki tarihi ve turistik tesisleri inceleme amacıyla ve resmi
olarak bölgeye geldim. Bayram tatili için gelmedim. Sizin de
eleştirdiğiniz gün tam 6 saat boyunca 3 ilçe 6 beldede incelemelerde
bulundum. Bu süre içinde valilikten tek kişi bile yanımda yoktu.”

Günay
kendisinin bir bakan olduğunu ve inceleme yaptığı yer konusunda bilgi
istediğinde karşısında bir muhatap bulamadığını belirterek şöyle devam
etti: “Valinin nerede olduğunu sordum, izinde dediler, yerine bakanı
sordum o da vilayette bekliyormuş. İyi de ben valiliği ziyarete
gelmedim ki.”

Günay bugüne kadar hiçbir zaman makam ve mevki
peşinde koşmadığını ve makamını hiçbir şekilde kendi amacına yönelik
kullanmadığını da söyleyerek geçen bayramla ilgili yaşadığını da şöyle
anlattı: “Geçen bayram eşimi yanıma aldım, hatta arabanın arkasına
köpeğimi de koydum, yanıma eskort bile almadan direksiyona geçip Burdur
Müzesi’ni gezmeye gittim. O sırada tatildeydim ve bir vatandaş gibi
davrandım.”

Bakan Günay valinin hacca gittiğini öğrendikten
sonra bir spekülasyona yol açmamak için “Allah kabul etsin” dediğini
belirterek “Ama nasıl gitmiş, giderken neden bir önlem almamış elbette
bunları unutacak değilim, bunun da gerekçelerini elbette öğreneceğim ve
gerekirse de hesabını soracağım” dedi.

Ordu’dan sonra gittiği
Giresun’daki karşılama konusunda “Giresun’a haksızlık yapıldı” diyen
Günay, “Ordu-Giresun arası çok yakın. Zaten ilk ilçede toplantım vardı,
beni orada karşıladılar, doğru olanı yaptılar, ama bir gün önceki olay
nedeniyle zan altında kaldılar buna da üzüldüm” dedi.

NOT: Dünkü
yazıya siz okurlardan pek çok tepki mesajı geldi. Bakan’ın tavrı çok
eleştiriliyordu. Bazı okurlar ise “Kültür Bakanı ne yapsa
eleştiriyorsunuz, diğer bakanlara karşı böyle değilsiniz” dediler.

Düşündüm,
haklı olabilirler, gerçekten Günay’la ilgili daha çok eleştiri çıkmış
bu köşede. Bu sanıyorum, çok uzun yıllar ilgi ve hatta hayranlıkla
izlediğim Ertuğrul Günay’ı, yeni siyasi yerine bir türlü
yakıştıramamamdan kaynaklanıyor olabilir. Ne derse desin, ne ya-parsa
yapsın Günay sanki bulunduğu yerde eğreti gibi duruyor, gitmiyor işte...


Kahverengi tabelalar

Madem
söz Kültür ve Turizm Bakanı’ndan açıldı, ne zamandır aklımda duran bir
konuyu da yazayım istedim. Karayolu ile seyahat edenler mutlaka
görüyorlardır, çeşitli yerlerde “kahverengi” tabelalar var. Normal yön
ve kilometre uyarıları mavi tabeladır. Kahverengi tabela ise belirtilen
yönün tarihi, turistik ya da doğal güzellikte bir yer olduğunu belli
eder.

Böylelikle eğer tatile çıkmışsanız, gördüğünüz kahverengi tabela sizi cezbedebilir, gidip orayı görmek isteyebilirsiniz.

Şimdi
herkesin bildiği yerler var. Örneğin, Antalya’da kahverengi tabelada
“Aspendos” yazar. Aşağı yukarı herkes bunun ne olduğunu bilir. Orada
dev bir tarihi amfiteatr vardır. Ya da “Belek” yazan kahverengi tabela
tatil köylerinin olduğu yeri gösterir.

Ama yolda gidiyorsunuz,
kahverengi bir tabelada bir isim okuyorsunuz. Ne olduğunu hiç
bilmiyorsunuz, yanınızda bir kaynak da yok. Ve tabelada örneğin 22 km
yazıyor.

Merakınız sizi çekiyor ama belki de ilginizi
çekmeyecek, hatta belki de yolu bile bozuk bir yere 44 km fazladan yol
yapmak size cazip gelmiyor.

Bu nedenle Ertuğrul Günay’a bir
öneride bulunmak istiyorum. Bu önemli yerleri kahverengi tabela ile
belirtmek güzel. Ama bir adım daha gidelim, bu tabelaların yanına
gidilen yerle ilgili birkaç dilden açıklama koyalım, hatta mümkünse bir
de fotoğraf.

Maliyeti de çok yüksek olmaz. Hatta buna sponsor olarak tabelaların altına isimlerini yazacak şirketler bile çıkabilir.


Küçük şeylere fazla önem verenler ellerinden büyük şeyler gelmeyenlerdir. Eflatun


Cihan Demirci fıkralarına bugün de devam

Aynı
anda 4 fıkra kitabı birden çıkaran Cihan Demirci’den bugün de üç fıkra
okuyalım. Aslına bakarsanız daha çok fıkra var ama sonuçta sanatçıya da
saygı duymak gerek, 4 kitaplık onlarca fıkra yazmış, diğerlerini merak
edenler artık bir zahmet kitapları satın alacak.

Boşluktaki el

Sanık mahkemede hâkimin önündeydi... Hâkim sanığa sordu: “Sevgilinin elini tutmayıp bırakmakla suçlanıyorsun, ne diyeceksin?..”

Sanık
cevap verdi: “Bir insanın sevgilisinin elini tutmadı, bıraktı diye
suçlanmasını bir türlü anlayamıyorum, içime sindiremiyorum hâkim
bey!..”

Hâkim, kafasını iki yana sallayıp konuştu: “Bu
hareketi bir parkta, bankta otururken filan yapsaydın lafı bile
olmazdı, ama insan sirkte trapez gösterisi yaparken, kendisine uzanan
trapezci sevgilisinin elini tutmaz, o sevgili de yere düşüp ölürse, sen
de bal gibi suçlu olursun işte kardeşim!..”

On altı yumurta

Öğretmen
matematik dersinde öğrencisine sordu: “Erdi evladım, söyle bakiiim,
evinizde on altı yumurta var ve aileniz dört kişi, bu yumurtları nasıl
paylaştırırsın?..”

Erdi, çok bilmiş bir ifadeyle cevabı
yapıştırdı: “Bu hayat şartlarında tabii ki herkese birer tane veririm
öğretmenim... Geri kalan 12 yumurta bizim daha kaç gün işimizi görür,
siz biliyor musunuz?..”

Yol göstericilik

İki
arkadaş uzun yıllar sonra karşılaşmıştı... Sarmaş dolaş olurlarken biri
hemen lafa girdi: “Vaaay Seçkin abicim vaaay, yıllar oldu görüşmeyeli
yaaa... Sen bu topluma yol gösterecek bir adamdın zamanında... Şimdi
neler yapıyorsun?..”

Diğeri cevap verdi: “Sorma Hulusi,
topluma yol göstericiliğim çok gerilerde kaldı... Şimdilerde bir
sinemada yer göstericilik yapıyorum!..”
Can ATAKLI
Can ATAKLI
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz