Gaflet devri
1 sayfadaki 1 sayfası
Gaflet devri
Gaflet devri
Gazetelerimizde manşet: “AB İlerleme Raporu’nda, kırıklarımız çok,
sınıfta kaldık”! Raporu yazanlar Avrupalı komiserler, kırık not alarak
sınıfta kalan da koca “T.C.” Ne acı değil mi?
Yaşamakta olduğumuz
şu dönemi, tarih muhakkak “derin gaflet devri” diye tanımlayacak!
Önceki yazımda “Milletler nasıl ölürler?” diye sormuştum: Acıdır
söylemesi, şimdi Türkiye, bütün diğer musibetlerin anası “Avrupa
Birliği” sürecinde, “yavaş yavaş-uyum uyum” öldürülmekte! Zaten maksat
“Türkiye’yi ıslah etmek” kisvesi altında, aşırı dozlarla “Türklere
hadlerini” bildirmek! Şimdiye dek, hiçbir Türk hükümeti, böylesine bir
kadere boyun eğmemiştir. Osmanlı’nın son dönemi, işbirlikçi hükümetler
hariç!
Ve o kadar aşağılayıcı bir durumdur ki, koca Türkiye
Cumhuriyeti’nin hükümeti, bakanları AB komiserinden çekinir oldular,
Brüksel kapılarında, çocukların okul kapılarında karne bekledikleri
gibi, “İlerleme Raporu” bekliyorlar. Ve medyamız “karnede kırıklar var,
eyvah sınıfta kaldık” diye manşet atıyor!
Postmodern tanzimat
Mustafa Kemal Atatürk
bugünleri görmüş gibi, kaç defa, “bağımsız Türkiye’nin, çağdaş uygarlık
düzeyine” yabancıların plan ve projeleriyle ulaşamayacağını söylemişti.
Şimdi, ne değişti ki, uyarıları Anıtkabir’deki hitabeleriyle birlikte,
“arkeolojik anılar” olarak kalacak?
Tarihimizde bir “Tanzimat”
olayı vardır. 1839’da, Avrupalıların baskısıyla Padişah fermanıyla ilan
edilen “ıslahat-yapılanma” programı! Zamanın entelleri bunu hayırlı bir
olay gibi algılamışlardı. Halksa “Tanzimatı” “Artık gâvura, gâvur
denemeyecek” olarak özetlemişti.
Tanzimat sayesinde, idarede,
okullarda, ıslahatlar yapıldı. “Alafrangalaştık”, ama kapitülasyonlar,
“Düveli Muazzama ne der?” korkusu güçlendi ve de Babıâli’nin tepesine,
“Düyun-u Umumiye” görkemli binasıyla oturdu! Kısacası Avrupalıların
maksadı, Türkleri “öldürmemek”, fakat “süründürmek”, kendilerine
mecbur ve muhtaç kılmaktı! Atatürk ıslahatı kabul etse bile, Avrupa’ya
bağımlılık zihniyetini yıktı! Ne acıdır ki bugün Türkiye gene o
Tanzimat’ın, postmodern
AB sürecinde!
AB’nin Türkiye’yi tam üye kabul
edeceğine inanan varsa, ya gafildir ya da... Ancak, şimdi ” bugün
İngiltere bizden yana,-yarın Merkel umut verdi - öbürsü gün Sarkozy
sert çıktı vb. oyalanıyoruz kendimizi aldatıyoruz. Ama Avrupalılar
Türkiye’yi, oltalarının ucunda tutuyorlar! Sonunda, ölüyü gösterip
“uydu” olmaya razı edecekler!
AB’nin yararları
AKP iktidarı sürecin
başlamasını adeta bayram ilan etmişti ve bu “süreçte” devam etmeyi
bütün şamarlara rağmen, hükûmet programının başında tutuyor! Ve şu
sırada, acı mı komik mi, reformların yavaşladığı ithamlarına karşı,
AB’ye adeta, “seçim süreci yüzünden, size verdiğimiz rahatsızlıktan
dolayı”, diyerek özür diliyor.
AB sürecinin yararlarını bilemem, ama
AB dayatmaları ve “uyum yasaları” yüzünden, Türkiye’ye, Güneydoğu
hususunda, terörle mücadele, genel asayiş konusunda, Kıbrıs konusunda
verilen zararlar düşünüldüğünde, zarar ziyan raporu bir hayli kabarık.
Hem Karen Fogg olayını unuttuk mu? Mesela AB komiserlerinin,
DTPlilerle sıkı fıkı ilişkilerini... AB de onlarla birlikte “eyalet
sistemini” destekliyor! Sorarım, Diyarbakır’da, milyonlarca euro
dökerek henüz mevcut olmayan “İstinaf Mahkemeleri binalarını inşa
ettirmelerinin altındaki asıl maksat nedir? Eyaletlere hazırlık!
Kürtlerin hakları, Ermenistan “soykırımı” ve Kıbrıs daimi gündem
maddeleri! Ve AB’nin gündeminde, sırada Süryanilerin hakları, Gökçeada
ve Bozcaada’daki Rumların hakları, Patrikhane sorunu vb. var!
Sözde
Ermeni soykırımı dolayısıyla Ermenilerden özür dilemek için imza
toplayanlar, Avrupa Birliği’nin has ve “burslu” adamları! Tesadüf mü?
Fakat bu sürecin, gündemin asıl hedefi Türk Ordusu! Hükûmet orduyu sivil
otoriteye tabi tutup etkisiz kılmak hususunda gerekenleri yapmadığı
için birçok “kırık not” alıyor. Gerçi, ordudan kurtulmak AKP’nin de
işine gelir, ama postalar büyük gelir!
Olacak şey değil, ama eğer
bir de TSK’yı kendilerine uydururlarsa, işte o zaman yandık. Son
tahlilde umudum, gene de TSK’nın Türkiye’yi bu kıskaçtan kurtarmasında!
Gazetelerimizde manşet: “AB İlerleme Raporu’nda, kırıklarımız çok,
sınıfta kaldık”! Raporu yazanlar Avrupalı komiserler, kırık not alarak
sınıfta kalan da koca “T.C.” Ne acı değil mi?
Yaşamakta olduğumuz
şu dönemi, tarih muhakkak “derin gaflet devri” diye tanımlayacak!
Önceki yazımda “Milletler nasıl ölürler?” diye sormuştum: Acıdır
söylemesi, şimdi Türkiye, bütün diğer musibetlerin anası “Avrupa
Birliği” sürecinde, “yavaş yavaş-uyum uyum” öldürülmekte! Zaten maksat
“Türkiye’yi ıslah etmek” kisvesi altında, aşırı dozlarla “Türklere
hadlerini” bildirmek! Şimdiye dek, hiçbir Türk hükümeti, böylesine bir
kadere boyun eğmemiştir. Osmanlı’nın son dönemi, işbirlikçi hükümetler
hariç!
Ve o kadar aşağılayıcı bir durumdur ki, koca Türkiye
Cumhuriyeti’nin hükümeti, bakanları AB komiserinden çekinir oldular,
Brüksel kapılarında, çocukların okul kapılarında karne bekledikleri
gibi, “İlerleme Raporu” bekliyorlar. Ve medyamız “karnede kırıklar var,
eyvah sınıfta kaldık” diye manşet atıyor!
Postmodern tanzimat
Mustafa Kemal Atatürk
bugünleri görmüş gibi, kaç defa, “bağımsız Türkiye’nin, çağdaş uygarlık
düzeyine” yabancıların plan ve projeleriyle ulaşamayacağını söylemişti.
Şimdi, ne değişti ki, uyarıları Anıtkabir’deki hitabeleriyle birlikte,
“arkeolojik anılar” olarak kalacak?
Tarihimizde bir “Tanzimat”
olayı vardır. 1839’da, Avrupalıların baskısıyla Padişah fermanıyla ilan
edilen “ıslahat-yapılanma” programı! Zamanın entelleri bunu hayırlı bir
olay gibi algılamışlardı. Halksa “Tanzimatı” “Artık gâvura, gâvur
denemeyecek” olarak özetlemişti.
Tanzimat sayesinde, idarede,
okullarda, ıslahatlar yapıldı. “Alafrangalaştık”, ama kapitülasyonlar,
“Düveli Muazzama ne der?” korkusu güçlendi ve de Babıâli’nin tepesine,
“Düyun-u Umumiye” görkemli binasıyla oturdu! Kısacası Avrupalıların
maksadı, Türkleri “öldürmemek”, fakat “süründürmek”, kendilerine
mecbur ve muhtaç kılmaktı! Atatürk ıslahatı kabul etse bile, Avrupa’ya
bağımlılık zihniyetini yıktı! Ne acıdır ki bugün Türkiye gene o
Tanzimat’ın, postmodern
AB sürecinde!
AB’nin Türkiye’yi tam üye kabul
edeceğine inanan varsa, ya gafildir ya da... Ancak, şimdi ” bugün
İngiltere bizden yana,-yarın Merkel umut verdi - öbürsü gün Sarkozy
sert çıktı vb. oyalanıyoruz kendimizi aldatıyoruz. Ama Avrupalılar
Türkiye’yi, oltalarının ucunda tutuyorlar! Sonunda, ölüyü gösterip
“uydu” olmaya razı edecekler!
AB’nin yararları
AKP iktidarı sürecin
başlamasını adeta bayram ilan etmişti ve bu “süreçte” devam etmeyi
bütün şamarlara rağmen, hükûmet programının başında tutuyor! Ve şu
sırada, acı mı komik mi, reformların yavaşladığı ithamlarına karşı,
AB’ye adeta, “seçim süreci yüzünden, size verdiğimiz rahatsızlıktan
dolayı”, diyerek özür diliyor.
AB sürecinin yararlarını bilemem, ama
AB dayatmaları ve “uyum yasaları” yüzünden, Türkiye’ye, Güneydoğu
hususunda, terörle mücadele, genel asayiş konusunda, Kıbrıs konusunda
verilen zararlar düşünüldüğünde, zarar ziyan raporu bir hayli kabarık.
Hem Karen Fogg olayını unuttuk mu? Mesela AB komiserlerinin,
DTPlilerle sıkı fıkı ilişkilerini... AB de onlarla birlikte “eyalet
sistemini” destekliyor! Sorarım, Diyarbakır’da, milyonlarca euro
dökerek henüz mevcut olmayan “İstinaf Mahkemeleri binalarını inşa
ettirmelerinin altındaki asıl maksat nedir? Eyaletlere hazırlık!
Kürtlerin hakları, Ermenistan “soykırımı” ve Kıbrıs daimi gündem
maddeleri! Ve AB’nin gündeminde, sırada Süryanilerin hakları, Gökçeada
ve Bozcaada’daki Rumların hakları, Patrikhane sorunu vb. var!
Sözde
Ermeni soykırımı dolayısıyla Ermenilerden özür dilemek için imza
toplayanlar, Avrupa Birliği’nin has ve “burslu” adamları! Tesadüf mü?
Fakat bu sürecin, gündemin asıl hedefi Türk Ordusu! Hükûmet orduyu sivil
otoriteye tabi tutup etkisiz kılmak hususunda gerekenleri yapmadığı
için birçok “kırık not” alıyor. Gerçi, ordudan kurtulmak AKP’nin de
işine gelir, ama postalar büyük gelir!
Olacak şey değil, ama eğer
bir de TSK’yı kendilerine uydururlarsa, işte o zaman yandık. Son
tahlilde umudum, gene de TSK’nın Türkiye’yi bu kıskaçtan kurtarmasında!
Altemur KILIÇ- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 139
Yaş : 100
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 25
Kayıt tarihi : 25/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz