Neden imza atmadım?
1 sayfadaki 1 sayfası
Neden imza atmadım?
Neden imza atmadım?
Bir başlık daha atayım Hasan Cemal’e cevabımdır... Cemal, dünkü yazısında
çok güzel anlatıyor neden “özür bildirisine imza attığını”!
Düşünce
özgürlüğü var o zaman ben de anlatayım neden atmadığımı asla
atmayacağımı ve atanların da “bunu nasıl yaptıklarını” bir türlü
anlayamadığımı... Cemal’in yazısında çok ilginç cümleler var, bir
tanesi aktarayım “...Sevgili kardeşim Erivan’da gün doğuyor, güneş
sislerin içinde kırmızı bir portakal gibi. Sabahın bu güzel
sessizliğinde, beyaz karanfilleri senin için koyuyorum anıtın dibine.
Beni buralara sen, senin acıların getirdi çünkü... Evet, gelin önce
birbirimizin acılarına saygı gösterelim!...” Evet, yanlış okumadınız bu
inanılmaz cümle “Cemal’in yazısında” geçiyor! Sanmayın “dibine çiçek
bırakılan anıt, Cezayir’de ve anlamı da Fransızlar’ın yaptıkları” ile
yoğrulmuş...
Dibine “beyaz karanfiller” bırakılan anıt,
Ermenilerin “Türkler bizi katletti” diyerek diktikleri ve tepesinde
“Ağrı dağının da içinde olduğu Türk topraklarının Ermenistan diye”
gösterildiği bayrağın dalgalandığı anıt! İşin daha da vahimi Erivan’da
“küllendirilmek” istenen acı Türk vatandaşı olan ve “Uğur Mumcu,
Bahriye Üçok, Çetin Emeç” gibi teröre kurban giden “Hırant Dink’in”
yani bizim Dink’imizin acısı!
Ne komik aslında ne kadar
tiraji-komik! Türk aydını “neyi nasıl algılıyor ve nerede arıyor”! Ben
de duyuyorum içimde “Dink’in acısını“! Uğur Mumcu kadar, Hablemitoğlu
kadar duyuyorum! Neden “çünkü o bu Devletin koruması altında olan bir
Türk vatandaşıydı”! Onun “yaşama hakkı” benim devletime-onun devletine
aitti! Ve biz bu yaşama hakkını koruyamadık! Ondan duyuyorum acısını...
Ama Cemal gibi “Türk topraklarını” yok sayan, Türkler’in aleyhine
“binlerce beddua ile” açılmış o anıtın dibinde Erivan’da aramıyorum
acıma çareyi...
Neden imza atmadığıma gelince...
Cemal
orada da çok önemli bir gerçeği ıskalamış... Türkiye Cumhuriyeti “Ne
Mutlu Türküm” diyen yeni bir başlangıç... Osmanlı ise çok farklı “her
ırktan, her milletten insan” bir arada ve yönetimde kimin olduğu belli
değil. Osmanlı “idaresi” padişahın kullarının yer değiştirmesi kararını
verdiğinde “Genelkurmay Başkanı” Alman, Padişah’ın başdanışmanı Ermeni!
Hatta Osmanlı’yı Almanlar’ın “kucağına iten” 1854 sonrası “18
borçlanmayı” yapması için “Padişahın yetki verdiği üç ismin üçü de
Ermeni” ! Şimdi soruyorum Osmanlı gibi bir “yapıda” kim karar verdi?
Kimlerin yerini değiştirdi! Ben neden özür dilemiyorum! İşte bu
gerçekler için “özür dilemek gibi bir kavramı” düşünme gereği dahi
duymuyorum! Aynı yıllarda “benim Erzincan’da, Elazığ’da” Taşnak
çeteleri tarafından katledilen “akrabalarım” için kim özür dileyecek!
Onlar için de “özür beklemiyorum”!! Asla özür beklemiyorum! İşte Hasan
Cemal senin de ıskaladığın burası! Türkiye Cumhuriyeti “yeni bir
başlangıç” ve biz “kimseden ne özür bekliyoruz” ne de Cumhuriyet öncesi
için “özür dilememiz” gerekiyor!
Ne Mutlu Türküm diyebilen
“kim olursa olsun” bu ülkede “taze bir başlangıç” yaptı ve sizin
gibilere rağmen “bu tazelik, saflık, temizlik” asla ama asla
kaybolmayacak!
Bir başlık daha atayım Hasan Cemal’e cevabımdır... Cemal, dünkü yazısında
çok güzel anlatıyor neden “özür bildirisine imza attığını”!
Düşünce
özgürlüğü var o zaman ben de anlatayım neden atmadığımı asla
atmayacağımı ve atanların da “bunu nasıl yaptıklarını” bir türlü
anlayamadığımı... Cemal’in yazısında çok ilginç cümleler var, bir
tanesi aktarayım “...Sevgili kardeşim Erivan’da gün doğuyor, güneş
sislerin içinde kırmızı bir portakal gibi. Sabahın bu güzel
sessizliğinde, beyaz karanfilleri senin için koyuyorum anıtın dibine.
Beni buralara sen, senin acıların getirdi çünkü... Evet, gelin önce
birbirimizin acılarına saygı gösterelim!...” Evet, yanlış okumadınız bu
inanılmaz cümle “Cemal’in yazısında” geçiyor! Sanmayın “dibine çiçek
bırakılan anıt, Cezayir’de ve anlamı da Fransızlar’ın yaptıkları” ile
yoğrulmuş...
Dibine “beyaz karanfiller” bırakılan anıt,
Ermenilerin “Türkler bizi katletti” diyerek diktikleri ve tepesinde
“Ağrı dağının da içinde olduğu Türk topraklarının Ermenistan diye”
gösterildiği bayrağın dalgalandığı anıt! İşin daha da vahimi Erivan’da
“küllendirilmek” istenen acı Türk vatandaşı olan ve “Uğur Mumcu,
Bahriye Üçok, Çetin Emeç” gibi teröre kurban giden “Hırant Dink’in”
yani bizim Dink’imizin acısı!
Ne komik aslında ne kadar
tiraji-komik! Türk aydını “neyi nasıl algılıyor ve nerede arıyor”! Ben
de duyuyorum içimde “Dink’in acısını“! Uğur Mumcu kadar, Hablemitoğlu
kadar duyuyorum! Neden “çünkü o bu Devletin koruması altında olan bir
Türk vatandaşıydı”! Onun “yaşama hakkı” benim devletime-onun devletine
aitti! Ve biz bu yaşama hakkını koruyamadık! Ondan duyuyorum acısını...
Ama Cemal gibi “Türk topraklarını” yok sayan, Türkler’in aleyhine
“binlerce beddua ile” açılmış o anıtın dibinde Erivan’da aramıyorum
acıma çareyi...
Neden imza atmadığıma gelince...
Cemal
orada da çok önemli bir gerçeği ıskalamış... Türkiye Cumhuriyeti “Ne
Mutlu Türküm” diyen yeni bir başlangıç... Osmanlı ise çok farklı “her
ırktan, her milletten insan” bir arada ve yönetimde kimin olduğu belli
değil. Osmanlı “idaresi” padişahın kullarının yer değiştirmesi kararını
verdiğinde “Genelkurmay Başkanı” Alman, Padişah’ın başdanışmanı Ermeni!
Hatta Osmanlı’yı Almanlar’ın “kucağına iten” 1854 sonrası “18
borçlanmayı” yapması için “Padişahın yetki verdiği üç ismin üçü de
Ermeni” ! Şimdi soruyorum Osmanlı gibi bir “yapıda” kim karar verdi?
Kimlerin yerini değiştirdi! Ben neden özür dilemiyorum! İşte bu
gerçekler için “özür dilemek gibi bir kavramı” düşünme gereği dahi
duymuyorum! Aynı yıllarda “benim Erzincan’da, Elazığ’da” Taşnak
çeteleri tarafından katledilen “akrabalarım” için kim özür dileyecek!
Onlar için de “özür beklemiyorum”!! Asla özür beklemiyorum! İşte Hasan
Cemal senin de ıskaladığın burası! Türkiye Cumhuriyeti “yeni bir
başlangıç” ve biz “kimseden ne özür bekliyoruz” ne de Cumhuriyet öncesi
için “özür dilememiz” gerekiyor!
Ne Mutlu Türküm diyebilen
“kim olursa olsun” bu ülkede “taze bir başlangıç” yaptı ve sizin
gibilere rağmen “bu tazelik, saflık, temizlik” asla ama asla
kaybolmayacak!
Yiğit Bulut- GÜMÜŞ ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 61
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 5
Kayıt tarihi : 25/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz