2009 girerken hodri meydan!
Yiğit Bulut1 sayfadaki 1 sayfası
2009 girerken hodri meydan!
tarafından Yiğit Bulut 2009-01-02, 09:31
2009 girerken “hodri meydan”!
Erdoğan konuşuyor; “Türkiye Avrupa Birliği’ne tam üyelik yolunda ilerliyor...”
Ben de iddia ediyorum; Avrupa için Türkiye’nin “tam üyeliği” diye bir
gündem yok...İlerleyen bir şey de yok! Türkiye “Rum tarafını” Kıbrıs
olarak tescil edip bunu resmi olarak tanımadığı için bütün “müzakere
maddeleri” otomatik olarak askıda! Türkiye’ye “tanıma için” verilen
süre de 2009’da doluyor!
Hatta daha da büyük bir iddia da
bulunuyorum; Türk Halkı “Avrupa’ya tam üyelik” balonunu kafasında
çoktan patlattı. Şimdi “devletin de bu kirlenmeden kurtulmasını”
istiyor!
İnanmıyor musunuz yazdıklarıma; peki Avrupa Birliği konusunda var mısınız “referanduma”!
Sayın
Erdoğan, siz değil misiniz; “...Halkın işaret ettiği esastır... Halkın
dediği kesindir... Halkın söylediği değiştirilemez olandır...” diyen!
Şimdi
ben de “bu söylediklerinizden” yola çıkarak, 2009’da “ülkemin bu
yalandan kurtulup, önüne bakmasını isteyen biri” olarak çağrı
yapıyorum; gelin soralım Türk halkına!
Sayın Erdoğan, siz
“seçilip” geldiniz! Helal Olsun! Ama anlayamadığım bir şey var; ben oy
kullanmaya gittiğimde seçenekler arasında “Barosso” diye biri yoktu!
Yani bu ülkede kimse; siyasetçisinden yargısına, seçilmişinden
atanmışına herkese “posta” koyan Avrupa Birliği temsilcilerine veya
Avrupa Birliği’ne “oy” vermedi... Benim bildiğim kadarıyla “bu adamlar”
Türkiye’de herhangi bir Anayasal kurumun da “yetkilerini”
devralmadılar! Peki soruyorum size; “kim bu adamlar”!
Ne çabuk
unuttunuz; aylar önce Avrupa’nın bir “memurunun” gelip, iktidarından,
muhalefetine “önüne gelene” meydan okumasını! Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde “milletvekillerine” sömürge valisi edasıyla “hitap
etmesini” ve ülkede kimsenin “gıkının” çıkmamasını!
Sayın
Başbakan, yanlış mı hatırlıyorum; biz Sevr anlaşmasını yırtıp atmadık
mı! Biz bağımsız bir Cumhuriyet olma hakkını kazanmadık mı!
Sonuç 1:
Avrupa Birliği “yalanı da”, bu yolda Türk halkına anlatılanlar da
canıma tak etti. Olmayan bir üyelik sürecinde bir ülkenin “gururu” bu
kadar kırılabilir, olmayan bir yolda insanlardan ancak bu kadar taviz
alınabilir, olmayan bir yolda insanların umutları ancak bu kadar
sömürülebilir. Gümrük Birliği adı altında “maddi” sömürü bu kadar ileri
gidebilir! 2009’da “bitsin” bu yalan, kurtulsun bu boyunduruktan güzel
ülkem!
Sonuç 2: 2009 yılında “Avrupa yalanı” konusunda da
bir referandum yapalım ve artık “bu sanal” yapıyı bizi “sömüremeyecek”
şekilde bitirelim. Sizden ricam; referandum yapılması için “kamuoyu
oluşturmaya” yardım edin. Bu ülkeyi bu “yalandan, bu sömürüden, bu
onursuz” gidişten kurtarmamız lazım! Hepimizin geleceği ve bu ülkenin
“Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti” olarak kalması için yardım edin...
Son söz:
Bugün “Avrupa Birliği” başlığı altında pazarlanan yapı, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin “temeline” asit dökmenin “renkli etiketlerle”
süslenmiş halinden başka bir şey değil! Buna sonuna kadar karşı çıkmak
zorundayım! Sizler de zorundasınız! Bunu yapmak bu ülkeyi “canı
pahasına kurup, bize bırakanlara” borcum, borcumuz... 2009’da bu borcu
unutmayın!
Erdoğan konuşuyor; “Türkiye Avrupa Birliği’ne tam üyelik yolunda ilerliyor...”
Ben de iddia ediyorum; Avrupa için Türkiye’nin “tam üyeliği” diye bir
gündem yok...İlerleyen bir şey de yok! Türkiye “Rum tarafını” Kıbrıs
olarak tescil edip bunu resmi olarak tanımadığı için bütün “müzakere
maddeleri” otomatik olarak askıda! Türkiye’ye “tanıma için” verilen
süre de 2009’da doluyor!
Hatta daha da büyük bir iddia da
bulunuyorum; Türk Halkı “Avrupa’ya tam üyelik” balonunu kafasında
çoktan patlattı. Şimdi “devletin de bu kirlenmeden kurtulmasını”
istiyor!
İnanmıyor musunuz yazdıklarıma; peki Avrupa Birliği konusunda var mısınız “referanduma”!
Sayın
Erdoğan, siz değil misiniz; “...Halkın işaret ettiği esastır... Halkın
dediği kesindir... Halkın söylediği değiştirilemez olandır...” diyen!
Şimdi
ben de “bu söylediklerinizden” yola çıkarak, 2009’da “ülkemin bu
yalandan kurtulup, önüne bakmasını isteyen biri” olarak çağrı
yapıyorum; gelin soralım Türk halkına!
Sayın Erdoğan, siz
“seçilip” geldiniz! Helal Olsun! Ama anlayamadığım bir şey var; ben oy
kullanmaya gittiğimde seçenekler arasında “Barosso” diye biri yoktu!
Yani bu ülkede kimse; siyasetçisinden yargısına, seçilmişinden
atanmışına herkese “posta” koyan Avrupa Birliği temsilcilerine veya
Avrupa Birliği’ne “oy” vermedi... Benim bildiğim kadarıyla “bu adamlar”
Türkiye’de herhangi bir Anayasal kurumun da “yetkilerini”
devralmadılar! Peki soruyorum size; “kim bu adamlar”!
Ne çabuk
unuttunuz; aylar önce Avrupa’nın bir “memurunun” gelip, iktidarından,
muhalefetine “önüne gelene” meydan okumasını! Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde “milletvekillerine” sömürge valisi edasıyla “hitap
etmesini” ve ülkede kimsenin “gıkının” çıkmamasını!
Sayın
Başbakan, yanlış mı hatırlıyorum; biz Sevr anlaşmasını yırtıp atmadık
mı! Biz bağımsız bir Cumhuriyet olma hakkını kazanmadık mı!
Sonuç 1:
Avrupa Birliği “yalanı da”, bu yolda Türk halkına anlatılanlar da
canıma tak etti. Olmayan bir üyelik sürecinde bir ülkenin “gururu” bu
kadar kırılabilir, olmayan bir yolda insanlardan ancak bu kadar taviz
alınabilir, olmayan bir yolda insanların umutları ancak bu kadar
sömürülebilir. Gümrük Birliği adı altında “maddi” sömürü bu kadar ileri
gidebilir! 2009’da “bitsin” bu yalan, kurtulsun bu boyunduruktan güzel
ülkem!
Sonuç 2: 2009 yılında “Avrupa yalanı” konusunda da
bir referandum yapalım ve artık “bu sanal” yapıyı bizi “sömüremeyecek”
şekilde bitirelim. Sizden ricam; referandum yapılması için “kamuoyu
oluşturmaya” yardım edin. Bu ülkeyi bu “yalandan, bu sömürüden, bu
onursuz” gidişten kurtarmamız lazım! Hepimizin geleceği ve bu ülkenin
“Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti” olarak kalması için yardım edin...
Son söz:
Bugün “Avrupa Birliği” başlığı altında pazarlanan yapı, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin “temeline” asit dökmenin “renkli etiketlerle”
süslenmiş halinden başka bir şey değil! Buna sonuna kadar karşı çıkmak
zorundayım! Sizler de zorundasınız! Bunu yapmak bu ülkeyi “canı
pahasına kurup, bize bırakanlara” borcum, borcumuz... 2009’da bu borcu
unutmayın!
Yiğit Bulut- GÜMÜŞ ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 61
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 5
Kayıt tarihi : 25/11/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz