Gazi Gazze ve "Kürtçülük" bayramı

“Gazze Katliamı” ve T.C. Devlet TRT’sinde “Şeş”, yani “Kürtçülük Bayramı!” Bir zamanlar “Türkçe” ve “Türkçülük” Bayramları vardı, şimdi ise “Kürtçe” ve “Kürtçülük Bayramı” yapıyorlar!
Bu konu ile, Gazze’deki İsrail hunharlığı arasında ne ilişkisi var? Çok bağ var; izah etmeye çalışacağım!
Önce şunu söyleyeyim; İsrail Devletinin ordusunun, Gazze’de acımasızca yaptıkları, “Hamas çanak tuttu” gibi bahanelerle, asla tevil edilemez, mazur görülemez gösterilemez. O çocukların kadınların, sivil halkın ne günahları var. İsrail’i yönetenler, sanki Hitler’den intikamlarını, Filistin’in masum kadın ve çocuklarını katlederek alıyorlar. Bunu, İsrail’deki, çoğu insanların ve bizim Musevi vatandaşlarımızın tasvip etmeyeceklerinden eminim...
Avrupa-BM ve ABD’nin bu yeni “Holocaust” (büyük kıyım) karşısındaki duyarsızlıkları, bu devletlerin ve kuruluşların, kendi çıkarları uğruna ne kadar riyakâr olabileceklerini ve çifte standart uyguladıklarını bir defa daha gösterdi. Evrensel vicdan diye bir şey yok bugünkü dünyada. Sadece milli çıkarlar var! Bundan bizim, Türkiye olarak çıkarmamız gereken ders var!
Türk Ordusu, hem de haklı sebeplerle Kuzey Irak’a girse aynı ülke ve kuruluşlar kıyameti koparırlardı... Ama İsrail’in ve Kürtlerin ayrıcalıkları, dokunulmazları vardır!

Büyük Orta Doğu Projesi
Bu ayrıcalığın şifresi, “Büyük Orta Doğu Projesi’nde” ve parçası olduğu, özellikle Türklere karşı -en az, son yüzyılda- oynanmakta olan “Büyük Oyun”! Orta Doğu haritasını, sözde “etnik bağlara” göre çizmek projesinin asıl maksadı, doğumuzu Ermenilerle Kürtler arasında bölerek, Türkleri, Anadolu’nun bir köşesine sıkıştırmak! Ve böylelikle, bir zamanlar sade Avrupalıların, şimdiyse onlarla birlikte Amerika’nın Orta Doğu’daki özellikle petrol çıkarları kendileri bakımından, güvence altına alınacak! Bu durumda, İsrail’i hiç rencide ederler mi? Kürtleri korumaktan ve “Büyük Kürdistanı” desteklemekten vazgeçerler mi? terör ile mücadelemize izin -icazet- verirler mi? “Küresel riyakârlık”, işte budur!

Tehlikeli senaryo
Korkarım neticede, bu projelere engel olabilecek İran’ı, nükleer silah bahanesiyle ters yönde sıkıştırarak, bu memlekete karşı “önleyici” ve muhtemelen nükleer vuruş yapmaya kadar gidebilirler! Öyle ya; böylelikle Orta Doğu darmadağın edilince, BOP uygulanabilir, Orta Doğu haritası yeniden çizilir! Etnik çizgilere göre mi? Ne gezer; çıkarlara göre! Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizler, Fransızlar, Orta Doğu “taksimatını”, etnik kan bağlarına göre, yapmamışlardı... İngiliz diplomatı Sykes ve Fransız Picot, yeşil çuha masa üzerinde, kendi çıkarlarına göre, cetvelle çizmişlerdi... Ve bu bütün barışlara, hele Orta Doğu’yu, o zamana kadar bir arada tutmuş olan “Osmanlı Barışına” son veren bir “barış” oldu! Şimdi Orta Doğu’da yaşanmakta olan felaketlerin altında da bu “taksimat” yatar!

Arapların günahı
Kadınlar ve çocuklar ölmese, din kardeşimiz Arapların, Birinci Dünya Savaşı esnasında, İngilizlerin, Fransızların oyunlarına alet olup, Türkleri arkadan hançerlemiş olmalarının cezasını çekiyorlar diyesim geliyor. Orta Doğu’daki milyonlarca Arap ve bir sürü Arap ülkesi, eğer birleşselerdi, bir avuç İsrail’i yok edebilirlerdi! Ama bakın; bu katliam karşısında dahi birlik olamıyor ve hatta bizim gösterdiğimiz tepkiyi birlikte gösteremiyorlar!
Gazi Gazze’de, şimdi olanlar dünya ahval ve şeraitinin bir kesiti!
Bu durumla, Kürt konusunun ve Kürtçenin ilgisine gelince: Bu projeler ve evrensel duyarsızlık, iki yüzlülük böyle iken, bizim hâlâ bu Avrupalılara, Amerikalılara ve uluslararası kuruluşlara güvenmek, onlardan medet ummamızın gaflet ve ihaneti! “Kürtlerin hakları” derken, “Türklerin haklarını” görmezlikten gelmeleri! Ve “Kürtçülük Bayramı” yapmaları! Bu karanlık “aydınlar” bu “bayram”ın T.C. Devletinin felaketi olacağını görmezler mi? Hayır. Kürtçülük bayramının davulcularından, zurnanın son deliği Ali Bayramoğlu’nun Kürtçe hamlesi; “Küçük devrim, büyük değişim”... demiş. Gazze’de olanlar, bizim yanlış ideolojiler ve tutkular (herhalde Milliyetçilik - Atatürkçülük demek ister), yüzünden özellikle Kürtlere yaptıklarımızın aynısı imiş! Gazze katliamı da, bu “sözde aydın” ihaneti de, tevil götürmüyor.