DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Halk mı, halklar mı?

Aşağa gitmek

Halk mı, halklar mı? Empty Halk mı, halklar mı?

Mesaj tarafından Rauf DENKTAŞ 2009-01-12, 09:47

Halk mı, halklar mı?
1963’te Akritas Planı mucibince kan akıtıp Türkler için toplu
mezarlar kazarak yıktıkları Kıbrıs ortaklık cumhuriyetinin
cumhurbaşkanı unvanını gasp etmiş olan Hristofyas, “Kıbrıs’ta, iki
toplumdan oluşan tek halk vardır; iki halk yoktur” tezinde ısrar
etmektedir. Sayın Talat’ın açıklamalarından anladığımıza göre
Hristofyas yapılacak bir anlaşmada iki halkın varlığı kabul edilirse
Türk halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanarak ayrılmak
talebinde bulunabileceğinden korkuyormuş, bu nedenle iki halkın var
olduğunu kabul edemezmiş.
Var olan bir gerçeği reddetmenin altında
hangi Bizans oyunu yatmaktadır diye düşünme hakkımızı kullandığımızda
bakın nelerle karşılaşıyoruz: Rumlara göre Kıbrıs’ta iki toplumdan
oluşan tek halk vardır ve çoğunlukla bu halkın Kıbrıs meselesinde kendi
kaderini tayin hakkı vardır. Nasıl ki 1950’de kilisede açtıkları
defterlere Enosis için imzalarını koyanlar “Kıbrıslılardı”. Dünyaya
“Kıbrıslıların yüzde 95’inin Enosis’e evet dediklerini” ilân
etmişlerdi. O günlerde İngiliz’in lügatında Kıbrıs’taki Rum ve Türk
halkına “Türk ve Rum cemaatleri” dense de, İngiliz Parlamentosu’nda bu
cemaatlerin ayrı self-determinasyon hakları olduğu kabul edilmiş ve
Rumlar “self-determinasyon hakkımız vardır” (kendi kaderimizi tayin
etme hakkı olan Kıbrıs halkı biziz) diyorlarsa Türklerin de aynı hakkı,
ayrı bir halk olarak, talep edip kullanma hakları vardır kararı
çıkmıştı. Bu, bizi Taksim tezine, oradan da Kıbrıs’ın bağımsızlığında
ve egemenliğinde eşit söz hakkına ve ortaklık cumhuriyetine götürmüştü.
Rum
tarafının Türklere verilmiş olan eşit ortaklık haklarından kurtulmak
için başlattığı kanlı mücadelenin sonunda da ada ikiye bölünmüş ve iki
eşit devlet meydana gelmiştir. 1960’ın ortaklık anlaşmasında Türklerin
ve Rumların ayrı self-determinasyon haklarını kullanmalarını önlemek
için, her iki tarafın rızasıyla Garanti Anlaşması yapılmıştı.
Hristofyas’ın istediği ise Garantisiz bir anlaşma ve tek halka dayalı
bir idare. Yani, kendi kaderini tayin hakkı 1950’de iddia ettikleri
gibi “Kıbrıs halkında”, yani kendilerinde olacaktır. Sayın Talat’ın
Hristofyas’a vermesi gereken cevap gayet basittir: Türk tarafının iki
eşit ve egemen halktan biri olarak varlığı ret ve inkâr edilemez.
İleride
Türklerin ayrılacaklarından korkuyorlarsa, ayrılığı gerektirecek
terbiyesizliklere tevessül etmemelidirler. Yeni bir ortaklık
kurulacaksa iki devlet esası üzerinden kurulmalı ve ortaklığın devamını
fiili ve etkin Garantiler 1960’da olduğu gibi sağlanmalıdır. Tek halk,
tek egemenlik formülü geçersizdir. Kalıcı bir anlaşmanın temelinde iki
eşit egemen halk ile onların devletleri olmalıdır
Rauf DENKTAŞ
Rauf DENKTAŞ
GÜMÜŞ ÜYE
GÜMÜŞ ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 57
Yaş : 100
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Aldığı Teşekkür : 15
Kayıt tarihi : 25/11/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz