Irak'ta 1 milyon Müslüman'ın katledilmesini seyreden Tayyip bey Davos'ta niye gürledi?
1 sayfadaki 1 sayfası
Irak'ta 1 milyon Müslüman'ın katledilmesini seyreden Tayyip bey Davos'ta niye gürledi?
Irak'ta 1 milyon Müslüman'ın katledilmesini seyreden Tayyip bey Davos'ta niye gürledi?
Doğrudur, Gazze’de korkunç bir İsrail zulmü var.
Bundan dolayı toplum olarak elem duyduğumuz vakıadır.
Ama sormak lazım, benzer ve hatta çok daha ötesi katliamlar hemen yanıbaşımızdaki Irak’ta yapılmadı mı?
Orada akan Müslüman kanı değil miydi?
Öyle
idiyse orada olanlara gıkını bile çıkarmayanların şimdi Filistin
bağlamında pozlara bürünüp kahramanlık taslamaları nasıl inandırıcı
olabilir?
İkiyüzlülüğün belgesi
İmam-ı Azam hazretlerinin,
Musa Kazım Efendilerin Kabri Şerifleri bombalanır, insanlar Ebu Gureyb
Hapishanesi’nde hayvan misali boğazlanırken bir kınama demecini bile
vermeyenlerin şimdi günah çıkarırcasına Gazze’deki bebeleri
kullanmaları ahlaki midir?
Evet kullanma nitelemesini bilinçli
olarak yapıyorum ve Tayyip Erdoğan’ın o bebeleri siyasi fayda için
dillendirdiğini düşünüyorum.
Yok ben ulusalcı kardeşimiz Nihat Genç
gibi gaza gelip tir tir titremiyorum, tersine sergilenen bu ikiyüzlülük
adına utanç duyuyorum.
Telafer’de, Bağdat’da, Basra’da olanlara
yıllar yılı susmanın ötesinde lojistik destek vereceksin, ama seçim
kapıya geldiğinde birden Filistin mücahidi kesileceksin!
Yemezler kardeşim yemezler!
Hem meydan okumak öyle lafla, tiyatro ile poz atmakla olmaz!
Eyleme dönüşmeyen tavır kuru gürültüdür.
Hatırlayın, benzer şeyleri üç sene önce de gördük.
Tayyip bey yine İsrail’e hücum eder gibi olmuştu da Washington’dan randevu alamamıştı.
Peki ne oldu sonra?
Erdoğan İsrail’e koşmuş ve aman dileyerek Washington’dan randevu almıştı.
Dahası,
bırakın onu bunu, arkadaş madem medyan okuyor ve tutum alıyorsun, Dünya
Yahudi Kongresi’nin 100 yıldır hiçbir Müslüman öndere vermeyip sana
layık gördüğü o cesaret madalyasını geri versene! Şekli bile olsa
İsrail’e eylemli bir tavır takınsana!
Yakarma ve sünepelik
Bunları yapmayacaksın, ama çıkaracağın kuru gürültülerle kahramanlık taslayacaksın!
Bir başka komiklik, yapılan sünepelik istismarıdır.
Tayyip beye göre bizim millete sünepelik yakışmazmış!
Elhak yakışmaz, kuşkun mu vardı buna!..
Ama dur bir dakika!
Sünepelik konusunda bu ülkede konuşması gereken son adam sensin!
Niçin mi?
Yahu sen değil misin Washington’un Yahudi mahfillerinde “Beni kullanın, ne olur deliğe süpürmeyin” diye yalvarıp yakaran...
Bunu yapan ya da kendi adına yaptıran birinin sünepelik sözcüğünü ağzına almaya hakkı olabilir mi?
Dahası Türk ordusunun başına bin yıldır ilk kez senin başbakanlığın döneminde çuval geçirilmedi mi?
O
rezalete ses çıkarmayan ve nota verelim diyenlerle de “Ne notası, müzik
notası mı” diye eğlenen ve onlarla alay eden birinin hiç sünepe millet
değiliz demeye hakkı olabilir mi?
İstismar padişahı
Pardon pardon, sevgili Nihat
Genç’ten özür diliyorum, ben de titriyorum, ama benimki onunkinin tam
tersi, yani ortaya konan tiyatro ya da riyakârlıktan ötürü çıldırıyorum!
Evet
hiç dolandırmadan yazıyorum, Tayyip Erdoğan’ın Davos tutumu siyasi
şovdur ve tıpkı Hayrünnisa hanımın türbanı misali iç tüketime sunulmak
üzere vizyona konmuştur.
İstismar padişahı Erdoğan, yaşlı Peres’in
verdiği pası iyi değerlendirmiş ve golü atmıştır. Hadise yoksulluk,
hırsızlık, işsizlik, yani toplumsal kaos ve de Kemal Kılıçdaroğlu’ndan
bunalan Erdoğan’ın her zaman yaptığı gibi kendini hamaset ve istismar
denizine atmasından ibarettir!
Açım Tayyip diyen Rizeli hapsi boyladı!
Yer
Rize - Potamya (Güneyce) yolu, yani Tayyip Erdoğan’ın babasının nüfusa
kayıtlı olduğu ilçe güzergâhı... Başbakan Tayyip Erdoğan geçtiğimiz
hafta sonu bölgeyi ziyarete gidiyor. Erdoğan il merkezindeki
törenlerden sonra babasının ilçesine gitmek için yola çıkıyor.
Tayyip duymasa da...
Tabii
bu süreçte Rize ili sınırları dahilinde neredeyse her yerin trafiği
kesiliyor. Erdoğan’ın görkemli ve uzun konvoyu Salaha Deresi’nden
yukarıya doğru kıvrılırken adı Fahri Topçu olan 35 yaşındaki Rizeli
yol kenarında feveran ediyor: “Ula Tayyip hepumuzi aç biraktuğun
yetmeyurmuş cibi şimdi bi da yolları cesturdun! Allah’tan kork
Allah’tan. Hepumuzi aç biraktun, canumuzi yaktun. Obur tarafta
coruşuruz...” Tayyip bey bunları duymadı ama başkaları duydu... Kimler
mi onlar?.. Erdoğan’ın yakın korumaları...
Ve sonra olanlar...
Peki
sonra ne mi oldu? Bu sözleri eden Rizeli Fahri Topçu hemen yaka paça
yere yatırılıp üstü arandı. Bitmedi sürüklenerek polis aracının
paspasına yatırıldı. Bitmedi, ardından bir fezleke hazırlandı ve derhal
nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Sonuç: Fahri Topçu tutuklandı, yani o
şimdi hapis... Peki itham edildiği suçu mu soruyorsunuz? Devlet
büyüklerine hakaret... Evet bu şekilde Tayyip Erdoğan kendi
memleketinde hemşerisini hapse attıran Başbakan olarak da tarihe geçmiş
oldu...
Doğrudur, Gazze’de korkunç bir İsrail zulmü var.
Bundan dolayı toplum olarak elem duyduğumuz vakıadır.
Ama sormak lazım, benzer ve hatta çok daha ötesi katliamlar hemen yanıbaşımızdaki Irak’ta yapılmadı mı?
Orada akan Müslüman kanı değil miydi?
Öyle
idiyse orada olanlara gıkını bile çıkarmayanların şimdi Filistin
bağlamında pozlara bürünüp kahramanlık taslamaları nasıl inandırıcı
olabilir?
İkiyüzlülüğün belgesi
İmam-ı Azam hazretlerinin,
Musa Kazım Efendilerin Kabri Şerifleri bombalanır, insanlar Ebu Gureyb
Hapishanesi’nde hayvan misali boğazlanırken bir kınama demecini bile
vermeyenlerin şimdi günah çıkarırcasına Gazze’deki bebeleri
kullanmaları ahlaki midir?
Evet kullanma nitelemesini bilinçli
olarak yapıyorum ve Tayyip Erdoğan’ın o bebeleri siyasi fayda için
dillendirdiğini düşünüyorum.
Yok ben ulusalcı kardeşimiz Nihat Genç
gibi gaza gelip tir tir titremiyorum, tersine sergilenen bu ikiyüzlülük
adına utanç duyuyorum.
Telafer’de, Bağdat’da, Basra’da olanlara
yıllar yılı susmanın ötesinde lojistik destek vereceksin, ama seçim
kapıya geldiğinde birden Filistin mücahidi kesileceksin!
Yemezler kardeşim yemezler!
Hem meydan okumak öyle lafla, tiyatro ile poz atmakla olmaz!
Eyleme dönüşmeyen tavır kuru gürültüdür.
Hatırlayın, benzer şeyleri üç sene önce de gördük.
Tayyip bey yine İsrail’e hücum eder gibi olmuştu da Washington’dan randevu alamamıştı.
Peki ne oldu sonra?
Erdoğan İsrail’e koşmuş ve aman dileyerek Washington’dan randevu almıştı.
Dahası,
bırakın onu bunu, arkadaş madem medyan okuyor ve tutum alıyorsun, Dünya
Yahudi Kongresi’nin 100 yıldır hiçbir Müslüman öndere vermeyip sana
layık gördüğü o cesaret madalyasını geri versene! Şekli bile olsa
İsrail’e eylemli bir tavır takınsana!
Yakarma ve sünepelik
Bunları yapmayacaksın, ama çıkaracağın kuru gürültülerle kahramanlık taslayacaksın!
Bir başka komiklik, yapılan sünepelik istismarıdır.
Tayyip beye göre bizim millete sünepelik yakışmazmış!
Elhak yakışmaz, kuşkun mu vardı buna!..
Ama dur bir dakika!
Sünepelik konusunda bu ülkede konuşması gereken son adam sensin!
Niçin mi?
Yahu sen değil misin Washington’un Yahudi mahfillerinde “Beni kullanın, ne olur deliğe süpürmeyin” diye yalvarıp yakaran...
Bunu yapan ya da kendi adına yaptıran birinin sünepelik sözcüğünü ağzına almaya hakkı olabilir mi?
Dahası Türk ordusunun başına bin yıldır ilk kez senin başbakanlığın döneminde çuval geçirilmedi mi?
O
rezalete ses çıkarmayan ve nota verelim diyenlerle de “Ne notası, müzik
notası mı” diye eğlenen ve onlarla alay eden birinin hiç sünepe millet
değiliz demeye hakkı olabilir mi?
İstismar padişahı
Pardon pardon, sevgili Nihat
Genç’ten özür diliyorum, ben de titriyorum, ama benimki onunkinin tam
tersi, yani ortaya konan tiyatro ya da riyakârlıktan ötürü çıldırıyorum!
Evet
hiç dolandırmadan yazıyorum, Tayyip Erdoğan’ın Davos tutumu siyasi
şovdur ve tıpkı Hayrünnisa hanımın türbanı misali iç tüketime sunulmak
üzere vizyona konmuştur.
İstismar padişahı Erdoğan, yaşlı Peres’in
verdiği pası iyi değerlendirmiş ve golü atmıştır. Hadise yoksulluk,
hırsızlık, işsizlik, yani toplumsal kaos ve de Kemal Kılıçdaroğlu’ndan
bunalan Erdoğan’ın her zaman yaptığı gibi kendini hamaset ve istismar
denizine atmasından ibarettir!
Açım Tayyip diyen Rizeli hapsi boyladı!
Yer
Rize - Potamya (Güneyce) yolu, yani Tayyip Erdoğan’ın babasının nüfusa
kayıtlı olduğu ilçe güzergâhı... Başbakan Tayyip Erdoğan geçtiğimiz
hafta sonu bölgeyi ziyarete gidiyor. Erdoğan il merkezindeki
törenlerden sonra babasının ilçesine gitmek için yola çıkıyor.
Tayyip duymasa da...
Tabii
bu süreçte Rize ili sınırları dahilinde neredeyse her yerin trafiği
kesiliyor. Erdoğan’ın görkemli ve uzun konvoyu Salaha Deresi’nden
yukarıya doğru kıvrılırken adı Fahri Topçu olan 35 yaşındaki Rizeli
yol kenarında feveran ediyor: “Ula Tayyip hepumuzi aç biraktuğun
yetmeyurmuş cibi şimdi bi da yolları cesturdun! Allah’tan kork
Allah’tan. Hepumuzi aç biraktun, canumuzi yaktun. Obur tarafta
coruşuruz...” Tayyip bey bunları duymadı ama başkaları duydu... Kimler
mi onlar?.. Erdoğan’ın yakın korumaları...
Ve sonra olanlar...
Peki
sonra ne mi oldu? Bu sözleri eden Rizeli Fahri Topçu hemen yaka paça
yere yatırılıp üstü arandı. Bitmedi sürüklenerek polis aracının
paspasına yatırıldı. Bitmedi, ardından bir fezleke hazırlandı ve derhal
nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Sonuç: Fahri Topçu tutuklandı, yani o
şimdi hapis... Peki itham edildiği suçu mu soruyorsunuz? Devlet
büyüklerine hakaret... Evet bu şekilde Tayyip Erdoğan kendi
memleketinde hemşerisini hapse attıran Başbakan olarak da tarihe geçmiş
oldu...
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz