Ne olur, biraz huzur ver Tayyip Bey!
1 sayfadaki 1 sayfası
Ne olur, biraz huzur ver Tayyip Bey!
Biliyorum çok zordasın!
Telaşın ötesinde panik halindesin! İktidardan düştüğün gün Yüce Divan’a gideceğinden eminsin!
Ama öte yandan her geçen gün partinin inişini de gözlemliyorsun!
Öyle ki tantanalarla start verdiğin Anayasa değişikliği teşebbüsünde aniden frene bastın!
Korktun, çünkü yaptırdığın iki ayrı araştırmadan da referandumda hüsrana uğrayacağını gördün!
Kürt açılımı diye bir işe giriştin, her şeyi tarumar ettin!
Açılım var mı yok mu, nedir ne değildir bilen yok!
Ne Musa’ya yaranabildin ne İsa’ya!
K.Irak’da bağımsız Kürdistan resmen ilan edildi edilecek umursamıyorsun!
Kerkük göz göre göre Kürtlere peşkeş çekiliyor, seyrediyorsun!
Ermenistan işi ayrı bir garabet!
Durduk yerde başımıza bir protokol tehdidini çıkardın ve Türkiye’yi riske ettin!
Azeri kardeşlerimiz haklı olarak feveran ediyor, duymuyorsun!
Senelerce Avrupa Birliği’ni istismar ettin artık o deniz de bitti!
Kıbrıs’daki barış şovunun da tiyatro olduğu ortaya çıktı!
Keza durduk yerde Hamasçılığa soyundun!
PKK’ya göstermediğin tepkiyi Hamas bağlamında gösterdin!
Görülüyor ki dış ilişkilerde her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdın!
Dışarısı öyle de içerisi iyi mi sanki!
O daha bir felaket!
Açlık sınırındaki insan sayısı milyonları aştı!
İşsizlik bütün dünyanın rekorunu kırdı!
Kreapsiyon yani yolsuzluk dillerde!
Oğullardan biri gemi diğeri pırlanta dükkanına sahip olurken, namuslu ev kadınları ilk defa bu dönemde geçinmek için vücudunu satar oldu!
Bütçe açıklarında yüzyılın rekoru kırıldı!
Ekonomik daralma ya da küçülmede yine şampiyon olundu!
Bütün Cumhuriyet dönemindeki borçlanmadan fazla borçlanma yapılmasına ve 30 milyar dolarlık özelleştirmeye rağmen 5 milyar dolarlık duble yolun dışında tek bir yatırım yok. Borçlanılan onlarca milyar doların nereye harcandığı
belli değil!
İhracat gerilerken ithalat 250 milyar dolara yaklaşıyor!
Türkiye üretmeden borçla yaşayan ülke konumuna girdi!
Evet sayenizde Türkiye’nin geldiği nokta budur ve bunun için paniktesin!
Bir ara AB masalı, bir ara türban, bir ara İmam Hatip, bir ara Ergenekon’la kamuoyunu meşgul edip bu görüntünün üstünü örttün!
Bitmedi, uzun bir dönem de darbe istismarları ve TSK taarruzları ile işi
götürdün!
Hayır hayır, pek çok şeyde olduğu gibi darbe konusunda asla samimi değildin, çünkü sen darbe yapanları görmezden gelirken, güya darbe yapmak isteyenlerin üstüne gittin!
Güya diyorum, çünkü apoletlilere, istismar etmene rağmen dokunamadın ve içeri almadın. İşte muhtırayı ben verdim diyen Yaşar Büyükanıt ile günlüklerin sahibi Özden Örnek örnekleri ortada.
Şimdi bütün bu istismar konuları tükenince ve ahali artık bu gibi konulara prim vermemeye başlayınca önceki akşam TBMM’de yaptığın gibi işi sataşmalara ve taşkınlıklara götürmeye başladın! Soruyorum bir Başbakan, Meclisi birbirine katar mı?
Bütün bunlar gösteriyor ki hakikaten zorda ve paniktesin, dahası bunu saklayamıyorsun!
İyi de Tayyip Bey sen bu ülkenin Başbakanı yani kağıt üzerinde en bilge kişisisin ki insanlar sana oy verdi. Senin toplumu germen değil sevmen ve birleştirmen gerekiyor. Oysa sen istisnasız her gün insanları kamplaştırıyor, cepheliştiriyor ve hasım hale getiriyorsun!
Ne olur Tayyip Bey biraz huzur ver artık bu ülkeye!
Herkesi çok yordun yeter artık!
PANİK...
Baskın, Arınç’a yakıştı!
Bülent Arınç’ın, Meclisi yöneten Güldal Mumcu’nun odasını basması çirkinliğin ötesinde skandaldır ve AKP’nin zihniyetini gözler önüne seren son belgedir. Tayyip Bey’den sonra Bülent Arınç da aynı yolu izleyerek Meclis grup başkanvekilinin odasını basabiliyor ve tehditler savurabiliyor. Arınç dediğiniz isim TBMM Başkanlığı yapmadı mı? Yaptı ise böyle bir şeye nasıl tevessül eder?.. Başkanvekili yanlı oturum yönetiyorsa buna itirazın yolları iç tüzük hükümlerinde bellidir ve başkanın tutumu genel kurulda gündeme getirilir ve yapılan oylama ile bedel çıkarılır.. Bunu en iyi bilmesi gereken kişi TBMM’de başkanlık yapan Arınç değil mi? Ne yani oturumu yönetenin tutumu AKP lehinde olmazsa önüne gelen TBMM Başkanlığını mı basacak? Mehmet Ali Şahin bütün bunları görmüyor mü? Görüyorsa TBMM’nin şerefini niçin korumuyor ve başkanlığına neden sahip çıkmıyor? Görüyorsunuz AKP’de panik şımarıklıkla bütünleştiğinde neler oluyor?
KARARTMA...
Deniz Feneri iddianamesi nerede?
Deniz Baykal soruyor, Öcalan’ın iddianamesi bile bu kadar uzun süre almazken Deniz Feneri iddianamesi hâlâ niçin yok!.. Haksız mı? Vallahi değil.. Gerçekten de Deniz Feneri bağlamında acaip bir karartma ve körlük var. Efendim yayın yasağı var.. İyi de aynı şey Ergenekon için yok mu? Elbette var ama orada yasağı takan yok zira Ergenekon’dan iktidarın siyasi beklentisi var. Deniz Feneri ise tam tersi olduğu için ilgili savcılara sakın sızdırmayın baskıları yapılıyor. Tabii Deniz Feneri iddianamesi ortaya çıkınca haliyle pek çok şey tartışılacak ve zekat hırsızlığı yeniden gündemde olacak ve bu durum da AKP’yi çıldırtıyor
PATİNAJ...
Tayyip Bey’e peygamber dedi, ödüllendirildi!
Adı İsmail Hakkı Eser. AKP yöneticisi. Tayyip Bey’e peygamber benzetmesi yapan kişi. Yok yok olay yakıştırma falan değil, dün MHP’li Oktay Vural bu şahsın bu sözlerini banttan dinletti yani beyan gerçek... Peki hal bu iken AKP ve Erdoğan bu densize geçmişte nasıl bir ceza mı kesti? Ceza ne kelime, adamı ödüllendirdi ve belediye meclisine aday yaptı.. Demek ki bu benzetme AKP’lilerin hoşuna gitmiş! Evet ayinesi işse kişinin tablo ortadadır. AKP yönetimi Erdoğan’a ikinci peygamber diyen bu ismi hemen partiden kovacağına ya da uyaracağına taltif etmiştir. Konu MHP tarafından Meclis’e taşınınca da Erdoğan, “Benim başkanım böyle bir ifade kullanmış olabilir, ifade doğru değil. ’Peygamber’ifadesi kullanan bu arkadaşı görevden alın talimatı verdim. Benim partimde bu şekilde bir arkadaş barınamaz” diyerek şimdi patinaj yapıyor. AKP bu olayda kıvırmasın, suçüstü olmuştur.
Telaşın ötesinde panik halindesin! İktidardan düştüğün gün Yüce Divan’a gideceğinden eminsin!
Ama öte yandan her geçen gün partinin inişini de gözlemliyorsun!
Öyle ki tantanalarla start verdiğin Anayasa değişikliği teşebbüsünde aniden frene bastın!
Korktun, çünkü yaptırdığın iki ayrı araştırmadan da referandumda hüsrana uğrayacağını gördün!
Kürt açılımı diye bir işe giriştin, her şeyi tarumar ettin!
Açılım var mı yok mu, nedir ne değildir bilen yok!
Ne Musa’ya yaranabildin ne İsa’ya!
K.Irak’da bağımsız Kürdistan resmen ilan edildi edilecek umursamıyorsun!
Kerkük göz göre göre Kürtlere peşkeş çekiliyor, seyrediyorsun!
Ermenistan işi ayrı bir garabet!
Durduk yerde başımıza bir protokol tehdidini çıkardın ve Türkiye’yi riske ettin!
Azeri kardeşlerimiz haklı olarak feveran ediyor, duymuyorsun!
Senelerce Avrupa Birliği’ni istismar ettin artık o deniz de bitti!
Kıbrıs’daki barış şovunun da tiyatro olduğu ortaya çıktı!
Keza durduk yerde Hamasçılığa soyundun!
PKK’ya göstermediğin tepkiyi Hamas bağlamında gösterdin!
Görülüyor ki dış ilişkilerde her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdın!
Dışarısı öyle de içerisi iyi mi sanki!
O daha bir felaket!
Açlık sınırındaki insan sayısı milyonları aştı!
İşsizlik bütün dünyanın rekorunu kırdı!
Kreapsiyon yani yolsuzluk dillerde!
Oğullardan biri gemi diğeri pırlanta dükkanına sahip olurken, namuslu ev kadınları ilk defa bu dönemde geçinmek için vücudunu satar oldu!
Bütçe açıklarında yüzyılın rekoru kırıldı!
Ekonomik daralma ya da küçülmede yine şampiyon olundu!
Bütün Cumhuriyet dönemindeki borçlanmadan fazla borçlanma yapılmasına ve 30 milyar dolarlık özelleştirmeye rağmen 5 milyar dolarlık duble yolun dışında tek bir yatırım yok. Borçlanılan onlarca milyar doların nereye harcandığı
belli değil!
İhracat gerilerken ithalat 250 milyar dolara yaklaşıyor!
Türkiye üretmeden borçla yaşayan ülke konumuna girdi!
Evet sayenizde Türkiye’nin geldiği nokta budur ve bunun için paniktesin!
Bir ara AB masalı, bir ara türban, bir ara İmam Hatip, bir ara Ergenekon’la kamuoyunu meşgul edip bu görüntünün üstünü örttün!
Bitmedi, uzun bir dönem de darbe istismarları ve TSK taarruzları ile işi
götürdün!
Hayır hayır, pek çok şeyde olduğu gibi darbe konusunda asla samimi değildin, çünkü sen darbe yapanları görmezden gelirken, güya darbe yapmak isteyenlerin üstüne gittin!
Güya diyorum, çünkü apoletlilere, istismar etmene rağmen dokunamadın ve içeri almadın. İşte muhtırayı ben verdim diyen Yaşar Büyükanıt ile günlüklerin sahibi Özden Örnek örnekleri ortada.
Şimdi bütün bu istismar konuları tükenince ve ahali artık bu gibi konulara prim vermemeye başlayınca önceki akşam TBMM’de yaptığın gibi işi sataşmalara ve taşkınlıklara götürmeye başladın! Soruyorum bir Başbakan, Meclisi birbirine katar mı?
Bütün bunlar gösteriyor ki hakikaten zorda ve paniktesin, dahası bunu saklayamıyorsun!
İyi de Tayyip Bey sen bu ülkenin Başbakanı yani kağıt üzerinde en bilge kişisisin ki insanlar sana oy verdi. Senin toplumu germen değil sevmen ve birleştirmen gerekiyor. Oysa sen istisnasız her gün insanları kamplaştırıyor, cepheliştiriyor ve hasım hale getiriyorsun!
Ne olur Tayyip Bey biraz huzur ver artık bu ülkeye!
Herkesi çok yordun yeter artık!
PANİK...
Baskın, Arınç’a yakıştı!
Bülent Arınç’ın, Meclisi yöneten Güldal Mumcu’nun odasını basması çirkinliğin ötesinde skandaldır ve AKP’nin zihniyetini gözler önüne seren son belgedir. Tayyip Bey’den sonra Bülent Arınç da aynı yolu izleyerek Meclis grup başkanvekilinin odasını basabiliyor ve tehditler savurabiliyor. Arınç dediğiniz isim TBMM Başkanlığı yapmadı mı? Yaptı ise böyle bir şeye nasıl tevessül eder?.. Başkanvekili yanlı oturum yönetiyorsa buna itirazın yolları iç tüzük hükümlerinde bellidir ve başkanın tutumu genel kurulda gündeme getirilir ve yapılan oylama ile bedel çıkarılır.. Bunu en iyi bilmesi gereken kişi TBMM’de başkanlık yapan Arınç değil mi? Ne yani oturumu yönetenin tutumu AKP lehinde olmazsa önüne gelen TBMM Başkanlığını mı basacak? Mehmet Ali Şahin bütün bunları görmüyor mü? Görüyorsa TBMM’nin şerefini niçin korumuyor ve başkanlığına neden sahip çıkmıyor? Görüyorsunuz AKP’de panik şımarıklıkla bütünleştiğinde neler oluyor?
KARARTMA...
Deniz Feneri iddianamesi nerede?
Deniz Baykal soruyor, Öcalan’ın iddianamesi bile bu kadar uzun süre almazken Deniz Feneri iddianamesi hâlâ niçin yok!.. Haksız mı? Vallahi değil.. Gerçekten de Deniz Feneri bağlamında acaip bir karartma ve körlük var. Efendim yayın yasağı var.. İyi de aynı şey Ergenekon için yok mu? Elbette var ama orada yasağı takan yok zira Ergenekon’dan iktidarın siyasi beklentisi var. Deniz Feneri ise tam tersi olduğu için ilgili savcılara sakın sızdırmayın baskıları yapılıyor. Tabii Deniz Feneri iddianamesi ortaya çıkınca haliyle pek çok şey tartışılacak ve zekat hırsızlığı yeniden gündemde olacak ve bu durum da AKP’yi çıldırtıyor
PATİNAJ...
Tayyip Bey’e peygamber dedi, ödüllendirildi!
Adı İsmail Hakkı Eser. AKP yöneticisi. Tayyip Bey’e peygamber benzetmesi yapan kişi. Yok yok olay yakıştırma falan değil, dün MHP’li Oktay Vural bu şahsın bu sözlerini banttan dinletti yani beyan gerçek... Peki hal bu iken AKP ve Erdoğan bu densize geçmişte nasıl bir ceza mı kesti? Ceza ne kelime, adamı ödüllendirdi ve belediye meclisine aday yaptı.. Demek ki bu benzetme AKP’lilerin hoşuna gitmiş! Evet ayinesi işse kişinin tablo ortadadır. AKP yönetimi Erdoğan’a ikinci peygamber diyen bu ismi hemen partiden kovacağına ya da uyaracağına taltif etmiştir. Konu MHP tarafından Meclis’e taşınınca da Erdoğan, “Benim başkanım böyle bir ifade kullanmış olabilir, ifade doğru değil. ’Peygamber’ifadesi kullanan bu arkadaşı görevden alın talimatı verdim. Benim partimde bu şekilde bir arkadaş barınamaz” diyerek şimdi patinaj yapıyor. AKP bu olayda kıvırmasın, suçüstü olmuştur.
Sebahattin ÖNKİBAR- ALTIN ÜYE
-
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz