DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hangi Bayram günleri ?

Aşağa gitmek

Hangi Bayram günleri ? Empty Hangi Bayram günleri ?

Mesaj tarafından Yüksel Cavlak 2009-12-01, 08:01

Hangi Bayram günleri ?

27 Kasım tarihli takvim yaprağında bayram günlerini anlatılıyor. Takvimde iki tarih göze çarpıyor; birincisi en üstte 10 ZİL-HİCCE 1430, altta ise 27 Kasım 2009.
Birlikte okuyalım, bayram günlerini:
1. “ Müslümanlar bayram günlerine ayrı bir önem verirler. Zira bu günler, günahların affedildiği, birlik ve beraberlik duygularının pekiştirdirildiği, yoksulların sevindirildiği günler olması bakımından sevinç ve neşe kaynağıdır.”
2. “Bu günlerde ana, baba, hoca akraba, arkadaş ve komşu ziyaretleri yapılır. Salih olan akraba ziyareti lazımdır....bayram günlerinde herkes temiz giyinir. Çocuklara yeni elbilseler alınır. Fakir öksüz ve yetimler sevindirilir...”
3. “İslam büyükleri, bir Müslümanın Allahü tealanın emirlerine uyup, yasaklardan sakınarak, günah işlemeden, haram lokma yemeden geçirdiği günleri de bayram kabul etmişlerdir.”
4. “Müslümanın ruhunu teslim edeceği zaman rahmet meleklerini, cennetteki nimetleri görüp, onları görmenin zevkiyle can verme vakti de, Müslümanın bayramı olduğu bildirilmiştir.”
- Herhalde bu bayram günleri, yüzyıllar öncesi veya bundan yarım yüzyıl öncesindeki bayram günleri için geçerli olmalıdır. Yaşını başını almış insanlar, şimdiki ve geçmişteki bayram günlerini hatırlayarak karşılaştırma yaptıklarında hayretler içinde kalacaklardır. Oh ne güzel ! Bütün yıl yapacağını yap, insanlara eziyet çektir, ondan sonra da günahlardan kurtulmak için bayramı bekle !...Bu işi kavramış olanlar da zaten böyle yapmıyorlar mı ? Sen bütün yıl boyunca, birlik beraberlik yerine, didişe bildiğin kadar didiş, yoksulu ezip suyunu çıkar, bayram da birlik ol ve yoksulu okşa, kucakla ! Oh ne ala !...
- Bayram ziyaretleri ile şimdiki ziyaretler arasında dağlar kadar fark vardır. 50-60 yıl öncesine ailenin aile, komşunun komşu, bayramın bayram olduğu günlere dönelim; bayram sabahı, bayram namazına gidenler gider, gitmeyenler de evde bayramlaşma hazırlığı yaparlardı. Hatırlıyorum, ilk önce evde annemin ve babamın elini öpüp kahvaltıya otururduk. Çevremize bulunan komşuların bayramını kutlamak için, mahallenin en yaşlı olan komuşu ile ziyarete başlanır, yaşlıların ellerinden öpülür, ikram edilen bayram şekeri yenilip, kısa bir sohbetten sonra, sıradaki komşunun bayramını kutlamak için oradan ayrılırdık. Komşu turu atıldıktan sonra, bu kez de onlar bize ziyarete gelirlerdi. Ve böylece çevredeki komşularla bayramlaşmış, ailece görevimizi yapmış olurduk.
- Kimsenin aklına, “bayramlaşalım da yıllık günahları silelim” diye bir düşünce gelmezdi. Zamanımızda günah işlemeyen, haram lokma yemeyen insanlar o kadar çok az ki, iki eldeki parmak sayısı kadar bile değil ! O zaman geri kalan çoğunluğun bayramlaşması ne işe yaracak ? Bayramlaşsan da, bayramlaşmasan da, sonuç aynı.Tabi en iyisi, günahlarla yüklü olan birisi, bayramlaşmasın daha olur bence... Türkiye`de yaşayan toplumun yüzde 99`ü Müslüman olduğuna göre, ya açlık sınırının altında veya biraz üstünde yaşadığına göre, nasıl olacak da temiz elbiseler giyebilecek, çocuklarını giydirecek. ? Nasıl olacak da, bu fakir haliyle, yoksulu, yetimi fakiri sevindirecek ? Zaten kendisi fakir, hem de pek fakir !... Eskiden insanlar fakirdiler, ama şimdiki gibi açlık sınırının altında yaşamıyordu. Kurban Bayramı geldiğinde, karınca kararınca, kendi kesesine uygun bir koç satın alıyordu. Kesilen etin de büyük kısmı, gerçek fakirlere, dağıtılıyordu. Şimdi öyl mi ? Koçu küçük görüp, deve, manta bile bazılarına küçük baş hayvan gibi görülüyor ! Kurban eti nereye gidiyor ? Büyük bir bölümü, kişinin buz dolabına...
- Valla şimdiye kadar kimse, son nefesinden önce sessizce “Ben cenneti, melekleri görüyorum” dediğini duymadık. Peki, o zaman o an nasıl Müslümanın bayramı olarak ?
Görüldüğü gibi, yazılanlar gerçeklerle örtüşmüyor. Bir zamanlar bir kişinin çalışıp, bütün bir aileyi geçindirdiği bir dönemde yukarıda anlatılan bir şekilde, gönül rahatlığı içinde bayramlaşmak bir anlam kazanıyordu. Bir de şu gerçeği unutmayalım: Birincisi, fakirliğin, işsizliğin, açlığın kol gezdiği bir ülkede, insanlar bayramlaşmaya gelecek olanlara bayram şekeri veya çikolota ikram edecek durumda olmadıklarından, sabahın erken saatlerinden itibaren evden uzaklaşıyorlar. İkincisi, bazıları, daha doğrusu para sıkıntısı çekmeyenler, bir gün önceden ya yurtiçin ya da yurtdışı tatile giderek bayramını ailelerinden uzak kutluyorlar. Üçüncüsü ise, ki çok önemlidir; hısım akrabayla, birkaç kilometre uzaklıktan cep telefonu iie bayramlaşmaktır. Acaba bunu yapanlar da günahlarından kurtuluyolar mı ? Bilmekte fayda vardır.
O zaman bayram günlerini topluma anlatırken, gerçekçi olmak ve her şeyi birbiriyle karıştırıp toplumun kafasını karıştırmamak sevpların en güzelidir.

Dr. Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak
Yüksel Cavlak
YAKUT ÜYE
YAKUT ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 370
Yaş : 89
ŞEHİR : Recklinghausen
Meslek : doktor
Öğrenim Durumu : üniversite
Aldığı Teşekkür : 485
Kayıt tarihi : 16/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz