DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Sayın Bakan Dinçer bu sözleriniz çok vahşice

Aşağa gitmek

Sayın Bakan Dinçer bu sözleriniz çok vahşice Empty Sayın Bakan Dinçer bu sözleriniz çok vahşice

Mesaj tarafından Can ATAKLI 2010-01-03, 12:05

Sayın Ömer Dinçer; yılın ilk günü ekranların karşısına geçip basın toplantısı yaptınız. Pek çok kişi yılbaşı gecesinin mahmurluğu ile söylediklerinizi dinlemeye çalıştı.

Emekliler salı günü verilecek “zam müjdesi” ile yeni yıla “ferahlamış” olarak girmişlerdir belki. TEKEL işçileri ise herhalde sizi ibretle dinlediler.

Ancak gördüğüm kadarıyla bazı sözleriniz hiç ilgi görmemiş. Çoğu gazetede konuşmanızın içindeki bir bölüm nedense hiç yer almamış.

Sayın Bakan; diyorsunuz ki, “TEKEL işçisinin aldığı paraya çalışacak yüz binlerce insan var sokakta.”

Bir bakanın ağzına bu kadar “vahşi” bir söz yakışıyor mu Allah aşkına?

Elbette sokakta gezen milyonlarca işsiz var. Ve bu işsizlerin büyük bölümü bırakın TEKEL işçisinin aldığı parayı, yarısına bile razı.

40 kişilik kadro, 600-700 liralık maaş için on binlerce insanın kuyruklarda birbirini ezdiği bir ülkeyiz ne yazık ki.

İyi de, bunda sizin hiç mi payınız yok Sayın Bakan? 7 yıldır ekonominin ne kadar iyi olduğunu anlatıyor hükümetiniz, Başbakanımız dünyayı kasıp kavuran ekonomik krizin bizi teğet geçtiğini söylüyor ama bu nasıl teğetse mabadımızdaki acı bir türlü dinmek bilmiyor.

Gelelim tekrar konumuza. Hakkını arayan işçilere “Şükredin halinize, millet bunu bile bulamıyor” diyen patronlar da var. Zamanında onları da ağır dille eleştirmiştim.

Onlar patrondu sonuçta, kârlarını düşüneceklerdi ve sizin yarattığınız ekonomik sıkıntıdan da yararlanmak istiyorlardı. Ama açıkçası bunun bir bakanın ağzından çıkacağını hiç beklemiyordum.

Sayın Bakan; siz patronlar gibi kârınızı düşünecek ya da şikâyet edecek makamda oturmuyorsunuz. Bu halk sizi şikâyet etmeniz ya da işsizleri sömürmeniz için değil, sorunları çözmeniz için seçti. Oysa siz en kolayına kaçıp, vicdanları zorlayan bir açıklama ile işin içinden sıyrılmaya çalışıyorsunuz.



***


Aydın’dan fıkralar

Okurlardan Erhan Tığlı demiş ki “Hep Yıldırım Tuna’dan fıkralar yazıyorsunuz. Hepsi çok güzel de bizim Aydın yöresinin de güzel esprileri ve fıkraları vardır.”

Sonra da bir demet Aydın fıkrası göndermiş. Bu hafta Tığlı’dan gelen Aydın fıkralarını paylaşmak istedim sizlerle:

EŞEK DEMEYE GELMİŞ: Eski devirde her iş eşekle görülürdü. Espriler bile eşek üzerinden yapılırdı. Kahvede oturanlar havaya bakarak bir hava tahmini yaptılar. Eski kulağı kesiklerden Ali Çavuş, “Bulutlara bakın. Eğer bulutlar gidiyorsa Aydın’a, git işine kaydına, gidiyorlarsa Şam’a çek eşeğini dama” dedi. Bu sırada yaşlı bir kadın Ali Çavuş’u çağırttı. “Ben sene eşek demeye geldim” dedi. Ali Çavuş onun kendisinden eşeğini istediğini anladı ama anlamazlıktan geldi. “Koskoca kahvede benden başka eşek diyecek kimse bulamadın mı?” diye sordu.

Kadın boynunu büktü: “İçlerinde senden başka tanıdığım kimse yok yavrum. Ben sene eşek demeyeyim de kime diyeyim?” diye cevapladı.


***

ATÇALI KEL MEHMET: Bir zamanların ünlü efesi Atçalı Kel Mehmet dağda gezerken bir çeşmenin boşa aktığını görür ve hayvanların içmeleri için bir tekne yaptırır. Yanındaki mollalardan birine, “Benim yaptırdığım belli olsun. Şuraya bir tarih düşür bakalım” der. Molla düşünür taşınır ve şunları yazar:

“Su elin, çeşme elin, tekne Atçalı Kel’in”

Not: Bu fıkra bana nedense her şeyi kendilerinin yaptığını sanan politikacıları anımsatıyor...


***

EŞEĞİN SEÇİMİ: Ali Molla çok hoşsohbet bir adamdı. Kahvede otururken herkesin politikacılardan dert yandığını duyunca, “Bakın size bir şey anlatayım” diyerek ekledi: “Ben eşeğimle buraya gelirken bizimki durup hayvan pisliklerini koklamaya başladı. Ben de kokladıklarını heybeye doldurup önüne koydum. Ye hadi dedim.”

“Eşek hiç hayvan pisliği yer mi be!” diye güldüler. Ali Molla acı bir gülüşle şöyle dedi: “Madem yemeyecekti niye seçti, madem seçti, niye yemiyor?”


***

EKŞİDİR ALMA: Eskiden mahallelerde yoğurtçular olurdu. Bir yoğurtçu sırtında taşıdığı yoğurtları “Tatlı yoğurt!” diye satmaya başlamıştı ki, karşıdan “Ekşidir alma!” diye bağıran bir elma satıcısı gelmeye başladı. Yoğurtçu “Tatlı yoğurt” dedikçe elmacı “Ekşidir alma!” diye karşılık veriyordu. Yoğurtçu onun yoğurduna ekşi dediğini sanıp kızdı ve üstüne yürüdü. Zor ayırdılar. Elma satıcısı ekşi elma sattığını anlatıncaya kadar epey dayak yedi.



***


‘Bir de onunla...’

Pazar olur da Yıldırım Tuna’sız olur mu? Ama bu hafta sadece bir tane...

Fakir bir adam kasabanın birinde trenden inmiş. Geceyi geçirecek yer ararken karşısına tabelasında “GEORGE ve EJDERHA” yazan bir ev çıkmış. Evin önünde durup zili çalmış, kapıyı açan kadına “Afedersiniz” demiş, “Uzun bir yoldan geliyorum, inanın 3 gündür yemek yemedim... Acaba bana...” cümlesini bitiremeden “Seni sefil gereksiz yaratık. Kaybol!” diye bağırmış suratsız kadın ve evin kapısını adamın yüzüne adeta çarparak kapatmış. Adam tekrar çalmış kapıyı, kadın daha bir şey söyleyemeden “Tekrar afedersiniz..” demiş, “Mümkünse bi de ‘George’ ile görüşsem!..”



***


Demokrasi anlayışı

Her gün gelen mesajların yanı sıra bir de Vatan’ın internet sayfasındaki yazılarımızın altına yorumlarını yazan okurlar var. Elbette bunlara da her gün bakıyorum.

Önceki gün yazımın altındaki bir okur yorumu çok ilginçti. Yazılarımı internetten izleyenler belki okumuşlardır ama ben bütün okurlar için bunu paylaşmak istedim.

Şöyle diyor okurum: “Demokrasi güzel de bunların anladığı demokrasi şöyle... Asker kışlada otursun. Sendikacı binadan çıkmasın. Gazeteci haftada bir yazsın. Yazarken eleştirmesin. Öğrenci sınıfta otursun. Öğretim üyesi odasından çıkmasın. İşçi-memur hakkını aramasın. Meydanlara dolmasın. Muhalefet Meclis’ten dışarı çıkmasın. Çıkarsa eleştiri yapmasın.”

Birkaç cümlede bu kadar güzel anlatılır.



***


Yüzde 10 indirim

Los Angeles’ten Murat Garip göndermiş: Yıl 2000. Turizm rehberliği öğrencileri olarak Türkiye turunda Trabzon’dayız. Orta halli lokantaya girdik. Kasada oturan adama 30 kişi olduğumuzu, bize yüzde 10 indirim yapıp yapamayacağını sorduk. Adam hesap makinesini aldı, 2 dakika durdu düşündü, bir şeyler toplayıp çıkardı ve “Topluca yapmam ama teker teker derseniz olur” dedi.

Yahu ikisi aynı şey dedik ama kabul etmedi bir türlü. Çünkü toplu hesaptan düşülecek indirim gözüne çok gelmiş. Tek tek olunca sanki az indirim yaptığını sanmış.
Can ATAKLI
Can ATAKLI
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz