DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kimseyi beğenmemek olmaz

Aşağa gitmek

Kimseyi beğenmemek olmaz Empty Kimseyi beğenmemek olmaz

Mesaj tarafından Can ATAKLI 2010-01-14, 11:45

İki gündür merkezde bir birleşme sağlanması gerektiğini, bunun da DP çatısı altında gerçekleşebileceğini yazmaya çalışıyorum. Bugün de sizlere, olayın bambaşka bir yönünü aktarmak istiyorum. Bu konu belki de siyasi çekişmelerimizin temelini oluşturuyor.

DP’nin merkezde bir çatı olduğunu belirttikten sonra kamuoyunda adı geçen bazı isimleri sıralamıştım.

İşte sorun burada başlıyor. Kimsenin kimseyi beğenmemesi hastalığı bu olayda da ortaya çıktı. Kimin adı geçtiyse mutlaka arayan biri “Olmaz, o söylediğin isimden hayır gelmez” dedi. Birincisi kim olursa olsun, adı geçen herkes ama siyasette, ama ekonomide, ama yönetimde bugüne kadar başarılı görevlerde bulunmuş, değerlerini kanıtlamış kişiler.

İkincisi, adı geçen isimlerin hiçbiri ille de bu göreve getirilecek diye bir konu da yok ortada. Buna elbette Demokrat Partililer karar verecektir. Benim dikkatimi çeken nokta, isim ne olursa olsun “yıpratmaya” veya hemen “karşı çıkmaya” hazır bir kesimin olması. Ve belki de bu yüzden siyasette hizmet verebilecek nice kaliteli, çalışkan, namuslu isim ortaya çıkmaktan korkuyor. Çünkü elini taşın altına koymaya kalkanlar hiç beklemedikleri anda ve belki kendilerinin bile unuttuğu hatalarıyla sergilenmeye başlanıyor ki, çoğu “lanet edip” kaçıyor anında.

Oysa siyasette ilk aklımıza gelen şey “adam yeme” değil “kazanma” olmalı. Adı geçen herkes elbette lider olamaz, ama bu toplumun iş yapabilen, dürüst, yetenekli insanlara ihtiyacı var. Bunu da köreltmemek gerek.




***


Ölenler neden öldü?

Avrupa Birliği “domuz gribinin” tamamen yalan olabileceği yolunda bir karara imza attı. Özeti şu: “Domuz gribi bazı ilaç firmalarının aşı satabilmesi için ortaya atıldı ve panik yaratıldı.”

Türkiye’de Sağlık Bakanlığı domuz gribini çok ciddiye almış ve çok önemli önlemler almıştı. Yazılarımı okuyanlar hatırlar, Bakanlığı bu kadar hızlı hareket ettiği için kutlamıştım daha önce. Elbette o zamanki resmi açıklamalara inanmış ve tehlikeye karşı uyarmak için üzerimize düşeni yapmıştık.

Ancak işin sihrini önce Başbakan Erdoğan bozmuştu. Aşı olmayacağını söyleyen Erdoğan bakanı da azarlamıştı. Yine o tarihlerde Başbakan’ın bir şey bilip bilmediğini sormuş ve bu durumda bakanın da istifa etmesi gerektiğini söylemiştim.

Hiçbiri olmadı. Geldik bugüne. Domuz gribi galiba sahte çıktı.

İyi de, bugüne kadar domuz gribinden öldüğü söylenenler aslında neden öldü acaba? Her gün ölenlerin sayısı artıyordu. Sonra bir anda “artık ölenler açıklanmayacak” denildi. Herhalde o sırada içine düşülen tuzak fark edilmeye başlanmıştı.

Şimdi Başbakan sanki haklı çıkmış edasıyla “Biz zaten tavrımızı ortaya koymuştuk” diyor gülerek. Ama hâlâ hangi gerekçeyle aşı olmadığını söylemeye ise hiç yanaşmıyor.

Sayın Sağlık Bakanı Recep Akdağ hâlâ yerinde oturmayı düşünüyor mu acaba?



***


Gençler ortalıkta yok

Geçen hafta sonunu İzmir’de geçirdim. Cumartesi sabah gittim, pazar akşamı da döndüm. İzmir Cumhuriyet Okurları beni bir konuşma yapmak için davet etmişti. CUMOK temsilcileri ayrıca her hafta bir belediyede “Halk Meydanı” düzenliyormuş, gelmişken ona da katılmamı istediler.

Ben gidince iki ayrı belediyede organizasyon yapmışlar. Biri Karabağ, İzmir’in yeni kurulan ilçesi, diğeri de Bornova.

Pazar sabahı da Hasan Sağlam Öğretmenevi’nde hayli kalabalık bir Cumhuriyet Okuru grubuna Cumhuriyet’ten bu yana siyasi gelişmeleri ve darbeleri kendi yorumumla anlatmaya çalıştım.

Açıkçası İzmir’de çok mutlu ve keyifli iki gün geçirdim. İnsanların umutlarını, heyecanlarını, kuşkularını ve hatta umutsuzluklarını birebir gördüm, yaşadım.

Ancak bir nokta çok dikkatimi çekti, ki bunu hemen her yerde fark ediyorum. O da bu tür toplantılarda gençlerin pek olmaması. Katılanların “yaşlılar” olduğunu söylemiyorum ama 20’li 30’lu yaşlarda gençler neredeyse yok denecek kadar az.

Belli ki yaşı biraz daha ilerlemiş, eli bir iş tutmuş ya da emekli olmuş kesimler Türkiye’nin içine düşürüldüğü tehlikeden daha fazla endişe ediyor.

Peki gençler? Gözlediğim kadarıyla onlar olan bitenin pek farkında değil. 12 Eylül rejiminin yarattığı apolitik ortama, köşe dönmeci, bireysellikten ziyade egoist yaşama ayak uydurmuşlar. SMS mesajı uzunluğundaki haber ya da bilgilerle her şeyi öğrendiklerini sanıyorlar.

Bu çok üzücü.


***


Ben bakan olsam utanırdım

Birkaç gün geçti gerçi ama mutlaka yazmak gerektiğine inanıyorum. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde bir tören vardı. Eski mezunlara ödül verildi. Törene Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ile Devlet Bakanları Mehmet Aydın ve Selma Aliye Kavaf davetliydi.

Ancak AKP’li bakanlara karşı öğrencilerin son günlerde gösterdikleri tepkiden çekinen yöneticiler bir üniversitede akla bile gelmeyecek bir önleme başvurmuşlardı. Öğrenciler içeri sokulmamıştı. Sadece öğretim üyeleri ile bazı eski mezunlar alınmıştı. Ve ne gariptir ki, aralarında Kültür Bakanı’nın da bulunduğu üç bakan bu anormal duruma hiç tepki göstermedi. Kürsüye çıktılar, güleç yüzlerle konuştular. Hiçbirin aklına “Bu öğrenciler nerede, öğrencilerle ilgili bir toplantıya öğrenciler nasıl sokulmaz?” diye sormak gelmedi.

Belli ki protesto edilmektense öğrencisiz salona konuşmak işlerine gelmiş.

Bir an kendimi bir siyasetçi hatta bakan olarak hayal ettim. Böyle bir davranışta asla bulunamazdım. Haberim olmadan bu yapılmışsa da çok utanır sorumlulardan hesap sorardım.


***


Tekel Dayanışma Grubu bugün Cevizli’de

Günlerdir haklarını almak için direnişte olan Tekel işçilerine İstanbul’da bir destek ziyareti de bugün yapılıyor. Aralarında kadınların, sanatçıların, gazetecilerin, sendikacıların, oda temsilcilerinin olduğu Tekel Dayanışma Grubu bugün saat 12.30’da Kartal Cevizli İstasyonu’nun arkasındaki Tekel tesislerinde işçilerle buluşacak.

Dayanışma Grubu adına konuştuğum gazeteci Banu Avar, “Biz orada olacağız, ancak bütün halkımızı da bekliyoruz” dedi.


***


Başbakan, “IMF ile anlaşma olursa olur, olmazsa olmaz” demiş. “İstemem, yan cebime koy” demenin ekonomi literatüründeki karşılığı bu olsa gerek!

(Gani Yıldız)
Can ATAKLI
Can ATAKLI
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 158
Yaş : 68
ŞEHİR : Türkiye
Meslek : Gazeteci
Öğrenim Durumu : Yüksek
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 05/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz