Tespit doğru olabilir, ama çözüm yok

İnternette e- postama gelen, herhalde Dr. Yavuz Dedegil tarafından kaleme alınan bir yazı dikkatimi çekti. Başlık “AKP`ADD`yi kapatmak için bahane mi arıyor.” Fakat başlıkla yazının içeriğinin farklı olduğu görülüyor. Yazıda, daha çok AKP`nin halk oylamasından sonra çıkan sonuçlara göre neler yapacağı anlatılıyor. Birçok yazarın Silivri`ye gönderileceği, Ulusal Kanal`ın ve Aydınlık Dergisi`nin kapatılacağını ve bunun yanı sıra bazı partilerin de kapatılacağı anlatılıyor. Yazar, bunların birer hayal olmadığını, bir mantığın sonucu olduğunu ve bütün bunların, Hitler Almanya`sında yapılanlara tıpa tıp benzediğini ifade ediyor. Çözüm olarak da, bu sonuçları bilenlerin realist düşünmelerini tavsiye diyor.
Bana göre yapılan tespit çok ciddi ve hatta çok vahimdir. Halk, 12 Eylül`de gelmekte olan tehlikenin farkına varamadan “evet” dedi. Burada yalnız şunu da itiraf etmek zorundayız; cehalet, dinsel sömürü ve sadaka kültürü arasında sıkışıp kalmış olan topluma ne muhalefet partileri ne sivil toplum örgütleri yeteri kadar bilgi aktardılar. Bütün söylenenler kısır kaldı ve olanlar oldu...
Peki, “hayır”cıların karşısında kocaman bir “evet” varken, hayırlar bu yüzde 58`den ders çıkardılar mı? Üzülerek söyleyeyim ki, hiç bir ders çıkarmadılar. Geçen akşam HALK TV`de, hepimizin tanıdığı, maalesef adı aklımda kalmadı, hukukçu bir profesör şunları söyledi:
“Muhalefetin 13 Eylül`den sonra uyumaya ne hakkı ve lüksü vardır” Çok doğru bir söz! Seçime bir yıldan çok az bir zaman kalmışken, değil uyuma lüksü, bir saniye bile kaybette lüksü yoktur muhalefetin özellikle CHP`nin. Derhal bütün kadın ve gençlik kolları harekete geçirilmeli, Anadolu, köy köy, kasaba kasaba taranmalı, değişim adı altında hem kendilerinin hem de ülkenin nasıl bir değişime uğrayacağı, profesörün de dediği gibi, çok basit sözlerle anlatılmalıdır. Avrupa`da geçirilen her gün ülkenin aleyhinedir...
O halde çüzüm realist olmanın yanı sıra, cehalet- dini sömürü- sadaka kültürü arasında sıkıştırılmış Anadol halkının bilgilendirilmesi, bilgilendirilmesi gene de bilgilendirilmesidir.
Aksi takdirde Türkiye`nin 2011 seçimlerinden büyük bir hayal kırıklığı ile karşı karşıya kalması kaçınılmazdır.
APK`nin, ADD`ni kapatması konusuna gelince: İktidar ADD`ni neden kapatsın? ADD, kendi kendisini izole etmedi mi? ADD`lerin kapatılmaya hiç ihtiyaçları yoktur, çünkü onlar kendi kendilerini derneklerine kapattılar...

Dr. Yüksel Cavlak