Ergenekon’un soruşturma mı, yoksa hesaplaşma mı olduğu artık AKP’ye oy verenler tarafından bile tartışılıyor.
Öyle ya ortada dava ve itham, yani iddianame olmaksızın bir yılı aşkın süren tutuklamalı bir soruşturma Hitler’in Almanyası ve Saddam’ın Irak’ında bile görülmemiştir.
Dava üstünde yayın yasağı olduğu için ayrıntıya girmeyeceğiz, ama Ergenekon bu haliyle tartışılır hale gelmiş ve birilerinin başında kılıç sallandırma için yaratıldığı iddialarına zemin hazırlamıştır.
Dün yapılan operasyonlar ise birkaç bakımdan tahlile muhtaçtır.
Birincisi neden 1 Temmuz?
Mahkeme Emniyet’e iki gün önce bildirmesine rağmen polisin operasyon için özellikle
1Temmuz’u beklemesi Yargıtay Başsavcısı’nın 1Temmuz’da AKP için vereceği mütalaayı örtme ve gündem saptırma olarak yorumlanıyor, ki bu tez bize göre de doğrudur.
AKP ,Yargıtay Başsavcısı’nın AKP’yi kapattırma gerekçeleri ekranlarda dile gelmesin ve halk duymasın istemiştir. Bunun için gündem değiştirilerek dolaylı olarak örtü çekmiştir.
İkinci gerekçeyse 6 ay içinde yüzde 40’ları aşan elektrik ve doğal gaz zamlarının üstünün örtülmesi arzusudur.
Güncel olan bu gerekçelere AKP’nin teslim olmadığı ve müesses nizamla vuruştuğu imajı da ilave edilmelidir.
Evet dün yapılan operasyonun anlamı aslında AKP’nin kapatılacağına kesin olarak inandığı ve buna gösterdiği tepkidir. Yapılan yorumlara göre AKP seçmenin karşısına icraatlarıyla çıkamayacağı için hamasi gerekçeler icat
ediyor.
Yapılan operasyonun şekli boyutuna
gelince:
Bu ülkede devletin en mahrem sırlarına vakıf olan ve Jandarma Genel Komutanlığı ile ordu komutanlıkları yapmış olan orgenerallerin bu biçimde gözaltına alınmaları ve teşhir edilmeleri bühtandır.
Bu fotoğraf ceberrut devlet fotoğrafıdır ve öyle ya da böyle bir hesabı veya rövanşı çağrıştırmaktadır.
Diyecekler ki ortada suç var?
Hayır, ispatlanıncaya kadar kimseye suçlu diyemez ve o muameleyi yapamazsınız.
Sinan Aygün,Mustafa Balbay,Erol Mütercimler,Turan Çömez,Ufuk Büyükçelebi gibi gökkubbede hoş sedaları olan isimlerin bu şekilde teşhiri ayıp ötesidir.
Sorarım size bunlardan hangisi normal bir çağrıya hayır der ve ifade vermekten imtina eder? Belli ki amaç ifade vermeleri değil,teşhir edilmeleridir.
Anlayamadığım bir şey de Başbakan Erdoğan’ın Ergenekon Savcılığının basın sözcülüğüne soyunmasıdır:
Ne diyor Başbakan?
Efendim soruşturmanın artık sonuna geliniyormuş da ,bunlar kaçmasın diye gözaltına alınmışmış!
Yargı bağımsız değil mi,sen nereden biliyorsun bu işin sonuna gelindiğine?
Sadece bu fotoğraf ve Başbakan’ın bu beyanı bile bazı şeyleri anlatmıyor mu?
Gelelim Ankara fısıltılarına:
Ajitasyon yapmayacağım ama devlet bugün fiilen adeta iki parçadır. Müthiş bir enerji birikimi var. Endişem bu tablonun devlete ve millete bir maliyet getirmesidir.
Hayır, bazılarının beklentisinin aksine ’müesses nizam’dan bildiri türü bir çıkış
beklenmiyor.
Onlar sabır ve sükûnetle dava sonucunu bekliyor.
Ankara’da tansiyon dün ilk defa damarları patlatacak sınırlara yükseldi.
Allah(cc) bu millete ve devlete zeval vermesin. AKP’nin ülkeyi getirdiği yere bakar
mısınız?

Hadİ bakalIm
Abraham Başbakanlık’ta, yazsana Vakit!
Adı Abraham H. Foxman... ABD’nin en büyük Yahudi örgütü olan Anti Defamition Leagua (ADL)’nin direktörü.. Abraham bey gazeteci olarak benim Tayyip Erdoğan’la aramı açan ve onu bana düşman yapan isimdir.. Daha önce de yazdım, Abraham Foxman, AKP kurulurken Başbakan Erdoğan’la Cumhurbaşkanı Gül’ün gizlice buluşup desteklerini aldıkları Yahudi önderidir. 2001 yılında yapılan bu gizli görüşmeyi öğrenip o zaman Ankara temsilciliğini yaptığım Star gazetesinde yazınca ve Yılmaz Özdil ile Fatih Çekirge de bunu manşete koyunca kıyamet kopmuş ve Tayyip bey bizi o gün defterinden silmişti... İşte sevgili okurlar bu Abraham Foxman, heyetiyle beraber önceki gün Ankara’da Başbakan Erdoğan’ın konuğuydu.. Cihan Haber Ajansı haberi geçti de kullanan yok.. Tam bu noktada soralım; İlker Başbuğ Paşa Mescid-i Aksa’yı ziyaret ettikten sonra dönüşte aynı yapıda yer alan Ağlama Duvarı’nın önünde fotoğraf çektirdi diye manşetten hedefe koyan Vakit gazetesi Abraham ve heyetinin Başbakan’ı ziyaretini neden görmedi acaba? Yoksa Abraham Foxman, gizli Müslüman mı? Yahudiler Erdoğan’a en büyük ödülü(Cesaret) verir ve Tayyip beyi makamında kucaklarken susacaksın ve ondan sonra da İslam’ın kılıcıyım diyeceksin... Delirtmeyin beni...

suçlusunuz
Cumhuriyet burjuvazisinin ihaneti!
Ey Cumhuriyet sayesinde sermaye sahibi olmuş İstanbul dükalığı.. Ey milli sermaye oluşsun diye teşviklerden, kredilerden yararlandırılarak büyütülmüş zenginler güruhu... Ey Cumhuriyet burjuvazisi sana yazıklar ve yuhlar olsun. Seni sıfırda alıp bugünlere getiren, sırtına alan, geliştiren, önünü açan, cebine dolaylı olarak para koyan, aman müteşebbisim Türk olsun diye bağrına basan Cumhuriyet ve ilkeleri saldırı altında, ama sen umursamıyorsun!.. Umursamamazlık bir yana dolaylı olarak onun yıkılmasına adeta katkı sunuyorsun... Suçlusun sen, suçlusun.. Bunun hesabını tarih önünde vereceksin.. Efendim susmayıp da ne yapabilirim deme, isteseydin çok şey yapabilirdin, ama yapmadın. Tersine Cumhuriyet’i yıkmak isteyenlerle daha fazla kazanç anlayışından ötürü aynı safta yer aldın. Onlara, medyasına, kurumuna para ya da ilan vererek destek oldun.. Yazıklar olsun sana, utanmaz kişiliksiz burjuva...
Bu adalet mİ?
Elektriğe yüzde 40, emekliye yüzde 2!
GHatırlayın ne demişti Başbakan? “Emeklimi enflasyona ezdirmeyeceğim.” Soruyorum, dedi mi demedi mi?Dediyse ve bugün onlara ilk 6 ay için sadece yüzde 2 zam yaptıysa ve enflasyon da hükümetin kendi rakamı ile yüzde 12 -15 aralığında ise sorarım size, nedir bunun adı? Evet cevap verin ey AKP’yi baş tacı edenler, nedir bunun adı? İlk 6 ayda elektriğe yüzde 40 zam yapılır ve benzer temel gider kalemlerde aynı oranlarda yükselişler olurken AKP’nin emekli, dul ve yetime layık gördüğü sadece ve sadece yüzde 2’dir... Soruyorum bu mudur kimsesizlerin kimsesi olmak? Bu mudur varoşların, gariplerin temsilcisi olmak? AKP matbuatına bakın bu konuyla alakalı tek bir satır yok, varsa yoksa TSK ile Ergenekon.. Görüyorsunuz oynanan oyunu...Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete haberiniz olsun...