DENiZ YILDIZI


Join the forum, it's quick and easy

DENiZ YILDIZI
DENiZ YILDIZI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hesaplaşmanın galibi kim olacak?

Aşağa gitmek

Hesaplaşmanın galibi kim olacak? Empty Hesaplaşmanın galibi kim olacak?

Mesaj tarafından Sebahattin ÖNKİBAR 2008-07-04, 00:29

Önceki gün de yazdık, bu iş soruşturma değil, hesaplaşmadır.
Ergenekon bu işin ambalajıdır.
Öyle olmasaydı soruşturmada böyle bir takvim işlemez ve Başbakan yasaları çiğneyerek Ergenekon savcılığının basın sözcülüğünü
yapmazdı.
Belli ki Tayyip bey Deniz Baykal’ın dediği gibi bu işin dışında değil bizatihi merkezindedir.
Konu önce kapatılma davasına takas yapılmak istendi, başarılamayınca da harekete geçildi.
Peki bu iş nereye mi varır?
Çok değil bir-iki ay içinde bir tablo ortaya çıkacaktır.
Böylesi restleşmelerde tarafların biri mutlaka mağlup olur ya da olmak zorundadır. Aksi takdirde hesaplaşma Allah korusun vuruşmaya (iç kargaşaya) dönüşür.
Analize geçmeden önce vuruşan tarafları hatırlayalım:
Bir tarafta rejimi, yani Cumhuriyet’i kuran fikir ve onun anayasal bekçileri, diğer tarafta ise onlarla hesaplaşan iktidardaki parti.
Peki iç hizmet kanununa göre Cumhuriyet’i korumaya mecbur ve korumaması durumunda ihanet etme durumuna düşecek olan kurumların bu mücadelede mağlup ve de tasfiye olması düşünülebilir mi?
Böyle bir şey devletin yıkılması demek olacağından akla dahi getirilemez.
Bu durumda mağlup olacak taraf belli, yani öbür taraf, yani AKP güruhu değil midir?
Evet soğukkanlı düşünüldüğünde son operasyonun aslında bir bakıma intihar eylemi kategorisinde olduğu açıkça görülmektedir.
Dün de yazdık, mevcut tabloda 27 Mayıs ya da 12 Eylül’vari bir müdahale söz konusu
değildir.
Öyle, çünkü böyle bir şey AKP için emin olun can simidi olacaktır.
Bazıları şaşıracak ama bana göre AKP zirveleri darbeyi arzuluyor ve hatta zorluyor gibidir.
Biliyorlar ki darbeyle AB ve ABD ayağa kalkacak ve canları garanti altına alınacaktır.
Dahası, ülkeyi getirdikleri ekonomik felaketin de bu şekilde üstünü örtmüş olacaklardır.
Bitmedi, mağdur pozisyonuna girip yeniden muhteşem bir dönüşe zemin hazırlayacaklardır.
Peki darbe olmazsa ne mi olur?
Karşılarındaki muhatap asker değil, adaletin temsilcileri, yani yargı olacaktır.
Dolayısıyla onların vereceği hiçbir kararı ne uluslararası zeminlerde ne de iç kamuoyunda ters-yüz edemezler.
Yani açık bir anlatımla kapatılma kararı sonrasında açılacak yolsuzluk dosyalarında yüz kızartıcı mahkûmiyetler verildiğinde hiç kimse bu darbe hukukunun sonucu diyemeyecek ve birileri bırakın siyasete geri dönmeyi ömürlerini zindanlarda tamamlayacaktır.
Oysa darbede idam bile verseniz, örneklerle sabittir ki gerekçe haklı bile olsa o kişi birkaç sene sonra kahraman olarak geri döner.
İşte bunun içindir ki sakin olunmalı ve yüreklere taş basıp Anayasa Mahkemesi’nin kararı beklenmelidir.
Çıkarılan son gürültüler dediğimiz gibi hadiseye asker boyutunu katmak ve dava sonucunu askere endekslemek içindir. Amaçları yukarıda özetlediğimiz gibi sivil hukukun kalem kırması ve yolsuzluk mahkûmiyetlerini askere bağlamaktır.
Gelelim Ergenekon hikâyesinde dış dinamiklerin olup olmadığına?
AKP’nin teorisyeni Fehmi Koru, bu mes’ele Erdoğan-Bush arasında konuşuldu diyor. Fehmi Koru ki gizli devlet bilgi ve tutanaklarını okuyanların en yakınındaki isimdir. Dolayısıyla onun söylediklerinin bir anlamı vardır.
Peki ABD’nin Ergenekon gibi operasyonlardan çıkarı ve hesabı ne mi olabilir?
Soğuk Savaş bitti, ABD artık kendi dediğine diklenecek güçlü bir ordu istemiyor (TSK, Irak’ı işgal, K.Irak ve Kerkük konularında ABD’ye Türkiye’nin çıkarı adına diklenmiştir). Bunun için TSK’nın imaj olarak yıpratılması, etkisizleştirilmesi ve hedefe oturtulması onun arzusudur.
Son sözümüz şudur:
Benim kanaatime göre AKP dava sonuçlanıncaya kadar fütursuzluğunu daha da artıracaktır.. Öyle, çünkü kapatılma davası ile tasfiyeye gireceğini görüyor. Bu itibarla AKP’ye kin kusan ve orduevlerinde toplandığı kaydedilenlere sesleniyoruz, aman dikkat! AKP’nin oyununa gelmeyin... AKP’yi tankla, postalla, dipçikle değil, hukukla, adeletle uğurlamalıyız.

çankaya boŞ
Köşk’te kimse var mı?
Anayasa’ya göre cumhurbaşkanının en önemli görevlerinden biri de devlet kurumları arasında ahengi sağlamaktır. Buradan hareketle MHP lideri Bahçeli ile Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök Sayın Gül’ü göreve davet etti... İyi de sorarım size Abdullah bey ne yapabilir? Bugün ülkede var olan sorunun temel kaynağı onun Köşk’e çıkması değil midir? Öyleyse böyle bir isim nasıl olur da iki tarafı uzlaştırabilir?.. İşte devletin başına tarafsız ve saygın bir isim bunun için önemlidir. Çankaya’da eğer Gül değil de tarafsız bir isim olmuş olsaydı cumhurbaşkanı kurumları bir araya getirir ve ahengi sağlardı. Bugün Abdullah beyin malum kişiliği sebebiyle bu olamıyor.. Doğrusunu söylerseniz Sayın Gül orada oturduğu süre içinde bunun olması mümkün olmayacaktır. Bu tablo da Çankaya’nın teorik olarak dolu ama pratik olarak boş olduğunu gösterecektir. Anayasal yetkilerini kullanamayan bir cumhurbaşakını olabilir mi?

çok garİp
Özden Örnek ve diğer isimler?
Anakara’da fısıltılar art arda uçuşuyor. Spekülasyon olmasın diye iki gün önce vermedik, ama konu bazı yerlere düşünce bizim de saklamamızın anlamı kalmadı. Tabii yazacaklarım söylentidir ve gerçekliği şüphelidir... İddia şudur: Gözaltına alınacak isimler sadece son alınanlarla sınırlı değilmiş. Peki diğer isimler kimler miymiş? 1)Ahmet Necdet Sezer, 2) Hüseyin Kıvrıkoğlu, 3) Doğu Silahçıoğlu, 4) Mustafa Özbek, 5) Sabih Kanadoğlu...İddiaya göre bu isimlerin gözaltına alınması son anda durdurulmuşmuş.. Bunların önümüzdeki günlerde alınıp alınmayacağı da hâlâ meçhul imiş...Tam bu noktada bir parantez açıp soruşturmadaki bir garabeti sunmak isteriz. Malum Ergenekon’un en önemli ayağı darbe yapma iddiası ve de Özden Örnek’in günlükleridir. Düşünebiliyor musunuz Özden Örnek bir günlük tutuyor, o ele geçiriliyor, orada adı geçenler tutuklanıyor, ama Özden Örnek’e tek bir soru bile sorulmuyor... Yahu ben Özden Örnek olsam düşülen görüntü sebebiyle isyan ederdim.. Ne yani, Özden Paşa için ne demek istiyorsunuz? Yok bir şey demek istemiyorsanız bir ifadesine başvurmamak olur mu? Özden Paşa olayı mes’eleyi ABD’ye bağlamak isteyenler tarafından dillendiriliyor. Biz TSK’daki hiçbir general için yapılacak bir amaya bile isyan ederiz.. Ama görüyorsunuz acayiplikler var.

İYİ gün dostu
Zafer Çağlayan’ın Sinan Aygün ayıbı!
Manayi Bakanı Zafer Çağlayan bizim 20 yıldır çok çok yakından tanıdığımız bir isimdir. Zafer’i Ankara her iktidarın adamı olarak bilir ve tanırdı. Sinan Aygün zihniyet olarak muhafazakârlığa çok yakın iken Çağlayan’ın başkent imajı Hüsamettin Özkan’ın rakı masası arkadaşlığıdır ki buna biz ve çok kişi hem Yakamoz Restaurant’da, hem Planet’te, hem Trilye’de, hem Kalbur’da defalarca şahitlik etmişizdir. Evet Zafer Çağlayan AKP öncesi Ecevit hükümetin en yakınındaki isimdi ve de o hükümetin DSP, yani sol kanadını temsil ediyordu. İşte bu Zafer Çağlayan girdiği güne kadar hakkında ağza alınmadık laflar ettiği AKP’ye girip ve oradan bakan olunca birden hidayete erdi ve geçmişi ile arkadaşlıklarına sünger çekti. Zafer’i Ankara’da tanıtan ve milletin arasına sokan Sinan Aygün ile Rıfat Hisarcıklıoğlu iken o Zafer kardeş şimdi Sinan Aygün’ü tanımamazlıktan geliyor ve susuyor.. Bak Rıfat bey yiğitliğini gösterdi ve tavrını sergiledi.. Diyeceksiniz ki adam bakan... Yapmayın... Bakan olsun, gider ATO’ya ya da evine insani görevini yapardı.. En önemlisi kendini topluma sunan ve öne çıkaran Sinan Aygün’ün tabanca komplosunun ne olduğunu araştırırdı.. Yapmadı... Zarar görmeyeyim diye uzaktan seyretti.. Yazıklar olsun Zafer Çağlayan... Eyy AKP zirveleri sorarım size, bugün Sinan’a bunu yapan yarın size ne yapmaz!
Sebahattin ÖNKİBAR
Sebahattin ÖNKİBAR
ALTIN ÜYE
ALTIN ÜYE

Erkek
Mesaj Sayısı : 178
Yaş : 58
ŞEHİR : yazar
Meslek : yazar
Öğrenim Durumu : yazar
Kişisel Mesaj : sonkibar@gmail.com
Aldığı Teşekkür : 20
Kayıt tarihi : 27/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz