OTURDUĞUNUZ RAHAT KOLTUKLARDAN KALKMANIZ İÇİN DAHA KAÇ TANE KATLİAM OLMASINI BEKLİYORSUNUZ
1 sayfadaki 1 sayfası
OTURDUĞUNUZ RAHAT KOLTUKLARDAN KALKMANIZ İÇİN DAHA KAÇ TANE KATLİAM OLMASINI BEKLİYORSUNUZ
Devlet yetkilileri, üst düzey Devlet görevlilerinin eşleri,
Kadın ve çocuktan sorumlu Devlet bakanı, Kadın örgütleri, toplum bilimciler,
parti kadın kolları, hepinizedir bu soru.
Mardin’de yaşanan insanlık dışı ama bölge için de bir o
kadar /neredeyse/ normal karşılanan bu katliamdan sonra birer ikişer bölgeye
gittiniz.
Orada 70 tane çocuk bir anda öksüz ve yetim kaldı. O
çocuklara oyuncaklar götürüp sözüm ona eğlendirdiniz. Büyük olasılıkla da
vicdanınızı rahatlatmaya, en önemli olasılıkla da basın karşısında /bir şeyler yapan/
olmaya çalıştınız.
Ama biliniz ki çok geç kaldınız. Bu yara da süreç içinde
küllenecektir. O zaman gidecek misiniz oralara?
Yanıtınızı biliyorum; hayır, gitmeyeceksiniz.
Nasıl yerel seçim öncesi “sosyal devlet” zırhına sığınarak,
susuz köylere çamaşır makineleri dağıtıp, hemen seçimin sonrasında buraları ve
sosyal devlet anlayışınızı unuttuysanız, Mardindeki 70 öksüz yetimi de aynen
öyle unutacaksınız.
Sakın ola ki “ hayır” demeyin. Hiç inandırıcı olmaz.
Gerçek sosyal devlet anlayışına, samimiyetle inananlardansanız
veya ülkemizdeki ağalık sisteminin, aşiretlerin, katliam emri verebilen
şıhların varlığından ve bunların ülkemize verdikleri zararları görebilseydiniz
bu güne kadar oralara çok daha sık giderdiniz. Hem de öyle göstermelik üç beş
oyuncakla değil. Gerçek iş yapmak, bölge insanını aydınlatmak ve
gereksinimlerini samimiyetle dinleyip bu konularda bir şeyler yapmak üzere
giderdiniz.
Bu gün o köye gidenyetkililer, siz daha önce bölgeye böyle
bir ziyaret yapmış mıydınız? Siz çocuklara oyuncaklar götürdünüz. Ama onlar o
oyuncakları görecek, onlarla oynayacak durumdalar mı acaba?
Köylünün sizden istediği okulun yapılması için bir adım
atacak mısınız?
Bu ve benzeri daha onlarca soru, katliam ertesi bölgeyi
ziyarete(!) giden tüm devlet yetkililerine, sivil toplum örgütlerinin
yetkililerine, partililere, bölge milletvekillerinedir.
Ülkemizin bölünmez bütünlüğü sadece klişe haline gelmiş bir
tümce değildir. Gerçek anlamda bölünmez bütünlük tüm yurttaşları kucaklamaktır.
Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu gibi, aşiretlerin her türlü yasayı kendilerinin
koyduğu bölgelere gidip, halkla yüz yüze, göz göze konuşup, gereksinimlerini
dinlemek, sosyal sorunlar için üniversitelerimizdeki toplum bilimci profesörlerden
bilgi almak, gerekirse, bölgeye sevk edip, yerinde eğitim uygulamak için daha
kaç katliam olmasını bekliyorsunuz?
Bu işler pahalıdır, oyuncak almak ise çok daha ucuzdur gibi
bir düşünceye sahip olduğunuzu aklıma bile getirmiyorum…
Aklıma gelmeyen başıma gelmez umarım…
Kadın ve çocuktan sorumlu Devlet bakanı, Kadın örgütleri, toplum bilimciler,
parti kadın kolları, hepinizedir bu soru.
Mardin’de yaşanan insanlık dışı ama bölge için de bir o
kadar /neredeyse/ normal karşılanan bu katliamdan sonra birer ikişer bölgeye
gittiniz.
Orada 70 tane çocuk bir anda öksüz ve yetim kaldı. O
çocuklara oyuncaklar götürüp sözüm ona eğlendirdiniz. Büyük olasılıkla da
vicdanınızı rahatlatmaya, en önemli olasılıkla da basın karşısında /bir şeyler yapan/
olmaya çalıştınız.
Ama biliniz ki çok geç kaldınız. Bu yara da süreç içinde
küllenecektir. O zaman gidecek misiniz oralara?
Yanıtınızı biliyorum; hayır, gitmeyeceksiniz.
Nasıl yerel seçim öncesi “sosyal devlet” zırhına sığınarak,
susuz köylere çamaşır makineleri dağıtıp, hemen seçimin sonrasında buraları ve
sosyal devlet anlayışınızı unuttuysanız, Mardindeki 70 öksüz yetimi de aynen
öyle unutacaksınız.
Sakın ola ki “ hayır” demeyin. Hiç inandırıcı olmaz.
Gerçek sosyal devlet anlayışına, samimiyetle inananlardansanız
veya ülkemizdeki ağalık sisteminin, aşiretlerin, katliam emri verebilen
şıhların varlığından ve bunların ülkemize verdikleri zararları görebilseydiniz
bu güne kadar oralara çok daha sık giderdiniz. Hem de öyle göstermelik üç beş
oyuncakla değil. Gerçek iş yapmak, bölge insanını aydınlatmak ve
gereksinimlerini samimiyetle dinleyip bu konularda bir şeyler yapmak üzere
giderdiniz.
Bu gün o köye gidenyetkililer, siz daha önce bölgeye böyle
bir ziyaret yapmış mıydınız? Siz çocuklara oyuncaklar götürdünüz. Ama onlar o
oyuncakları görecek, onlarla oynayacak durumdalar mı acaba?
Köylünün sizden istediği okulun yapılması için bir adım
atacak mısınız?
Bu ve benzeri daha onlarca soru, katliam ertesi bölgeyi
ziyarete(!) giden tüm devlet yetkililerine, sivil toplum örgütlerinin
yetkililerine, partililere, bölge milletvekillerinedir.
Ülkemizin bölünmez bütünlüğü sadece klişe haline gelmiş bir
tümce değildir. Gerçek anlamda bölünmez bütünlük tüm yurttaşları kucaklamaktır.
Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu gibi, aşiretlerin her türlü yasayı kendilerinin
koyduğu bölgelere gidip, halkla yüz yüze, göz göze konuşup, gereksinimlerini
dinlemek, sosyal sorunlar için üniversitelerimizdeki toplum bilimci profesörlerden
bilgi almak, gerekirse, bölgeye sevk edip, yerinde eğitim uygulamak için daha
kaç katliam olmasını bekliyorsunuz?
Bu işler pahalıdır, oyuncak almak ise çok daha ucuzdur gibi
bir düşünceye sahip olduğunuzu aklıma bile getirmiyorum…
Aklıma gelmeyen başıma gelmez umarım…
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz